48.bölüm

11.9K 1.1K 127
                                    

Bölüme başlamadan mini mini bir açıklama yapmak istiyorum.

Geçtiğimiz bölümde yani 47.bölümde herkes hikayenin çok ağır ilerlediğinde, olay olmadığından yakınmış ve bunun hakkında olacak açıklamam.

Benim Bir Hayli'yi yazma amacım olaysız, klişe bir kurgu yazarak karakterlerin içine daha fazla girebilmekti ve amacımdan sapmayı da düşünmüyorum açıkcası.

Zaten finale de çok bir şey kalmadı. Aklımda bir kaç sahne var. O sahneler bitince kitap da bitecek.

Ben de biliyorum her bölüm farklı bir olay yazıp bu olaylar silsilesi karşısında karakterleri yakınlaştırmayı ancak bunu samimi bulmuyorum. Tamam bir olay oldu, iki olay oldu ama fazlası aşırı yapmacık geliyor bana.

Tabii böyle hiç olay olmaması da size sıkıcı geliyor olabilir, haklısınız da ama anlatabiliyor muyum bilmiyorum ama benim bir amacım vardı bu hikayeye başlarken ve o amaçtan sapamam. Bu bir nevi geçmişteki kendime ihanet olur kanımca.

İstediğiniz tarzda zaten bir dünya abi kurgusu var. Gidip onları okuyabilirsiniz, ben hem sakin, hem orjinal hem de bir olayla birden mecburi bir yakınlaşma değil de adım adım yakınlaşan bir aile istedim.

Lara size hâlâ aşırı mesafeli gelebilir ama ilk bölümlerdeki ve şimdiki Lara arasında Lara gibi çekingen bir karakter için fazlaca büyük bir fark var.

Hikayenin ağır ilerlediğinin de farkındayım ama Lara'nın karakteri gereği böyle olması gerekiyordu bence ve böyle oldu.

Ben böyle olmasından şikayetçi de değilim açıkçası.

Çok uzun konuştum.

Sonuna kadar okuyan herkese teşekkür ederim.

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın.

İyi okumalar...

*

Sadece saniyeler önce son sınav bitmişti.

Felsefeyi biraz batırmıştım ama genel olarak fena sayılmazdı.

"Nasıl geçti?" dedi Eren birden kolunu omzuma atarak.

Kelebek sistem olduğu için farklı sınıflardaydık.

(Üstteki açıklamayı okumadıysanız bir dakikanızı ayırıp okuyun lütfen<3)

"Bir tık battı..." dedim işaret ve baş parmağım arasında minicik bir boşluk bırakmış ve onu da Eren'e göstermiştim.

Dün de alçım çıkmış ve el bilek ateli takıyordum şimdi de.

Alçıdan daha rahat olduğu bir gerçekti. Bir kere istediğim zaman çıkarabiliyordum.

"Ben sıçtım sanırım..." dedi Eren derin bir iç çekerek.

"Neyse ki hiç çalışmamıştım..." dedi ardından da gülümseyerek ve omzunu silkti.

"Çalışsam da yapamazmışım. "

İster istemez gülerken başımı iki yana salladım onaylamazca ama hakkı yok değildi.

"Puff!" dedim sınıf koridoruna geldiğimizde.

"Daha 5 saat var..."

5 saat daha ders görmek istemiyordum bu sınavın üzerine.

"Hadi okuldan kaçalım!" dedi Eren bunun üzerine beni yarı yolda durdurarak. Herkes sınıflarına gitmeye çalıştığı için koridor çok kalabalıktı.

Bir HayliWaar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu