42.bölüm

13.4K 1.1K 134
                                    

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın...

İyi okumalar...

*

Piyano sesi artık sinirlerimi bozuyordu. Gerçekten Ege isteyecek başka hediye bulamamış mıydı?

Ege'nin doğum gününden sonraki sabah erkenden birileri gelmiş ve piyanoyu kurarak gitmişti. Yalnızca Ege'nin çaldığıyla kalmıyor Eliz ve Edis de sonuna kadar kullanıyordu ve günün neredeyse tamamında bu sesi duyuyorduk. Şunu kapatsalar olmuyor muydu?

Ağlamaklı bir şekilde aşağı ilerlerken piyanonun başında Eliz ve Edis rastgele tuşlara basıyor ve fazlaca eğleniyorlardı.

Yalnızca uyumak istiyordum ama Eliz neşeli bir kahkaha attığında çalmayın demek içimden gelmemişti.

"Ya yeter ama!" dedi Eren de hemen yanımda girişte durarak.

Ona yan bir bakış attım. Onun da yeni uyandığı belliydi.

"Anne!" diye seslendi yukardan Batı abi de sinirli bir şekilde.

Ardından adım sesleri geldi merdivenlerden.

"Anne!" dedi bir kez daha bize yaklaşırken.

Zeynep hanım mutfaktan çıkıp gelirken şaşkınlıkla Batı abiye bakıyordu.

"Ne oldu, Batı?"

"Anne al şu çocukları ya! Bir uyutmadılar!"

Zeynep hanım gülerken ben ve Eren'e de baktı. Ardından da önce Eliz'i sonra Edis'i öptü.

"Aferim benim bebeklerime. Ne güzel herkesi topluca uyandırıyorlar. Bir de tek tek mi uğraşalım?" dedi ve ardından içeri doğru ilerledi ancak Güney abinin isyanıyla duraksadı.

"Bugün pazar, pazar! Bari bırakın da bir güncük uyuyalım!" Sanırım geç yatmıştı. Gözleri kıpkırmızıydı.

"Pikniğe gidicez. Kahvaltıyı edip erkenden çıkıcaz. Hadi uyanmayan varsa onları da kaldırın da, elinizi yüzünüzü yıkayıp gelin."

"Ya şu gürültüye uyanmayan olabilir mi?" dedi Kuzey abi de üzerini giyinmiş bir şekilde aşağı inerken.

Kuzey abi merdivenlerden tamamen indiğinde yukarı çıkmaya başladım yeniden. Piknik. Perihan hanım. Luka.

Yaşadığım kısa aydınlanmayla olduğum yerde kalmak istiyordum ama peşimden Batı abi ve Eren de geliyordu.

Luka, Perihan hanıma söylediğini söylemişti. Pikniğe onlarla gidecektik. Acilen bir bahane bulmam gerekiyordu. Oraya imkanı yok gidemezdim.

Odama girdiğimde yatağa girip yeniden uyumuş gibi yapmayı düşündüm ama aşağıdan hâlâ deli gibi piyano sesi gelirken bu pek gerçekçi değildi.

Kolumun ağrıdığını söylesem yalnızca ben değil en azından bir kaçı da benimle kalırdı. Ki kaynama esnasında aslında ağrıması normaldi. Kuzey abi bir şey olmadığına onları ikna edebilir miydi ki?

Bunu istemiyordum. Ablama söz verdiğimi söylesem. Hayır, Kartal abinin ablamın Ağva'da olduğunu bilme ihtimali vardı. Bir ara buluculuk için gitmişti.

Aklıma başka bir bahane gelmezken gitmek de istemiyordum. Perihan hanımın imkanı yok yüzüne bakamazdım. Niye söylüyordu ki? Luka'yı sanırım öldürecektim.

Bir de abisi ve yengesi de olacaktı. Onlar da biliyorsa? Ki daha sevgili bile değildik. Ya da öyleydik. Öyle miydik?

Ablamı arayıp benim için bir yalan bulmasını mı isteseydim? Onun için çocuk oyuncağıydı.

Bir HayliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin