1

31.8K 1.1K 97
                                    

"Evet Sima, cevabın nedir?" diyen sese bakıp dudağını dişledi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Evet Sima, cevabın nedir?" diyen sese bakıp dudağını dişledi.

Bu aldığı en iyi tekliflerden biriydi. Kabul etmeliydi. Evet, ona ne zararı olabilirdi ki! Yavaşça karşısında oturan iki adama baktı. Oldukça çekici kişilerdi. Zararsız görünüyorlardı.

"Kabul ediyorum Hikmet Bey," dedi gülerek ve iki adam da aynı onun gibi güldü. Hikmet Bey'i üç yıldır tanıyordu. Onu sefil bir asistan olmaktan kurtarmış, orta seviyede bir tasarımcıya dönüştürmüştü. Masada duran anlaşmaya baktı. Sadece üç ayı vardı. Ondan sonra her şey harika olacaktı. Öyle olmasını umuyordu.

"Size güveniyoruz," dedi Deniz Bey. Onu çok iyi kestiğini itiraf etmeliydi. Evli bir adama göre fazla sadakatsizdi. Ama aşk evliliği yapmadığını herkes biliyordu.

"Güveninizi boşa çıkarmayacağım, emin olun."

Kabul ediyordu o da adamı delirtecek şeyler yapıyordu. Ama hoşuna gidiyordu, ne yapabilirdi? "İzninizle," diyerek ayağa kalktı ve iki adamın da elini sıktı.

Yavaşça dışarı çıktığında aldığı nefesi bıraktı. Büyük bir oyun onu bekliyordu. Plan yapmalıydı. Ya da önce eşyalarını toplamalıydı. Hızla masasına gitti ve büyük karton poşeti aldı. Bu poşet hep burada dururdu. Bir gün ihtiyacı olacağını düşünmemişti.

"Ne oldu?" diyen Eda'ya baktığında mesleğinin ona öğrettiği en önemli şeyi yaptı. "Önemli bir şey yok.İzin aldım sadece. Bir süre yokum," dedi gülerek. Üç aylık bir süre(!)

Asla birine güvenme. Eğer bir tasarımcı iseniz bu sözü ilke edinmeniz gerekir. Çünkü bu alanda her an her şey olabilir. Ona verilen görev, Türkiyenin en ünlü tasarımcıların biri olan Levent Çetin'in sırlarını, yöntemini hatta ilham kaynağını ele geçirmekti. Eğer bunu başarırsa yüklü bir miktar para ve yüksek mevki onun olacaktı. Bu kulağa çok saçma gelebilirdi. Ama bu adam diğerleri gibi değildi. Kimseye benzemiyordu. Canlı mankenlerle çalışmıyor, cansız manken kullanıyordu. Büyük bir yalısı vardı ve burada tek başına oturuyordu. En garibi ise şu ana kadar tek bir demeç, röportaj vermemesi ya da jürilik gibi hiç bir faaliyette yer almamasıydı. Bu adamda bir şey olduğunu hissediyordu. Ve o şeyi bulmak için heyecanlanıyordu. Ama önce bir plan yapmak gerekiyordu. O yalıya bir şekilde sızması için bahane bulmalıydı.

Eve giderken düşündüğü tek şey bu oldu. Öyle bir şey bulmalıydı ki üç ay boyunca onun çevresinde olmalıydı. Sekreter ya da menajer olmazdı. Adam dokuz yıldır aynı sekreteri kullanıyordu. Hayatı çok aynıydı. Hiç kadınlarla takılmıyordu. Gece hayatı yoktu. Kardeşi, ailesi yoktu. Arkadaşları yok denecek kadar azdı. Sosyal olmadığı belliydi, onun gidebileceği bir yol yok gibi duruyordu.

Koltuğunda kıpırdayarak diğer dosyayı eline aldı. Burada ilginç bilgiler vardı işte. Ayda oldukça yüksek bir miktarda para kazanıyordu ancak bu paranın neredeyse yarısını hayır kurumlarına bağışlıyordu. Son altı ayda hep aynı yere bağış yapmıştı. Çocuk Esirgeme Kurumu.

TemassızHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin