- Bugün hangi masalı anlatacaksın Yusuf'um?" Diye merakla sordu Gülhanım, Yusuf Mirza Mehran Efe'ye her gece masal anlatıyordu. Öyle bilindik masallar değildi. Eski masallardan anlatıyordu Berzan ağanın zamanında oğluna anlattığı masalları şimdi Yusuf Mirza oğluna anlatıyordu. Ve Gülhanım'da o masalları dinlemeyi çok seviyordu. Yusuf Mirza öyle güzel anlatıyordu ki, tane tane konuşuyordu. Tıpkı küçük bir kız çocuğu gibi dikkatlice dinliyordu kocasını.

- Yusuf Mirza'nın, çilesini anlatacağım bu sefer." Demişti gülerek ve karısına göz kırpmıştı.. Gülhanım'da anladığı ima ile kıkırdamıştı ama Mehran Efe anlamadığı için küçük kaşlarını çatmıştı... Annesi ve babası neye gülmüştü öyle? Derken babası en sevdiği horoz masalını anlatmaya başlamıştı.. Kısa süre içinde de hepsi birbirine sarılı vaziyette uykuya dalmıştı...

~~~~~

Ayşe sertçe yutkundu ve yatağa girdi. Ağabeyinin sözü güzel ve eğlenceli geçmişti. Çok fazla eğlenmişti kendiside, kendini tam olarak o eski günlerde aile olduğu günlerde hissetmişti. Ela ile dans etmişlerdi, çok seviyordu Ela'yı o kadar tatlı ve güzel kızdı ki, resmen tutup bazen ısırası geliyordu. Büyüdükçe annesine benziyordu... Kaderi benzemesin diye geçirdi içinden.

Banyo kapısının açılma sesini duymasıyla, gözlerini sımsıkı kapattı. Barut çıkmıştı ve ailesini  evliliklerinin normal bir evlilik olduğunu düşündüğü için onlara bir oda vermişlerdi. İstanbul'daki evlerinde ikiside ayrı odalarda kalıyorlardı. Barut ile aynı yatakta yatmak korkutmuyor tam aksine, güvende hissediyordu. Ama yinede çekiniyordu,  Barut onun en yakın arkadaşıydı, ona karşı içinde sadece çok ok büyük bir hayranlık vardı.

- Uyumadığını biliyorum Ayşe." Barut'un tok sesini duymasıyla derin bir nefes aldı Ayşe. Hayır, karşsındaki eski bordo bereli bir askerdi kimi kandırmaya çalışıyordu.?

- Uyumaya çalışıyorum." diye cevap verdi Ayşe yorgana daha sıkı sarıldı.

Derin bir iç çekti Barut, dolaptan çıkardığı beyaz kazağını üzerine geçirdi ve

- Eğer, benden rahatsız oluyorsan koltukta yatarım ben." demişti sakin bir tonla ve Ayşe gözlerini açmış hemen yatakta oturur pozisyona gelmişti ve bir çocuk gibi başını olumsuz anlamda hızlıca sallamıştı. Yanlış mı anlaşılmıştı acaba?

-Hayır ! Hayır! aksine seninle yatmak hoşuma gidiyor." demişti hızlıca ve daha sonra yanaklarına doğru yayılan utanç duygusu ile ölmek istedi. Seninle yatmak mı? Oha! Ayşe oha! demişti içinden görende senelerce yatıyoruz sanacak. Kendini toparlamaya çalışmak istedi ama utançtan resmen konuşamıyordu.

Barut hafifçe güldü, genç kızın kendini açıklamayaması hoşuna gitmişti. Heyecanlandığı zaman ve utandığı zaman konuşmayordu Ayşe. Sessizce yatağa geçti ve sırt üstü uzandı. Daha sonra Ayşe'de uzandı.. Uzun süre sadece ikiside tavanı izledi... Konuşmadı Barut, sadece yanında yatan genç kızın nefes alışverişini dinledi. Daha sonra Ayşe'nin ona karşı döndüğünü  ve daha sonra göğsüne yattığını.hissetti.. Gözlerini sımsıkı kapattı ve Ayşe'nin ona sarılmasına izin verdi... Ayşe ise Barut'un kalp atışını sayarak, güven dolu bir uykuya daldı....

~~~~~

Oğlunun elinden sıkça tuttu ve odadan çıktı Gülhanım. Yarın gece Yağmur'un kına gecesi vardı ve Yağmur  sabah arayıp "lütfen sen bu gece  gel"  diyince dayanamamıştı. Ve sabah kocası ile konuşmuştu. Tabiki Yusuf Mirza gitmesine karşı gelmişti. Ama Gülhanım yine cilvesiyle kocasını ikna etmişti, birkaçta birşeyler vaad etmişti. Daha sonra eltisi Melek ile konuşmuştu ve Melek'te gelmek istemişti... Eee o zaman kına gecesinden önce şöyle bir kız kıza gece geçirsinlerdi.  Yusuf Mirza sabah Barut ile şirkete gidince, Mehran Efe'yide mecbur amcalarına emanet edecekti. Oğlundan ilk defa ayrı kalacağı için biraz huzursuzluk içinde idi. Ama biliyordu ki, amcaları ona gözü gibi bakardı. Hem zaten sürekli kocasından resmini isterdi... Derken Mehran Efe amcalarını görmesiyle annesinin elini bırakmış ve koşmaya başlamıştı. Gülhanım kocaman gülümsedi, bir zamanlar acaba büyücek mi diye düşündüğü oğlu şimdi yerinde duramıyordu. Çok şükür! Çok şükür!

PAYEDÂR(TÖRE) /TAMAMLANDI\Where stories live. Discover now