10. BÖLÜM: TEXTİNG

11 3 16
                                    


<3 ‹3 <3

Fiziksel ama en çok da psikolojik olarak aşırı yorucu günün ardından eve çıkabildiğimde ilk işim beni kendime getirecek bir yüz bakımı yapmaktı. Zira günün tüm rezilliği ve kepazeliği cildime yapışmış gibi hissediyordum.

Üzerimi değiştirip en rahat pembe pijama takımımı giydikten sonra saçlarımı bağladım ve pofuduk terliklerimle günün yorgunluğunu üzerimden atmak için banyoya yöneldim. Aklımın bir köşesinde İrem, Eren ve Taylan üçlüsünden olan bir şeytan üçgeni vardı ve açıkçası aralarında güme gitmekten ödüm patlıyordu.

Taylan meselesine nasıl yaklaşacağımı asla bilememekle birlikte İrem'e, olimpiyatlara hazırlanan atlet hızında koşan Eren abi için de aklıma hiçbir şey gelmiyordu. Onların, henüz flört aşamasının f'sine denk gelmeyen ilişkileri bir yana, Taylan'ın bana yavşadığını da anlamayacak kadar salak değildim.

Bana maç esnasında kendi adının yazdığı pankartı tutturması, sonrasında dibimden ayrılmaması ve okulda şimdiye kadar Badem demiş ikinci kişi olması (ilki elbette Zilan'dı) Tüm bunların toplamı bir şeylerin peşinde olduğunu gösteriyordu.

Yüz temizleme fırçama sıktığım köpükle dairesel hareketlerle yanaklarımı ovarken bakışlarım kısıldı. Eee demişler sonuçta, birincisi tesadüf, ikincisi kaza, üçüncüsü kasıt. Kısa bir an duraksadım, bu cümle böyle değildi sanki.

"Amaaan," dedim sonra kendi kendime. Neyse ne sonuçta beni ilgilendiren süreç değil sonuçtu. Taylan'ın bu ilgili davranışlarından etkilenmediğimi söylesem yalan olur şimdi Allah var. Tatlı, ilgili ve biraz da şapşal bir çocuk ama beni düşündüren kısım tüm bunların gerçek olup olmadığı.

Hisleri gerçek değilse bile ama ya o gerçekmiş gibi hissediyorsa?

Bu henüz içinden çıkamayacağım karmaşık bir meseleydi sanırım düşünmek ve kendimi de tartmak için zamana ihtiyacım vardı. Beni ilgilendiren sorunu çözmenin bir yolunu bulurdum ama beni dolaylı yoldan ilgilendiren mesele için biraz kafa patlatmam gerekiyordu.

Eğer yakın zamanda Eren İrem felaketinin önüne geçmezsem, önümüzdeki yaz kendimi, saçlarımda parlayan simlerle evimize en yakın düğün salonunda gelinin kız kardeşi olarak bulmam işten bile değildi. Eğlenceyi de fazlasıyla seven bir insan olduğumu hesaba katarsak halay başı olarak tek elimle mendil sallarken "Oğlan bizim, kız bizim," naraları atabilecek potansiyele sahiptim.

Bunu diyorum çünkü Eren abinin annesi Sema teyze fırsatını buldukça var mı birileri, bizi ne zaman tanıştıracaksın diye çocuğu darlayıp duruyordu. Çocuk dediğime de bakmayın Eren abi de hem görünüş hem de akıl fikir açısından yaşıtlarını solda sıfır bırakırdı ama İrem bunun için uygun bir aday değildi ki.

Umutsuzlukla omuzlarımı düşürürken bu işi sonrasında çözmek için zihnimin gerilerine yolladım ve yüzümü duruladıktan sonra geri odama geçtim. Bağdaş kurarak yatağıma oturduktan sonra, gruba atılan pasta keserken çekildiğimiz iki üç fotoğrafları bakarken kızların olduğu gruptan mesaj geldi.

Z: Yarın Yüksel'in doğum günü için saat belli mi, Badem?

Hemen mesaja tıklayıp açtıktan sonra klavyenin üstünde ellerimi gezdirdim.

Vous avez atteint le dernier des chapitres publiés.

⏰ Dernière mise à jour : Feb 12 ⏰

Ajoutez cette histoire à votre Bibliothèque pour être informé des nouveaux chapitres !

KUPA ÜÇLÜSÜOù les histoires vivent. Découvrez maintenant