10.BÖLÜM"DİLİ OLMAYAN"

411 52 105
                                    



Hoş geldinizzz....

Sizleri çok özledimmmmm

Umarım sevdiğiniz bir bölüm olur, düşüncelerinizi çok merak ediyorum açıkçası beni unutmayınnnnn🥰❤️




   "10. BÖLÜM"

  "DİLİ OLMAYAN"

Bir kalbin eksikliğini normal bir anda hissetmezdi hiç kimse. Çünkü ne o kalbinin eksiliğinde değişen şartları hissederdi nede kalbi varken gerçekten yaşadığını. Kalp de sadece bir organ değildi benim için. O kalbi kalp yapan benim vücudum da değildi.

O kalbe girendi.

Girme nezaketini gösterendi.

"Baba geldin!" Sesimde taşıdığım heves, heyecan, o saf sevinç sarıldığım geniş omuza döküldü. "Geldin! Korktum ben, baba ben çok korktum." Kollarım benden kaçacakmış korkusuyla daha sıkı tutunurken, belimde sarılı olan kolunun da benden uzaklaşacağı korkusunu taşıyordum. "Bakayım iyi misin? Yaran var mı?" Sessiz kaldı. "Baba, baba!"

Bedenim kolları içinde sıkıştığında hareket eden göğsünden derince soluduğunu anladım. Bedeninden uzaklaşmaya çalışırken diğer tarafından da bedenine hem dokunuyor hem de bulmak istemediğim bir yaranın izini sürüyordum. Olmaması tek temennimken bulursam iç çekişlerimin hıçkıra hıçkıra ağlamaya döneceğinin çok iyi farkındaydım.

Omuzlarımdaki eli daha çok etrafıma sarılırken vücudundan uzaklaştırmaya çalıştığım bedenime engel oldu, kendi kafesinde özgürlüğümü verdi. "Şştt..." Saçlarım arasına dağılan sesinde yakaladığım duyguları göğsümün en saklı köşesine ulaştığında bir hıçkırık daha dudaklarımdan döküldü.

Başımı göğsüne bastırdığımda gözlerimden dökülen yaşların kendi kurak topraklarını bulduğunu biliyordum, öğretmişti.

"Sesini bile duyamadım." Boğuk sesim göz yaşlarıma çöken kırgınlığı kirli üniformasına akıtırken daha sıkı sarılamaya çalıştım. "Baba, ben neden sesini duyamadım?" Titreyen sesimi duyduğunda etrafıma ördüğü sert ama korunaklı kolları daha çok sıkılaştı.

Dudaklarının sıcak baskısını başımın üzerinde hissettiğimde otuz dakika önce hissetmediğim en büyük kırgınlığı şimdi hissediyordum. Belki de o an kırıldığımın farkında değildim, her insanın gözünden bakıyor hepsinde ayrı ayrı haklı oldukları bir nokta buluyordum.

Şimdi...

Kırılsam da korksam da beni gizleyebilecek, sarıp sarmalayacak sıcak göğsü bulduğum için o az önce hissetmediğim kırgınlığı en uçlarda hissediyordum.

"Buradayım," Derken sıcak, sessiz ama güven dolu bir öpücük bıraktığını hissettim. "Geldim." Derken mırıltılı sesinde kalan özlemi, mahcubiyeti hissettim. Bu dik duruşunda gizlediği duyguyu göğsümde hissettiğimde daha çok ağlamak istedim. "Çok yalnız bıraktım ben seni, değil mi?"

Sorduğu soru sırtına ulaşan parmaklarımı birer birer bir yumruk haline getirtirken üniformasının sert kumaşını sıktım avuç içlerimde.

Yalnız kalmıştım ama bu fiziksel bir yalnızlıktı. O beni hiçbir zaman yalnız bırakmamıştı. Yanımda olmasa bile yalnız bırakmamıştı. Ben bile kendimi yalnız bırakmıştım ama O'nun varlığının bende bıraktığı düşüncesi hiç yalnız kalmama izin vermemişti.

Başımı iki yana salladım ya da sallamaya çalıştım. Bunu hissetmiş gibi derin bir nefesle sırtımdaki ellerini bıraktığı yalnızlığı almak ister gibi gezdirdi sırtımda.

VURGUN İZ'İWhere stories live. Discover now