20. Bölüm

11.3K 1.3K 536
                                    

merhabalaarr, öncelikle herkesin bayramı mübarek olsun

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

merhabalaarr, öncelikle herkesin bayramı mübarek olsun. nice güzel bayramlar diliyorum sevdiklerinizle ve benimle:') ❤️

gecikmeli de olsa biz geldik! kitabın en uzun, en güzel bölümü oldu bence. umarım beğenirsiniz. yorumlarınızı ve yıldızlarınızı esirgemeyin...


Koca bir hafta geçmişti.

Ailesinin ilgisini kaybeden Ahu, iyileştiğini kabullendi ama bazı geceler hissettiği ağrılar yüzünden istirahate devam etti. Son birkaç gündür o da yok denecek kadar azalmıştı artık. Kaşındaki dikişleri de dün aldırmış, perte çıkan milyonluk arabasından küçük bir çizgi hatıra kalmıştı ona. Her gördüğünde ağlayası geliyordu.

Duş aldıktan sonra hazırlandı. Rahat bir şeyler giymek istiyordu, düşünceli bir şekilde dolabını izlemeye başladı. Siyah tayt, bol kesim beyaz tişört ve koşu ayakkabılarında karar kılmıştı. Saçları biraz nemli kalacak şekilde kurutup, mandal tokayla gelişi güzel bir topuz yaptı. Derin bir nefes alarak aynadan yansımasına baktığında, görüntüsünden memnun bir şekilde odasından çıktı.

"Ooo, günaydın Ahu Hanım. Uzun zamandır kahvaltıda göremiyorduk sizi, gelin lütfen, masamızı şereflendirin."

"Of baba," dedi genç kız, sandalyenin ucuna doğru yerleşirken. "Sabah sabah canın nasıl istiyor böyle konuşmayı, şaşırıyorum enerjine."

"Ne yapayım, iki suratsız kadınla yaşıyorum. Pozitif olmak zorundayım."

Canan Hanım, gözleri kapalı bir şekilde kahvaltısını yaparken, birini açarak Ragıp Bey'e baktı. "Uykumu alamadım, ondan böyleyim. Of ya, Pazartesi sendromu yaşayan insanlar için oryantasyon eğitimi verilmeli bence. Adapte olamıyorum, iki günde çalıştığımı unutuyorum resmen."

"Bugünde itibaren ben de katılıyorum o kervana."

"Ne?!" Canan Hanım'ın iki gözü de açılmıştı. "Anlamadım?"

"Bakırcılar'ın emlak danışmanı aradı geçen hafta. Bir iş teklif etti bana."

Ragıp Bey'in kaşları şüpheyle çatıldı. Bunun üstüne Ahu ona öyle bir bakmıştı ki, omuz silkerek açıklama gereği duydu. "Yanlış anlama, evin projesi yarım kaldı ya, o yüzden garipsedim teklifini."

"Durumu izah ettiğini düşünüyorum. Teklife de gelirsek, biraz şans doğrusu. Gayrimenkul şirketinde çalışan bütün iç mimarların hali hazırda ilgilendiği bir taslak varmış. Bu yüzden bahsi geçen ev için danışmanlık desteği sağlama konusunda sıkıntı yaşamışlar. Aklına gelmişim."

"Harika! Sahibi kim acaba?"

"Yurt dışında yaşadığını söyledi, pek bir bilgim yok, detayları bugün konuşacağız."

"Umarım nişanlı değildir," dedi, Ragıp Bey bıyık altından gülerek.

Çeşmiahu, babasının söylediğini duymazdan gelerek tabağına biraz peynir, salatalık ve simit aldı. "Evi bana bıraktı. İstediğim her şeyi yapabilirmişim."

Dört DuvarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin