2. Bölüm

306 17 6
                                    

Hiç tanımadığım ve bilmediğim bir adamın arabasına binmiş, ne olduğunu anlamadan kendimi bir anda yaşadığı evde bulmuştum

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Hiç tanımadığım ve bilmediğim bir adamın arabasına binmiş, ne olduğunu anlamadan kendimi bir anda yaşadığı evde bulmuştum. Elbette gecenin bu saatinde yaptıklarım tehlikeliydi ama, tuvaletim zihnimi ele geçirdiği için sağlıklı düşünememiştim. Normal şartlarda otoparka geldiğimiz ilk anda kapıyı açar ve ortadan kaybolurdum. Korkularım yüzünden buradaydım, eğer o köpeklerden korkmasaydım, üstüne para verseler o arabaya binmezdim.

Bu gece yaptığım her saçmalığa sebep olan tuvaletim artık yoktu. Hararetli gencin evinde, ondan korktuğum için lavabodan çıkamıyordum. Ya ben çıktığımda bana birşey yaparsa diye geçiriyordum içimden. Soğuk soğuk terlemiştim, ömrüm boyunca burada kalamazdım. Cesaretimi toplamak için çok uğraştım, olmuyordu, aynaya baktım.

Yüzüm bembeyaz olmuştu, burnumdan akan kanı sildiğimi sanmıştım ama, dudağımın üzerinde kan lekeleri vardı. Uzun ve koyu kumral saçlarım yıpranmış, ela gözlerimin rengi sönmüştü. Elime su alıp dudağımın üzerindeki kan lekelerini temizledim, tek isteğim mum alıp evime gitmekti.

Kapıyı açtım ve açar açmaz karşımda evinde olduğum genç belirdi. Etraf karanlıktı ve elinde silah vardı. Uğradığım şokun etkisiyle, zaten korkum en yüksek seviyede olduğu için, çığlık atacaktım, ağzımı açtığım anda eliyle kapattı. Yaptığı ani hamleyle beni fazlasıyla korkutan bu adamın, duvarla arasında kalmıştım. Silahı bana doğru tutmuyordu, kulağıma yaklaşıp fısıldadı.

"Dış kapımda tehlike arz eden birileri var, sesini çıkarma, şuan evime girmek için uğraşıyorlar, buradan birlikte kaçacağız. " Öyle bir ses tonu vardı ki, kulağıma fısıldayarak verdiği her nefeste korkmuştum, hiçbir erkekle bu kadar yakın mesafede bulunmadığım için şaşkınlıktan ağzım açık kalmıştı, yüksek kalitede olan erkeksi kokusu zihnimi bulandırmıştı. Söylediklerine anlam veremedim, benim ne alakam vardı. Bende fısıldadım.

"Banane, sen nereye kaçıyorsan kaç, benim seninle bir alakam yok" dedim dış kapıya yöneldiğim anda, kolumdan tutup beni yine duvarla arasına almıştı. Fısıldadı.

"Eğer o kapıdan çıkarsan sana nerede olduğumu sorarlar, cevabı doğru versen bile öldürürler, sebepsiz yere sadece beni tanıdığın için ölürsün. Racon uğruna hemde."

Haklıydı filmlerde de genelde böyle olurdu, kafamı salladım dediklerini yapacak ve bir an önce evime gidecektim. Bu durumdan kurtulmayı en çok ben istiyordum. Telefonda biriyle konuştu.

"Orada bekle, geliyorum" dedi.

Bir eliyle silahı tutuyor, diğer eliyle de benim elimi sıkıca tutuyordu. Hızlıca ve sessizce evin içinde bulunan yangın çıkışından çıktık. Sürekli etrafını kontrol ediyordu, bende hiç sesimi çıkarmıyor ne derse yapacak durumda onu takip ediyordum. Tuttuğu elim onun elinin arasında kaybolmuştu.

Bulutların arasından, karaya iniş yapıyor ve asansör kullanmıyorduk, indikçe çoğalan ve asla bitmeyen merdivenler yüzünden dizlerimde mecal kalmamıştı. Vitaminsiz bir genç kız olmak böyle durumlarda kendini belli ediyordu. Titremeye başlayan dizlerimle son kata, girişe ulaşmıştık. Karşımızda iki tane, silahlı adam belirdi, korkmuştum ama elini tuttuğum yabancının da elinde silah vardı. Beni öldürmeyeceğine dair bir belirti göstermemiş olmasına rağmen ona güvenmeyi seçmiştim. Beni bırakmadan ve hiç düşünmeden arkası dönük adamlardan birinin silah tutan koluna ateş etti, gözlerim kapalıydı, silahtan çok az bir ses geldiğinde, susturucu takılı olduğunu idrak etmiştim, izlediğim polisiye filmleri hayatıma çok katkıda bulunmuş olmalıydı, ne mutlu bana.

LeylaWhere stories live. Discover now