0.5

14.1K 650 71
                                    

5. Bölüm

GÖZLER YALAN SÖYLEMEZ

>

Odamdaydım. Sıcak beni iliklerime kadar eritirken bir yandan kağıttan yaptığım yelpazemi sallıyor, bir yandan da önümdeki test sorularıyla uğraşıyordum.

Biraz da stresliydim, ateş bu yüzden de beni sarmış olabilirdi.

Akşamdı ve Özkan'ın babasının arkadaşının ailesi onlardaydı, tabii kızları da. Özkan, benim kim olduğumu bilmiyordu, bu yüzden rahatça yazarak ne olup bittiğini öğrenebilirdim ama bunu yapmak da istemiyordum, biraz olsun ilgisini çekebildiysem merak ettiğimi düşünüp kendi yazardı zaten.

Şu an önümdeki 20 soruluk testi bitirmeliydim, ilk odağım Özkan olmamalıydı.

Soruya geri döndüğüm an odamın kapısı aniden açılınca irkilmedim desem yalan olurdu, gözlerim kapıya giderken abimin elindeki dondurmayı ısıra ısıra kapının ağzında durduğunu gördüm.

"Ne?" Dedim bu duruşa anlam veremeden oysa zaten anlam vermeme gerek yoktu, odama gelip boş bir şekilde rahatsızlık verip gitmek abimin klasik hareketiydi.

"Bugün çok sessizsin," dedi abim ve kapının ağzından ilerleyip elindeki dondurmayı bana uzatır gibi yaptı, sıcaktan bunalmış hâlimle tam almaya yeltenmiştim ki abim, dondurmayı yine aynı hızda geriye çekti, keyifle gülüp kendi ısırdı, "Vereceğime inandın mı gerçekten?" Diye sordu alay eder gibi.

"Şaşırtmadın," dedim önüme dönerken, abim ise, "Sen niye sessizsin?" Diye aynı sorusunu bir kez daha yineledi.

"Ne sessizi?" Diye sordum gözlerimi ona çevirip. "Ne yaptım?"

"Sorun da orada işte," dedi abim, rahat bir sesle bana cevap verdi ve dondurmasından bir ısırık daha aldı. "Hiçbir şey yapmıyorsun, garip."

"Sanki her gün evde elime silah alıp çatışıyormuşum gibi," dedim küçümsercesine.

"Yok yok," diyen abim, gerçekten düşünceli duruyordu; dondurmasını yine ısırdı. "Sende dünden beri bir hâller var ama dur bakalım." Tam o esnada çalışma masamın üzerindeki telefonumdan bildirim sesi yükseldi, ikimizin de bakışları aynı anda telefona ilişti ve ben uzanıp telefonumu elime almaktan çekinirken abim, "Kim?" Diye sordu direkt.

"Bayilerdir," dedim geçiştirerek. "Ders çalışıyorum, beni meşgul etme."

"Zaten sınava az kaldı, ne çalışması?" Dedi alay edercesine, beni pek de umursamadı ve dondurmasında kalan son ısırığı da aldığında gözleri yine telefonu buldu ve çenesiyle işaret etti, "Bir bak bakayım," dedi. "Telefon bayileri değildir o."

Gün boyu Özkan'ın mesaj atmasını beklemişken bu mesajın sahibinin Özkan olmamasını diledim ama uslu uslu da uzanıp telefonumu aldım. Arkadaşım yoktu, ciddi anlamda yoktu, liseden kalma birkaçı vardı ama onlarla da sadece instagramda takipleşirdik, abim de bunu gayet iyi biliyordu.

Telefonumu açtım ve kilit ekranında bir Özkan'ın, bir de gerçekten telefon bayisinin bildiriminin olduğunu gördüm ve abim telefonuma eğilmeden önce Özkan'ın bildirimini hızla yana kaydırdım, geriye sadece telefon bayisinden gelen mesaj kalırken bunu hayatımın en büyük şansı olarak görüp telefon ekranımı abime çevirdim ve, "Bak," dedim, çaktırmadan rahatlamış bir nefes verdim.

Gözler Yalan Söylemez | TextingKde žijí příběhy. Začni objevovat