9. Bölüm "Kaos Teorisi ve Gerçekler"

6.4K 707 135
                                    

Kağıda sürtünen kalemin kulağa hırçın gelen sesi, herkesin etrafında toplandığı büyükçe bir masa ve olayı çözmeye çalışıp kendini Amerikan gençlik dizilerinde sanan ama Müge ile Gülşen'den farksız olan altılı masa... Hayır hayır bu masanın siyasetle alakası yoktu. Dümdüz Çağatay, Güven, Theo, Akın, Malin ve beni oluşturuyordu bu masa ve tek bir amacı vardı; her şeyi gerçekliğe kavuşturmak.

Malin ile Akın ikilisi bizi çok fazla bekletmeyerek nihayet mağaralarından çıkıp yanımıza gelmişlerdi. Gözlemlediğim kadarıyla aralarında bir soğukluk yoktu ama sıcaklık da yoktu. Fakat yine de bugün Akın'ı gördüğüm ilk halin aksine biraz daha durulmuş çözüm odaklı olduğunu anlayabiliyordum. Malin ise  gördüğüm ilk halinden bu yana herhangi bir değişim göstermemişti. Hala morali son derece bozuktu ama nihayet olayı kapatmak yerine çözmeye yemin etmişcesine kağıt kalem getirerek elde ettiğimiz verileri kağıdı dövercesine hırsla yazıyordu.

Gerçi çok da büyük bir ilerleme kaydadememiştik neyi bu kadar yazıyordu bilmiyorum.

Ben masanın baş köşelerine oturmuş Malin Akın ikilisinden çaprazımda oturan Malin'in yazdıklarına bakmak için kağıda doğru eğilmişken Güven en sonunda tek başına yapmayı bitirebildiği alevli meyve tabağından aldığı meyveleri Akın'a yedirmeye çalışıyordu.

"Çeksene elini lan, yemeyeceğim bela mısın oğlum?"

"Piç herif senin için o kadar hazırladım, artık nerenle yiyorsun bilmiyorum ama yiyorsun bunu."

Malin'in yazdıklarına anlam verebilmek amacıyla uzun bir süre beyaz kağıtla bakıştım fakat her seferinde beni karşılayan bir dizi harfin oluşturduğu anlamsız kelimeler olmuştu: random.

Kirpiklerimi kırpıştırarak hala kağıda random yazmakta olan Malin'e baktım. Kaşları çatık, dudakları hafif aralıkken içinden bir şeyler -daha doğrusu küfür- mırıldandığı hafif ezginin beraberinde random yazmaya devam ediyordu ve doğruyu söylemek gerekirse birinin el yazısıyla random yazdığını görmek... Garipti.

"Sen iyi misin?" diye sordum Malin'i girdiği transtan çıkarmak üzere. Gözlerini kağıttan çevirerek bana döndü fakat eliyle random yazmaya devam ediyordu. "Evet."

Klibinde "Aslında maymun oynayacaktık ama bulamadık biz de zenci çocuk oynatalım dedik." diye beyanda bulunan Gülben Ergen'in haberini duyduğumda suratımda yer edinen o 'ciddi misin' ifadesiyle ona bakarken "Emin misin?" diye sordum. "Ben senin kaydettiğimiz ilerlemeleri falan yazdığını sanıyordum, random yazmak şu an pek sağlıklı gibi gelmedi. İyi olduğuna emin misin?"

Gözlerini gözlerimden çekip yazmaya devam ederken "Bu benim sinir boşaltma yöntemim sana da öneririm." diye yanıltladı beni.

Oturduğum yerden geriye yaslanırken "Yok kalsın," dedim ve işin başa düştüğünü anlayarak "Telefonunu versene." diyerek avucumu açtım telefonu vermesi için.

Telefonu vermek yerine çenesinin ucuyla masanın üstündeki telefonu işaret etti ve "Şifrem altı tane sıfır." dedi. Ben ondan telefonu vermeden önce ne için istediğimi sormasını beklerken gafil avlanmanın verdiği hayretle birkaç saniye kalakalmış iken Malin'in sormadığı soruyu Çağatay sordu. Zira şu an bu soruyu sorabilecek tek kişi oydu. Çünkü diğerleri bizden ve olaydan oldukça soyutlanmıştı. Sanki olayın başrolü bendim öyle bir rahatlıktı onlarda.

"Ne için istiyorsun?"

Şaşkın ifademi toparlayarak omzumun üstünden Çağatay'a döndüm. Merakla bana bakıyordu. "Kerim Malin'e uzun zamandır göndermeli bir şeyler paylaştığına göre bunun altında bir neden olmalı. Ve içimden bir ses Malin'e ilgisi olduğundan dikkatini çekmek için zamanında belirli göndermeler yaptığını söylüyor."

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 17, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

33 Numara (Askıya Alındı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin