Nefesinden Kalbime Yayılan Gülüşlerin...

528 10 0
                                    

🖤

Sıradan bir perşembe günü, akşam işten eve dönen çift,saatin geç olmasıyla pratik bir şeyler yapıp açlıklarını bastıracaktı.
Tuğba, ocaktaki yemeği kaşık yardımıyla karıştırırken bir yandan da kafasını eşinin olduğu salona doğru çevirerek,
"Bitanem bir bakar mısın?"
diye tatlı tatlı seslendi. Salonda video izleyemeye dalan Cenan "Geliyorum... " diyerek kanepeye telefonunu fırlatıp ayaklarına bir çift terliği geçirip mutfağa girdi.
Tuğba, "Aşkım, makarnayı salçalı mı istersin körili mi?"

Malzemeleri almak için arkasına dönmüş olan eşine,
"Köri sosluyu çok güzel yapıyorsun hayatım,ondan istiyorum."

Tuğba, sos için küçük tavayı tezgaha çıkarırken eşinin bu tatlı iltifatına içten bir gülümseme bıraktı.

"Çok acıktım ya, kaç dakikası kaldı?" diye sordu Cenan.
Beklemekten hiç hoşlanmayan Tuğba, masaya doğru adımlayıp telefonuna ayarladığı süreye bakarak,
"3 dakika daha kaynayacak."

"Bulguru kaynatırlar... ~"
diye şarkıya giriş yapmış ,Tuğba'nın ellerinden tutarak kendine doğru çevirip eşlik etmesini istemişti.

"Aman... Bulguru kaynatırlar..."
elini şıklatırken Tuğba'da kahkahayla karşılık vermişti.

"Güzeli oynatırlar...~"
gülerek oynamaya başlayan Tuğba'yı gören Cenan'da kahkahasını tutamamış Tuğba'yı kolundan tutup kendisine çektiği gibi sıcak bir sarılma verdi.

"Kurban olduğum. "
diyerek kendinden kısa olanın kıvırcık tutamlarına içli bir öpücük kondurmuştu.
Dakikanın dolduğunu haber veren bildirimi duyan Tuğba, Cenan'dan ayrılıp sesi kapatmak için telefonuna yöneldi.

"Ee ben masamızı hazırlim o zaman."

"Bende sosunu hazırlayıp geliyorum."

Salondaki yemek masasını hazırlayan Cenan, bardakları almak için mutfağa tekrar girdiğinde,
"Bitanem şunun tuzuna bakar mısın,emin olamadım ya?"

Çatala batırdığı soslu makarnadan eşine tattırdı.

"Tuzu yok."
dediğinde yemeğin tuzunun olmamasından çok Cenan'ın bu tavrına şaşırmıştı.

"Neden bu kadar ciddisin?"
diye gülümseyerek sordu.
Cenan oyuncu kimliğine bürünerek,
"Yani şimdi Tuğbacığım ben yaptığım her işte ciddiyetimle, bir ağırlığımla yaklaştığımdan..."
Tuğba'da hemen uyum sağlayarak,
'Aah evet evet Cenan Bey ,sizin hep böyle bir yanınız vardı."

Vitrinden aldığı bardakları içeri götürmek için hazırlanan Cenan,
"Yani...Yani, biliyorsun..."

Kafasını sallayarak,
"Doğru,doğru."
İkisi de birbirine gülüş atarak işlerine kaldığı yerden devam etti.
Son olarak peçete getirmek için mutfağa giren Cenan, tabaklama yapan Tuğba'nın meşguliyetinden yararlanıp sağ yanağına küçük bir öpücük kondurdu. Çapkın bir gülüş atarak,
"Ya hayatım, damağımda böyle tuzsuz bir tat kaldığından tatlı bişeyler lazımdı."
Tuğba utangaç bir gülümseme ve tatlı bir sesle,
"Ya Cenan."

---

Yine geç saatlerde prova vardı. Tuğba ve Cenan partner olduğu skeçe başlamış ,final partının da üzerinden geçtikten sonra eve geçip iyi bir uyku çekeceklerdi.
Metin, "Evet Cenancığım, Atakan seni silahla vuruyor ve sen de Tuğbacığım ,Cenan'a doğru koşup, son cümleni söylüyorsun ve bitiyor. Anlatmama gerek yok işte ikiniz de mükemmel oynuyorsunuz,kendinizden katın bişeyler. "
Sonunda son provayı alıyorlardı,
Atakan,
"Törelerimize göre seni vurmak zorundayım."
Cenan rolünün hakkını veren bir bayılma ile kendini yere bırakmıştı.
Tuğba, "Hikmet!" diyerek ağlamaklı bir sesle Cenan'a sarıldı.
İlhan abinin ışığı kapatmasıyla Tuğba,kollarındaki buğday tenlinin hala uyanmadığını farketmişti . Pozisyonunu bozmayan Tuğba, hafif gülerek,
"Cenan bitti kalksana." o sırada izleyici koltuğunda izleyen arkadaşları bu skecin kesin zil çalacağını düşünerek alkışa tutmuşlardı. Nefes almadığını gören Tuğba endişelenerek,
"Cenan uyansana... Neden uyanmıyorsun?.. Cenan!"
Avucunun arasına aldığı yüzün gözlerini hala açmadığını görünce insanın içine onur ve mutluluk veren o alkış sesleri yerine kulağında rahatsız edici bir çınlama almış,zaten kısık yanan sahnenin ışığı, sevdiğinin kapalı gözlerine daldığında ışık git gide zayıflayıp sahneyi karanlığa gömmüştü.

---

Korkuyla açtığı gözleri eşinin huzurlu uyuduğu yüzüne denk gelince bunun bir rüya olduğunun farkına varıp derin bir nefes vermişti.
Durup biraz incelemek istedi. Yastığa karışmış dağınık saçı, gözleri kapalı olmasına rağmen bakıştıkları anlardan hafızasına kaydettiği o gözleri, burnundan huzurla alıp verdiği sessiz nefesi ve pembe dudakları...
Gözleriyle son kez süzdükten sonra başını o küçük odalı yerde hayatını idam ettirmek istercesine, eşinin göğsüne sokulup uykusuna kaldığı yerden devam etti.

Buraya kadar okumuşken diğer bölümlere de bir göz atsan😋

Papağan Güzeli / tuğcenNơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ