bir

543 47 25
                                    

"insan sevecekse sizin gibi birini sevmeli, bayım."

Büyük olan hayretle bakmıştı küçüğüne.

"Neden böyle düşünüyorsun?"

"Bilmiyorum," dedi küçük olan "bilmiyorum bayım, siz özelsiniz, her zerreniz özel. Eğer imkânım olsaydı, sizi kaçırır, bir kuleye hapseder ve sonsuza dek size bakmak, sizi sevmek, size âşık olmak isterdim."

Bir an saçını karıştırıp sözlerine devam etti, seungmin.

"Yani bayım, nefes almak isterdim.."

Gözler birbirinden kaçıyordu şimdi, bir suçlu gibi olay mahalinden kaçıyorlardı. Ama hayır, suçlu yoktu ortada, onlar sadece utanıyorlardı.

Seungmin, sevdiğinin ona karşılık vermemesine üzüldü, boynunu büktü. Onca iltifat etmişti, o güzel gözlerine bakarak bir tebessüm olsun veremez miydi?

"Yapamayız seungmin, bizi asla kabullenmeyecekler. Biz de kendimizi kabullenmeden bitirelim."

Bunu kim bilir kaçıncı kez söylüyordu Lee, biliyordu çünkü olacakları çok iyi biliyordu. Ama bu masal henüz başlamamıştı ki bitsin.

"Yapma, yalvarırım kıyma bize. İtiraf edemediğimiz duygular bizi öldürmesin. Ben sende nefes almak istiyorum, nefesimi kesme."

Evet itiraf edememişlerdi, sadece bakışarak âşkları dile gelmişti. Seungmin her ne kadar itiraf etmeyi istese, bu yönde imâlarda bulunsa da, Lee onu geri çevirecekti.

Çünkü Lee biliyordu, her ne kadar birlikte kaçsalar da insanlardan bulurlardı onları. Kaçtıkça da ilişkileri yorulurdu, birbirlerine sırf başkaları yüzünden zarar verirlerdi. Lee bunu istemiyordu. Ne küçüğünü üzmek ne de küçüğünün kendisini üzmesini istemiyordu.

"Gidelim." dedi

Seungmin gitmek istemiyordu, sırf Lee için gidecekti, kaçacaktı yine gizlerinden.. ''peki," dedi.


Düzenleyip tekrar yayınlıyorum çok bir şey değişmedi 🙃

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


Düzenleyip tekrar yayınlıyorum çok bir şey değişmedi 🙃

Neon Lights - 2minWhere stories live. Discover now