- Aylarca tekme yediğim ayaklar meğer bunlarmış, küçücük." dedi Gülhanım sesi titrerken, ellerini camın üzerine koyup oğlunu okşamış gibi yapmıştı.

- Ben doğduğum da Mehran Efe'den daha küçükmüşüm. Ağladığım zaman Yâdem kedi yavrusu geldi sanarmış, yüzüme bakınca ağladığımı anlarlarmış. Öleceğim diye çok korkmuşlar ama büyümüşüm. Ve yâdemin  dediği gibi kapılardan sığmıyorum. Mehran Efe'de tıpkı benim gibi kocaman bir adam olacak merak etme ama sabır edeceğiz ve güçlü duracağız." demişti karısının korkularını dindirmek istercesine ve Mehran Efe'yi eve götürdükleri zaman yaşıyacaklarına şimdiden alışması lazımdı.

Gülhanım, yüzünde tebbesüm ile dinlemişti kocasını ve tek bir cümle kanını dondurmuştu. Ölüm... sertçe yutkundu şu zamanda duymak istediği en son şeydi, deniz gözlerini kocasının kara gözlerine çevirdi.

-Rabbim kapımdan ayakabını, başımızdan gölgeni eksik etmesin Yusuf'um."

Kalbindeki heyecan ile koşar adımlarla hastaneden içeri girdi Azra, Gülhanım'ın haberini alır almaz hastaneye gitmek istemişti. Ama kalabalık etmek ve fazlalık olmak istememiş geri vazgeçmişti. Ama Yağmur ile konuşunca hastanede kimsenin kalmadığı öğrenince dayanamamış ve soluğu hastanede almıştı. Çok merak ediyordu, çok! hemen bebek yoğun bakımına gidip yeğenini ve arkadaşını görmek istiyordu. Derken duyduğu isimle olduğu yerde kaldı ve sertçe yutkundu.

-Azra!"

Arkasını yavaşça döndü ve ona doğru gelen Özgür'ü görünce sertçe yutkundu bu adam onun gönül yarası aynı zamanda en yakın arkadaşının ağabeyiydi. Kalbindeki heyecan artıkça elleri titredi ve gözlerini kaçırma gereği hissetti. O yaklaştıkça Azra bayılacak duruma geliyordu.

- Nasılsın?" genç adamın sorusuyla derin bir nefes aldı.

- İ.. İyimm, sen nasılsın?" dedi heyecandan sesi titrerken

Özgür karşısındaki kızın güzelliği ile derin bir iç çekti, Azra'yı  her gördüğünde deli gibi hızlanan kalbine engel olamıyordu.

- İyim bende, yengem Dâyeme ve Gülhanım için birşeyler hazırlamış onu getirdim." dedi adımlayarak aynı şekilde Azra'da adımlamıştı Özgür'ün elinde iki poşet vardı. Başını anladım derecesinde salladı ve poşetleri almak için hamle yapmıştı ki, Özgür olmaz derecesinde başını sallamıştı. Buraya gelmeden önce Şahan'ı aramıştı ve bebek yoğun bakımında olduklarını öğrenmişti. Azra, göz ucuyla yanında yürüyen adama bakıyor ve bu durum hem çok hoş gidiyor hemde onu çok fazla heyecandan kalp krizine götürüyordu. Özgür ağa çok yakışıklı bir adamdı... Ondan etkileniyordu hem de çok fazla.

- Taksi ile mi geldin?" diye sordu Özgür, Azra ile sohbet etmek istiyordu konuşmak hatta bir ömür boyu o konuşsun Özgür dinlesindi. Azra başını olumlu anlamda salladı babası her ne kadar arabayı al git dese de istememişti. Çünkü yolda heyecandan kaza yapabilirdi.

- Evet."

- İstersen eve dönüşte ben bırakabilirim seni, geç olur taksi ile gitmekle uğraşma." demişti acaba çok mu hızlı davranmıştı? Azra onu yanlış anlar mıydı? Yok canım niye anlasın o sadece iyilik  yapmak için demişti.

- O... Olur." dedi Azra çekingenlikle Özgür sevinçle gülümsemişti. Hem yolda belki daha çok sohbet ederlerdi.

Bebek yoğun bakımına kadar sesszice devam etmişlerdi yürümeye. Geldikleri zaman Şahan'ı birşeyler yerken görmüşlerdi, Yusuf Mirza ve Gülhanım ise bebeklerine bakıyorlardı. Azra adımlarını hızlandırmış ve sevinçle bağırmıştı.

- Ay Gülhanım!" birde deli gibi el sallamıştı Özgür onun bu çocuksu sevincine en içten gülmüştü. Gülhanım ona koşarak gelen arkadaşına kocaman gülümsemişti. Ama bir sorun vardı ki, Azra kollarını kocaman acmış ve hızlı hızlı ona dooğru geliyordu. Yusuf Mirza, karısını arkasına alıp sağ elini dur derecesin de havaya kaldırıp Azra'yı durdurmuştu. Bu hızla gelip karısına sarılırsa karısının Allah göstermesin dikişleri patlayabilirdi.

PAYEDÂR(TÖRE) /TAMAMLANDI\Where stories live. Discover now