25.Bölüm/İMDAT!

1.9K 117 17
                                    

Slm!

(Biriniz de aleyküm selam deyin be,o kadar her bölümde slm yazıyoruz.)

Her neyse, keyifli okumalar...

---

"Acıyor mu?" Dedim karşı nezarathane de duran Kaan'a başımla kaşını gösterirken. Kaşı patlamış gözünün altı hafif morarmıştı.

Polisler geldiğinde ne kadar suçsuz olduğumuzu söylesekte bizi dinlemeyip buraya tıkmışlardı. Ben tek başıma bir tanesinde dururken, Kaan, Akın ve o şerefsiz adam aynı parmaklıklar arasında kalıyordu.

"Biraz. Şu adamı dövmemek için kendimi zor tutuyorum." Dedi o da başıyla uyuyan adamı gösterirken. Aşırı sinirliydi, Akın'a baktığımda bir köşede oturmuş öylece karşısına bakıyordu.

"Akın,sen iyi misin? Bir durgun gibisin." Dediğimde başını kaldırıp bana baktı. "Hı?" Dedi önce anlamayarak ardından devam etti. "İyiyim,sadece olanları düşünüyordum. Ben istemeseydim bunlar başımıza gelmeyecekti." Kendini suçlayarak konuşması hoşuma gitmediği için kaşlarımı çattım.

"Saçmalama istersen Akın. Farkındaysan seni gezdirmeyi ben teklif ettim ayrıca kabul etmen seni suçlu yapmaz." Dediğimde gülümsedi.

"Kızım!" Annemin sesini duyduğumda kafamı çevirdim. Babam,annem ve abi tayfası buraya doğru geliyordu. Aynı zamanda Kaan'ın annesi ve tahmin edecek olursak babası da geliyordu. Bir de bir kadın daha, sanırım Akın'ın annesi idi.

"Kızım,yavrum iyi misin?" Dedi annem önüme gelirken. Onunla beraber bir polis abi daha gelmişti. Sırayla kapıları açıyordu. "İyiyim anne bir şeyim yok." Dedim onu sakinleştirmeye çalışırken.

Polis abi kapıyı açar açmaz annem bana sıkıca sarılmıştı,babam da arkamdan sarılmıştı. Geri çekildiklerinde abi tayfasının bana sarılmak için izin ister gibi baktıklarını gördüm.

Ne kadar naz yapmak istesemde bir seferlik bir şey olmaz deyip üçüne birden sarıldım. "Çok korkuttun bizi küçük." Dedi Batu. "Lütfen bir dahakine bize haber ver." Dedi Çağan da.

Deniz geri çekilip sahte göz yaşlarını sildi. "Ay yeter bu kadar acıtasyon! Biraz neşe katın ya hep ben mi!" Demesiyle hafifçe güldüm. Benim güldüğümü görünce sadece gülümsedi.

Kaan'a baktığımda annesi ile babası onun için endişelenmişti, haklılar yani benimde kaşım patlasa benim için de endişelenirler. Akın'ın annesi ise iyi olduğunu anladıktan sonra önden onlar ardından da biz çıkmıştık.

Karakolda çıktıktan sonra hep birlikte eve gittik. Ben direk kendi odama çekilmiştim, önce temiz bir banyo yapıp ardından dolabımın önüne gidip gri eşofmanımı ve beyaz t-shirt'ümü giydim. Saçlarımı da kuruttuktan sonra telefonumu alıp odadan çıktım.

Saate baktığımda 19.02 geçiyordu. Akşam yemeği vaktiydi, çok acıkmıştım. Acaba bugünün menüsünde ne var?

Aşağı indiğimde masayı hazırlayan Suna abla ve annemi gördüm,masaya fazladan tabak koyduklarını görünce kaşlarım çatıldı. Misafir vardı da benim mi haberim yok?

"Anne,misafirimiz mi var?" Diye sordum yanına giderken. Babamlar daha aşağı inmemişti. "Evet kızım. Annemler gelecek." Dedi. "Anneannemler yani?" Dediğimde başını salladı. "Aynı zamanda dayın, eşi ve kuzenlerin de gelecek." Dediğinde bende başımı sallayıp tabakları dizmesine yardım ettim.

Kuzen tayfası 2 geliyordu. Acaba onlarla nasıl geçinecektik, inşallah Lara gibi değildirler. Amin.

"Sen üstünü değiştir kızım böyle pijama ile çıkma." Dediğinde annem başımı sallayıp koşarak odama çıktım. Hızla giyinme odama girip ne giyeceğimi düşünmeye başladım.

Kilitli Kalp Where stories live. Discover now