22.Bölüm/Yarı affettim

2.2K 119 23
                                    


Keyifli okumalar<33

---

"Emin misin peki?" Diye sordum Kaan'a. Yani hâlâ anlam veremiyorum,bir insan kendi anne ve babasını öldürebilir mi?

Şahsen ben inanmıyorum. Savaş ne kadar kötü biri gibi gözükse de bugün bana yardımında hiç bir artniyet yoktu.

"Üç yıl önce,polisler Savaşların evine ihbardan dolayı gitmişti ve annesi ile babası silahla vurulmuştu. Silah da... Savaş'ın elindeymiş yani polisin bize söylediği kadarını bizde biliyoruz. Sorguya alındığında hiçbir şey söylememiş, reşit olmadığı için de hapse atılmamış." Dediğinde şokla kaşlarım havaya kalktı.

Yok artık daha neler!

Benim bu konuyu Savaş ile konuşmam gerekiyordu.

"Beni Tuna'ya bırakır mısın?" Dedim önüme dönerken. "Akıllanmayacaksın değil mi? Sana çocuk katil diyorum ama sen yine gidip onunla konuşacaksın." Diyen Kaan'a döndüm. "Gerçekten onun yaptığına dair bir kanıt yok elde,nerden biliyorsun babasının yapmadığını?" Dediğimde güldü.

"Duru, sana diyorum ki silah Savaş'ın elindeymiş. Neyini anlamıyorsun?" Dediğinde bir şey demeyip camdan dışarı bakmaya devam ettim. "Peki. Neye inanmak istiyorsan ona inan ben sadece bildiklerimi söylüyorum ve seni uyarıyorum." Dedi ve arabayı çalıştırdı.

Erdemoğlu ailesinde....
(Yazardan)

"Ne diyorsunuz oğlum siz! Nasıl yaparsınız bunu!" Dedi Mert bey oğullarına. Çok sinirliydi, aklı almıyordu oğulları nasıl oluyor da kızlarına zarar veriyordu.

"Baba özür dileriz, Lara öyle söyleyince benim gözüm döndü biran, kızın dudağı patlamıştı bunda yalan söyleyeceğini bilemezdik." Dedi Çağan başı eğik.

Aslında üçününde başı eğikti çünkü yaptıkları şeyden pişmanlardı. "Özür dilemeniz kardeşinizi geri getirmiyor!" Dedi Mert bey bağırarak. Nazlı hanım ise ağlıyordu bir köşede. Kızının nerede olduğunu bile bilmiyordu.

"Çıkın odanıza gözüm görmesin sizi!" Dedi Mert bey ve eliyle yukarıyı gösterdi. Üçü de başları eğik yukarı doğru çıktılar. Merdivenlerden çıkıp Batu'nun odasına gittiler.

"Abi biz ne yaptık ya?" Dedi Deniz eliyle saçlarını çekiştirirken. "Kendi ağzımıza sıçtık Deniz." Dedi Çağan.

"Nasıl affettireceğiz kendimizi?" Dedi Batu sıkıntıyla.

"Bizi affedeceğini düşünmüyorum. Ne de olsa kendi kardeşimize inanmayıp ruh hastası kuzenimize inandık." Dedi Deniz. Üçü de kendilerine çok sinirliydiler.

Batu telefonunu çıkarıp Kaan'ı aradı. Saat gece on bire geliyordu ve hâlâ Duru'nun nerde olduğunu bilmiyorlardı.

"Alo Kaan? Bulabildin mi onu?"

"Olabilecek en yanlış yerde buldum abi."

"Nerde?"

"Savaş'ın evinde."

"Ne!? Ne diyorsun sen oğlum. Ne işi var orda!"

"Savaş onu görünce dışarda bırakmak istememiş falandı filandı işte herneyse Duru da onla gitmiş."

"Hala orda mı?"

"Hayır onu almaya gittim ama gittiğimde hastaydı hastaneye götürdük, ardından Tuna'nın evine bıraktım."

"İyi mi şuan peki?"

"Evet ama abi sakın Tuna'nın evine gitmeyin. Size söylediğimi öğrenirse benle de konuşmaz,ben Mert abiler merakta kalmasın diye söyledim."

Kilitli Kalp Where stories live. Discover now