my teacher ✓

24

selam selamm

nasilsiniz bakiyimmm???

iyi okumalarrrr♥︎

***

Yapılan etkinlikten sonra herkes tekrar servislere binmiş, ardından evlerine dağılmıştı. Sinirlerim biraz bozuktu. Hem müdürün jöle kovasına batırılmış peruğuna oturmuştum, hem de kafamda kurduğum senaryoya sinirlenmiştim.

Seungmin sağ olsun, enseme sağlam bir şaplak indirdiği için aynı zamanda ensemde çok yoğun bir sızlama hissediyordum.

Eve geldiğimde ilk işim kendimi duşa atmak olmuştu. Sıcak bir duşun ardından yatak odasına gitmiştim.

"İmdat sapık var!!"

Minho oturduğu yerden beni baştan aşağı süzmüş daha sonra bana bakmıştı. "Saçmalama Jisung"

Kaşlarımı çatarak uzun süre sadece ona bakmıştım. "Yürü git Minho, sen anca ingilizceciyle sohbet et"

Minho kaşlarını havaya kaldırmış ve, "Neden buna bu kadar taktın ki? Kıskandın mı?" demiş ardından sırıtmıştı.

"Kıskandım evet, bence gayet doğal?"

Minho beni başıyla onaylamış ve elindeki kitabı okumaya geri dönmüştü. Anlamaz gözlerle ona bakarken tekrar bana bakmıştı.

"Giyinsene Jisung"

"Minho sen burdayken nasıl giyinebilirim acaba?"

"Ben senin sevgilinim Hanji, benden utanıyor musun?"

Kafamı olumlu anlamda salladığımda Minho oflayarak oturduğu yerden kalkmış ve kapıya yönelmişti. Çıkmadan önce son bir kere bana bakmış ve, "Bir daha ki sefere beraber duşa girelim, böyle utan utan nereye kadar değil mi" demişti.

Yatağın üzerinde duran yastığı almış, Minho'ya fırlatmıştım. O da hemen kapıyı kapatıp kaçmıştı.

"Yok canım, beraber duşa falan girmeyiz. Şakasına söylemiştir"

_______

"Minho!"

Koşar adımlarla merdivenleri inerken pantolonumun paçasına basıp düşmüştüm. O kadar çabuk olmuştu ki her şey, canımın acıyıp acımadığını hissedememiştim bile.

"Jisung! İyi misin?"

Kafamı kaldırıp Minho'ya baktım. "Minho, iyi gibi mi görünüyorum?"

Minho hemen yanıma gelip olduğum yerden kalkmamı sağlamıştı. Daha sonra koltuğa oturmuştuk.

"Ne diye koşarak iniyorsun şu merdivenleri?"

"Pantolonum çok mu uzun diye sormaya geliyordum. Nerden bilebilirim düşeceğimi"

Minho, pantolonumun paçasını kıvırmıştı. "Bileğini burkmuşsun. Ben gidip bir buz getireyim"

Yarın haftasonu olduğu için pekte sorun etmemiştim çünkü okula gitmeme gerek yoktu. Bileğime baktığımda hiçbir şey olmadığını görmüştüm. Ama felaket derecede ağrıyordu.