Sık almamam gereken bir ilaçtı. Sakinleştirici özelliği vardı. Hemen soyunma odasına koşarak çekmeceyi açtım ve ilaç kutusundan bir tane hemen oracıkta sussuz yutuverdim. Bu bana iyi gelecek eminim. İçeride bir çok ses duydum. Odama geri geldiğimde bir çok kız gördüm. Hepsi aynı tip giyinmiş kızlardı. Meğersem nedimelerimmiş. O an çok üzülmüştüm. Normal şartlarda nedimeler en yakın arkadaşlar olmalıydı. Oysaki ben bunların hiç birini tanımıyorum. Hiç arkadaşım olmadığını hatırlatmıştı bana. Ben önde onlar arkamda indik aşağıya. Tuğrul beni bekliyordu. Neşeyle koluna girdim ve birlikte yürümeye başladık. Dışarı çıktığım an gördüğüm kalabalık yüzünden korkmuştum. Gerginlikten Tuğrul'un elini ne çok sıktığımı bile fark edemeden. Bana baktı ve gülümsedi:

"Esin lütfen rahat davran. Benim haricimde kimseyi umursama a gerek yok"

Derin bir nefes aldım ve merdivenlerden ağır ağır el ele inmeye başladık. İnsanları gördükçe nabzım hızlanıyordu. Ne kadar da görkemli ve şatafatlı süslenmişti her yer. Biz merdivenlerden inerken tüm konuklar ayağı kalkarak bizi çılgınlar gibi alkışlamaya başlamıştı.

Boylu boyunca süslü masalar donatılmıştı her yere. Gözlerim ailemi arıyordu. Çiçeklerle bezenmiş yolda yürüdük orkestra eşliğinde ağır ağır. Ben baygınlık geçirdiğim için nikahı saat 17:00 almışlar, kendimi toparlamam için. Ama eğlenceler çoktan başlamıştı. Konuklar, dünyanın en iyi aşçılarının yaptığı enfes yemeklerini yerken ben ve Tuğrul pistte dans etmeye başladık. Tuğrul o denli rahattı ki onun bu relax hali beni de sakinleştiriyordu. O zaman bir kez daha anlamıştım Tuğrul'un ne kadar güçlü olduğunu. Sıradan tek bir konuk dahi yoktu.

Bir kez daha aynı soru geçti kafamdan, bu adam neden beni seçmişti?

O sırada en önde bir masa gözüme çarptı. Sanırsam orada oturan konuklar VİP'di. Ama neden bana böyle şaşkınca bakıyordular? Kendi aralarında bana bakarak hararetli bir halde konuşuyordular. Bakışlarından utanarak gözlerimi onlardan kaçırıyordum. Anlayamamıştım bu durumu. Tuğrul'a sokuldum ve kulağına:

"Tuğrul bu masadakiler kim? Neden bana bu kadar şaşkın bakıyorlar?"

"Onlar kraliyet üyeleri ve özel bürokratlar. Neden baktıklarına gelince, hayatlarında senin kadar güzel bir gelin görmedilerde ondan"

Herkesin gözleri önünde, İki eliyle belimi kavradı ve beni sarmaya başladı. Çok mutluydu, gözlerinden akıyordu resmen neşesi. Ben de en az onun kadar mutluydum. Dansımız bitmiş konukların arasına karışmıştık. Ben hemen ailemin yanına koştum. Sadece hayretle bana bakıyordular. Ama ilginç olan sanki yabancıymışım gibi davranıyordular. Merakla masalarına oturarak:

"Anne neyiniz var?"

Annem sadece dudaklarını sıkarak başını sallıyordu. O esnada Mert konuştu:

"Abla çok farklısın. Sanki ablam gibi değilde başka biriymişsin gibi"

Gülmeye başladım, ona sarılarak:

"Ben hep senin ablanım ve hep de öyle kalacağım "

Annem sürekli ağlıyor arkadaşları ise hayretle düğünü izliyordu. Nermin teyze başını sallayarak:

"Ayy Esin kızım sen neymişsin? demin ne oldu?"

"Ne oldu ki Nermin teyze?"

Hani ilk geldiğinizde Tuğrul beyle, dans ettiniz ya diğer gelinliğinle. Neye kızdın öyle hiddetle gittin? "

Neler anlatıyordu Nermin teyze?

" Nermin teyze biz daha yeni geldik"

"Olur mu kızım? Bu ikinci gelişiniz"

ELIYS (+18)Where stories live. Discover now