Küçük Kaza

23 2 0
                                    

Kedim Patik'in bacağıma değmesiyle birlikte kulaklıklarımı  kulağımdan çıkardım. Ona doğru eğildim. Kocaman gözlerini bana dikmişti.

"Kusura bakmayın Patik Hanımcığım, şuan sizinle oynayamam. Acilen bu odanın temizliğini bitirmem lazım." dedim. Dedim ama Patik hala aynı ifadeyle bana bakıyordu. Ellerimi belime yerleştirdim.

"Hayırdır? Ne bu bakışlar?" dedim tatlı bir ses tonuyla.

Patik'in miyavlayarak cevap vermesi çok hoşuma gitmişti. Hafiften gülümsedim. O sırada evin kapısı çaldı. Gözlerimi kediden ayırarak kapıya doğru yürümeye başladım. Kapıyı açtığımda kargocunun gelmiş olduğunu gördüm.

"Peri Gülce? Siz misiniz?" dedi kargocu adam.

Başımla onaylarcasına "Evet, benim." dedim adama.

Elindeki kargo paketini bana uzattı. Bir de kağıtları uzattı. 

"Şuraları imzalar mısın abla?" dedi kalemi de uzatarak. 

İmzaları attıktan sonra teşekkür ederek içeri girdim. Elimde kargo kutusuyla birlikte salonun en ortasına geçtim. Makası bulabilmek amacıyla etrafıma bakındım. O sırada da Patik Hanım çoktan kutuyla ilgilenmeye başlamıştı bile. Makası alıp geldikten sonra kutunun bantlarını açmaya başladım. İçinden çıkan poşeti hızlıca açtım.

"Ay inanmıyorum. " dedim içindeki elbiseyi havaya doğru kaldırırken. 

"Sen harika bir elbisesin." derken de elbiseyi üzerime tutuyordum. Hızlıca ayağa kalkıp elbiseyi üzerimde tuttum.

"Patik, sence nasıl olacak?" dedim gülümseyerek. 

Patik Hanım miyavlayarak onayladı elbiseyi. 

"Şimdi benim buranın temizliğini bitirip duşa girmem ve hazırlanmaya başlamam gerekiyor." dedim kendi kendime. Ardından elbiseyi bir kenara bırakıp elime süpürgeyi tekrardan aldım ve temizliğin kalanını hızlıca bitirdim. 

Ardından koşar adımlarla duşa girdim. Bu akşam şirketimizin sahibinin kızı evleniyordu. Hem de en önemli müşterimizle. Hepimize ayrı ayrı davetiye gelmişti ve bu düğünde olmamız zorunlu olmuştu. Bu düğün için kendime bir elbise almıştım. Benim için  biraz pahalı bir elbiseydi ama ne yazık ki benim spor kıyafetlerim o düğüne giderken giyilebilecek kıyafetler değillerdi. Buna gerçekten ihtiyacım vardı.

Hızlıca duş aldıktan ve saçımı tarayıp kuruttuktan sonra hazırlanmaya başladım. Yaklaşık bir buçuk saat sonra saçıma maşa yapmam bitmişti. 

"Ay kız, Feriha'ya döneceksin az daha kıvırcık yapsan." dedim aynaya bakarken kendi kendime. Sonra da kendi kendime güldüm. 

Elimi havada savurarak ve bir taraftan da gülerek konuştum.

"İlahi Peri! Deli misin kızım sen kendi kendine konuşuyorsun?" 

Bu cümleden sonra yüzüme bir ciddiyet geldi.

"Saçmalama. Hala da devam ediyorsun. Ay, neyse. Geç kalma sakın!" dedim kendi kendime.

Ayağa kalkıp küçük çantamı da yanıma aldıktan sonra büyük aynamın karşısına geçip kendimi inceledim. Hafif dalgalı yaptığım omzumdaki kısa saçlarım ve o muhteşem tondaki kırmızı renkli elbisem çok güzel görünüyordu. "Ben" çok güzel görünüyordum.

Gülümserken başımı iki yana sallayıp odadan çıktım. Salonda Patik Hanım kendi halinde takılıyordu. 

"Hoşçakal Patik! Oraya koyduğum mamalar bitecek ha, ona göre!" diyerek evden çıktım.

Beni almaya gelecek olan arkadaşım Kerim çoktan kapının önündeydi. Kerim, üniversiteyi birlikte okuduğum ama başka şirkette çalışan, bugün bana eşlik edecek olan arkadaşım. Arabaya geçtim ve emniyet kemerini taktım.

"N'aber Kerim Bey?" dedim gülümseyerek.

"İyidir canım, sen?" dedi ve iyi olduğumu söylediğimde çoktan yola koyulmuştuk.

Düğünün yapılacağı otele geldiğimizde herkes çoktan gelmişti bile. Ama şirketten kimseyi bulamamıştım ve Kerim ile birlikte öylece bir kenara geçtik.

"Klasik zengin düğünü bu herhalde." dedi Kerim ve eliyle keman çalıyormuş gibi yaparak konuşmaya devam etti. "Gıy gıy!" 

Gözlerimi, sanki onu kınarcasına Kerim'e diktim. 

"Keman çalarak çok tatlı bir ortam oluşturmuşlar bir kere." dedim ve hafiften omzuna vurdum.

"Pardon" dedi elini kaldırarak ve aynı zamanda gülerek.

O sırada gelin ve damat konuşma yapmak üzere sahneye çıktılar. Ama telefonum çaldığı için arka taraflara geçmek zorunda kalmıştım. Telefonu açtığımda Sinem konuşuyordu.

"Peri, ne taraftasınız?" 

"Havuzun oradayım ben şuan." dedim ve Sinem'i gördüğümde topuklarımda hafifçe yükselerek ona el sallamaya başladım. O sırada birisi bana sol kolumdan çarpmıştı.

Ve birkaç saniye içinde kendimi havuzun içinde buldum. Herkes bana bakıyordu. Tam da az önce durduğum yerde bana çarpan kişi öylece bana bakıyordu. Söyleyecek kelime bulamıyordum. Öylece adamın yüzüne öfkeyle bakakalmıştım.

"Sen n'aptın?"

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 21, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Seviyorum SevmiyorumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin