Sendeki Ben

752 24 2
                                    

Jimin' in sinirli sesi Tae ve Jungkook' un odasına kadar geliyordu. Tae ne olduğunu az çok tahmin ediyordu. Jimin onun aşık olduğu adamdı. Jimin dahil herkes Tae' nin ondan hoşlandığını biliyordu. Tae daha ilk gördüğü andan itibaren hoşlanmıştı ondan. Aynı yaşta olmalarından dolayı hiçbir şekilde ayrılmazlardı. Daha doğrusu Jimin nereye Tae oraya giderdi. Okula beraber gider stüdyoya beraber gelirlerdi. Beraber oyunlar oynar beraber uyurlardı. Taa ki 3 yıl öncesine kadar. 3 yıl önce Tae hwarang dizisine başladığında bir cok arkadaş edinmişti. Dizi çok başarılı olmuş herkes onun oyunculuğunu konuşuyordu. O günlerde Tae bazen ekip arkadaşlarıyla buluşup diziyi izlerdi. Bu buluşmalarda coğu zaman sarhoş olurdu. İste tam yine böyle bir buluşmadan sonra Jimin onu almak için stüdyoya gitmisti. Tae sarhoş olmuş Jimin ile ilgili hislerini arkadaşlarına anlatıyordu. Jimin' in taklidini yaparak onun havalı pozları çok sevdiğinden bahsediyordu. Jimin orada durup izlemeye devam etti. Tae her anlatımın arasına "çok havalı, çok tatlı, çok seksi gibi" kelimeler ekliyordu. Tae o kadar heyecanla anlatıyordu ki yerinde durmuyordu. Arkasını döndüğü anda Jimin ile gözgöze gelmişti. İşte o akşamdan sonra Jimin ondan uzaklaşmış sadece konserlerde ve fan buluşmalarında ona yakın davranmıştı.  Tae dolabından havlu aldı. Jungkook içeri girince "Ayarladıkları kişi gelmemiş." dedi.
Tae küçük ve kısa bir "hım" çekti. Banyoya girip çilekli duş jelini kokladı. Avucuna döküp daha önceden hazırladığı suya girdi. Rahatlaması gerekiyordu duş jelini vücuduna sürerken, göğüs uçlarında biraz oyalandı. İlgiye ihtiyacı vardı. Aşık olduğu adam başkası ile düzüşmeyi beklerken onun ilgiye ihtiyacı vardı. Ellerini iyice köpükleyip her yerine dokundu. Gözlerinden bir yaş firar etmişti. Artık hayal etmekten bıkmıştı. Durulanıp havluya sarıldı. Banyodan çıkıp Jimin' in odasına girdi. Tahmin ettiği gibi Jimin banyodaydı. Sinirle homurdanırken Tae kapıyı açtı.
"Sen beni rahatlat ben seni!" demiş kapıyı kapatmıştı.
Jimin küvete yaşlı bir şekilde rahatlamaya çalışıyordu. Tae' nin gelmesiyle elini üyesinden çekti. Tae' yi baştan aşağıya iyice süzmüştü. Göğüs uçlarının kızarıklığından daha önce onlarla oynandığı belliydi. Gözlerini Tae' ye çıkardı. Kahretsin ki çok güzeldi. Altına aldığı herkesten güzeldi. Öptüğü her bedenden girdiği her delikten güzeldi.
"Saçmalama, git başımdan Tae zaten sinirliyim." dedi. Tae pes etmedi etmeyecekti. Bugün Jiminle olacaktı.
"Sinirini alabilirim." dedi. Jimin hafif bir tebessüm etti. "Ben erkekleri sikmiyorum" dedi.
Tae dudaklarını ısırdı. Gözleri dolmuştu. "Tamam sikme bırak ben seni rahatlatayım." dedi. Jimin gözlerini başka bir tarafa çevirdi. Sonra önündeki şişliğe baktı. Mesaj sesini duyduğunda hiçkimsenin gelmeyeceğini tahmin etti. Önündeki bedene tekrar baktı. İnce uzun bacaklar, dolgun bir kalça, incecik bir bel, ovulmaktan kırmızı olan küçük göğüsler.... Jimin kendini tutamazdı.
"Boşalan sadece ben olursam sana ne olacak?" dedi dudağını hafif kaldırmıştı. "Sana dokunduğumda ben zaten boşalırım..." dedi Tae. Jimin şu an acayip yükselmişti. Sessiz kalınca Tae yanına çömeldi. Jimin' e doğru hareketlenince Jimin hemen ayağa kalktı. Tae çömeldiği yerde kaldı. Jimin odada bir tur dönüp kapıya yöneldi. Kapıyı içeriden kilitledi. Tae anahtar sesini duymuş başını kaldırmıştı.
"Orada durarak bana yardımcı olamazsın" dedi.

Birkaç dakika sonra Jimin yatakta oturmuş yatağın hemen yanına çömelen Tae' nin ağzındaydı. Tae zorlansa da öğürmemeye çalışıyordu. Bu hayatının fırsatıydı. Jimin oturduğu yerden ayağa kalkmıştı. Bu pozisyon onun için daha iyiydi. Tae' nin saçlarını tutarak kendini daha da içine itti. " siktirrrrr" dedi.

Jimin yukarıdan önündekib arkadaşına baktı. Üyesi sıcacıktı yuvaya gitmişti, Tae' nin sıcak dili, nefesinin kesik kesik gelmesi....
Jimin birkaç gitgelden sonra Tae' nin ağzına boşaldı. "Sikeyim seni, yut hepsini." dedi. Tae' nin boğazı o kadar çok ağırmıştı ki gözleri dolmuştu. Jimin' in boşalması bitince kendini yatağa bıraktı. Tae ise hemen yere bıraktı kendini. Jimin çok büyüktü. Tae bu şekilde hayal etmemişti.

Jimin boşalmanın etkisi bitince başını kaldırıp önündeki arkadaşına baktı. Arkası dönük uzanmıştı. Tae' nin havlusu düşmüştü şimdi kalçaları önündeydi Jimin' in. Küçük pembe deliği kasılıyordu. Tae' nin boşalmasıyla ıslanmıştı. Jimin o delikten menilerinin aktığını hayal etti.
"Az önce çok cesurdun. Şimdi suspussun." dedi Jimin. Tae yaşadığı şeyin etkisindeydi. O kadar iyi hissetmişti ki şu ana kadar hiç böyle bir şey yaşamamıştı fakat bu defa deliğinin içi kaşınıyordu ve bu kaşıntı devam ettikçe konuşamayacaktı. Sessizce ayağa kalktı. Jimin' in banyosuna yöneldi. Jimin Tae' nin hiç konuşmadan gitmesiyle bazı şeylerin yolunda gitmediğini anladı. Hemen doğrulup bileğini tuttu. "Çok mu canın yandı?" diye sordu. Tae başını hayır anlamında sallamıştı. "Ne o zaman?" dedi Jimin. Tae' nin gözünden yaşlar aktı. "Kendimle ilgilenmem lazım." dedi. Bu söz Jimin' e kendini banyoda parmaklayan, göğüsleriyle oynayan, müstehcen sesler çıkaran bir Tae hayal ettirdi.
Jimin bileklerini tutuşunu sıklaştırdı. Hızla çekip yatağa itti Tae' yi. Tae yüz üstü yatağa düşünce Jimin açılan kalça yanaklarına bir tokat attı. Yanakları aralayıp işaret parmağını soktu. Tae ne olduğunu anlamadan kısıkça inlemişti. "Kendini mi  parmaklayacaksın? Parmakların senin ateşini söndürmez." dedi Jimin. " Merak etme şimdi rahatlatacağım seni ama sakın acımamı bekleme." diye fısıldadı Jimin onun kulağına. Tae şu anki konumuna inanamamıştı.
Jimin Tae' nin kalçalarını yükseltip daha da açtı. İkinci parmağını da dahil etti olaya. Tae' nin içindeki parmaklar onu çok rahatlatmıştı. Kendini parmaklara doğru itiyordu.
"Ihhhh ahh biraz daha." diye inliyordu. Jimin bugün Tae' yi tüketecekti buna kararlıydı. Parmaklarını çekince Tae hafif sızlanmaya başlamıştı ki yanaklarının tekrar açılmasıyla sıradaki hamleyi bekledi. Jimin' in öpüçüğünü deliğinde hissedince çığlık attı. Dilini dar deliğe soktu Jimin. "Ahhh ahh siktir." diye haykırdı Tae. Jimin' in telefonu çaldığında ona uzandı. Hoparlörü açıp Tae' nin bacak içlerini öpmeye başladı.
"Jimin lanet olsun. Ne yapıyorsun?" diye haykırdı Namjoon. Jimin büyük bir kahkaha atıp tekrar Tae' nin deliğine üç parmağını soktu. Tae tekrar çığlık attı. "Sence Namjoon." dedi nefes nefese. "O Tae değil değil mi? Jimin lanet olsun." diye bağırdı Namjoon. "Tae konuşsana." dedi Jimin. "Ahh sen onun kusuruna bakma hyung izlemekten konuşamıyor." dedi Jimin. "Sikik herif" deyip kapattı telefonu Namjoon.
Jimin telefonu kapattıktan sonra Tae'nin yüzünü görmek uçin onu çevirdi ve bacaklarının arasına tekrar girdi. Sevişmenin başından beri yapmak istediği şeyi yapıp ağzını Tae' nin tepeciğine kapattı. Tae' nin beli havalanınca onun bütün vücudunu öpmeye başlamıştı. "Jimin lütfen..." diye sayıkladı Tae. Jimin onunla daha fazla oynamadan üyesini birkaç kez çekiştirip Tae' nin içine kökledi. Tae yırtıldığını, nefesinin tükendiğini hissetti. Jimin alışması için beklerken saçına birkaç öpücük bıraktı. Birazdan hareket ettiğinde yaşadığı hissi kelimelerle anlatamıyordu. Tae dardı, yumuşaktı ve sıcacıktı. Jimin birkaç kez siktir çekti. Tae ise kaşıntısının bittiğini, ağrının yerine zevke bıraktığını hissedince "hızlan" dedi. Jimin tamamen çıkıp tekrar gömülüyordu Tae' nin içine. "Senin ilkin değil mi?" dedi Jimin. Tae konuşamıyordu. Başıyla onaylayınca Jimin hızla ve sertçe içine tekrar girdi. Öyle uzundu ki Jimin birkaç vuruşta Tae' nin noktasını bulmuştu. Tae " orası" diyince tekrar sert ve hızla girdi içine. Birkaç saniye sonra Jimin onun içine boşaldı. Boynuna doğru Tae' nin üzerine yığılmıştı.  "Sikeyimm bu çok iyiydi." dedi. Birkaç dakika sonra içinden çıkınca hemen Tae' nin deliğini izledi. Tae kendine gelmişti. "Ne yapıyorsun?" dedi. Jimin gülüp "Sendeki beni izliyorum." dedi.

Sendeki BenWhere stories live. Discover now