1. Bölüm Kızıl Papatya

317 105 1.2K
                                    


Bir papatyanın toprağa tutunma hikâyesi bu...

Bir papatyanın toprağa tutunamama hikâyesi bu...

Aşkını yüreğine gömmek zorunda kalanlara...

Kavuşması ahirete kalan sevdalara...


Bir varmış bir yokmuş. Evvel zaman içinde kalbur saman içinde uzak diyarlarda bir sarayda bir prenses yaşarmış. Bu prenses güzel mi güzelmiş. Upuzun dalgalı saçları, uzun ve gür kirpikleri varmış. Kalem gibi kaşları, pembe dudakları varmış. Ay gibi güzelmiş yüzü. Civarda onun kadar güzel bir prenses yokmuş. Bu prenses saçlarına taç takmak yerine papatyalardan taç yaparmış. Çok severmiş çiçekleri; en çok papatyaları!

Kalbi de yüzü kadar güzelmiş. Kalp kırmaktan çok korkar, kimseyi incitmemeye dikkat edermiş. Çok merhametliymiş, yardımsever, iyi niyetliymiş. Herkesler kıskanırmış onu. Eşi benzeri bulunmazmış.

Bu güzel prenses, saraylarının bahçesine, kendi odasına bakan tarafa bir çiçek bahçesi yapmak istiyormuş. Papatyalar büyüsün istiyormuş. Babacığına bu isteğini söyleyince biricik kızını kıramamış hemen kabul etmiş. Babacığı hiç kıyamazmış prensese. Bahçenin her tarafına papatyalar ekmeleri için bahçıvanlara görev vermiş. Prenses bu görevi kendisinin üstlenmesini istemiş. O narin parmaklarıyla toprağa ekecekmiş papatyaları. Sevgiyle, aşkla...

Çok mutlu olmuş prenses. Sabırla papatyaları ekeceği anı beklemiş...


***


1.BÖLÜM

Kızıl Papatya

Sonunda odama giriş yapmış bulunmaktaydım. Cebimde titreyen telefonumu açmak için valizlerimi bırakacak yer ararken yatağımın hemen yanındaki boşluğu fark ettim, hızlı hareketlerle valizimi oraya koydum. Çantalarımı rastgele yatağın üzerine fırlatırken sağ elimle pantolonumun cebinden telefonumu çıkarmak için canla başla mücadele ediyordum. Ne vardı sanki bu kadar eşya götürecek ya da beni arayan kişi bu ana nasıl denk getirdi diye mi sormalı mıyım? Ve evet... Sonunda yatağımın üzerine oturdum ve cebimden çıkardığım telefonumun arama ekranıma baktım.

Bayan Patron... Arıyor...

''Alo''

''Çok şükür! Bir an açmayacaksın sandım.''

''Bayan patron tam odaya girdim, elim kolum doluydu yetişemedim.''

''Tamam, canım benim. Ne yaptınız diye merak ettim. Siz gidince bir boşluk oldu burada. Alışmıştım size o kadar.''

''Vallahi hiç gelesim gelmedi yanından. Ayrılmak çok zordu çok. Ah! En kısa zamanda yine oradayım. Hatta sen de kaç gel bize bekleme hiç.''

''Belki bir sürprizim olabilir size. Akşam eniştenle konuşayım haber veririm. Öpüyorum hepinizi çokça, herkese selam söyle, görüşürüz.''

''Sabırsızlıkla akşamı bekliyorum o halde, görüşürüz. Miniklerime dikkat et. Teyzesi şimdiden çok seviyor onları.''

Deli kız, canım ablam benim. Bugün İzmir'den ablamın yanından döndük. İkizlere hamile olduğu için sık sık gelemiyor İstanbul'a, biz de arayı açmamak için fırsat buldukça gidiyoruz. Bana kalsa daha da kalırdım ama benimde okulum var, işlerim var. Kim dedi ona uzaklara gelin git diye acaba...

Valizimden kıyafetlerimi çıkarıp kirli sepetine doldurdum hepsini. Boş kalan valizi gardırobumun üst kısmına yerleştirdim. Çantamı ve hırkamı askılığa asıp tekrar yatağın üzerine oturdum.

Bir Papatya MasalıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin