1. BÖLÜM

2.2K 38 4
                                    

Edirne'de bulunan Darüşşifa sultan II Beyazıd tarafından 1484' de yılında temeli atılıp 1488 yılında tamamlanmıştı. Ünlü seyyah Evliya Çelebi bile "Orada öyle bir darüşşifa vardır ki; dil ile tarif edilmez, kalem ile yazılmaz" diyerek tanımladığı hastanesi, 400 yıl boyunca aralıksız olarak hastalara şifa dağıtırdı. Edirne Darüşşifası, kuruluşunda çok yönlü bir hastane idi. Toplam personel sayısı 21, hastanenin yatak sayısı ise 32'ydi.Uzun yıllar dertlilere deva olan bu şifa yurdu, daha sonraki yıllarda, sadece akıl ve ruh hastalarının tedavi edildiği bir merkeze dönüşmüştü. 1970'li yıllarda dönemin Edirne Sağlık Müdürü Dr. Ratip Kazancıgil, tıp tarihimizin bu önemli yapılarını kurtarma girişimlerini başlatmış ve bu çabalar uzun yıllar devam etmişti.2025 yılına gelindiğinde Darüşşifa nın restorasyon' u devam etmekteydi. Resterasyonun kasım ayına kadar tamamlanması gerektiğinden tüm işçiler, ustabaşılar ve sanat tarihi uzmanları canı gönülden çalışıyorlardı. Restorasyon esnasında olmaması gereken bir şey olmuştu. Darüşşifa odalarından, hekim odasının duvarı restorasyon esnasında yıkılmıştı. Restorasyon şefi bu durumdan işçileri sorumlu tutmuş ağzına geleni saymıştı. Duvarı tekrar onarmaları söylemiş fakat duvar yıkıldıktan sonra duvarın altında beze sarılı halde 2 adet kitap bulundu. İşçilerden Serkan kitabı aldı ve inceledi. Kitap Osmanlıca yazılmış fakat resimli bir kitap' dı. Resimlerine baktı insan anatomisine ait iskelet yapısı kasların yapısı ve bir çok resim vardı. Yazılanlardan bir şey anlamıyordu. Darüşşifa neye ait eski bir tıp kitabı olduğunu düşündü. Mesai bitmesine yakın bulduğu kitabı restorasyon da çalışan sanat tarihi uzmanı Elif' e götürdü. Elif Tıp Tarihi üzerine tez yazıyor, Darüşşifa ne deki tıp alanında yapılan çalışmaları inceliyor.16 yy. kadar Tıp' da ileride olduğumuz bir dönemde neden geriye düştüğümüzü araştırıyordu.

Serkan kapıyı çaldı ve içeri girdi.

Serkan: Elif hocam kolay gelsin.

Elif: Sağ olun

Serkan: Hocam çalışma esnasında biliyorsunuz malum hekim odasının duvarı yıkıldı.

Elif: Evet güzelim 540 yıllık duvarı yıkmayı başardınız.

Serkan: Hocam olur arada aksilikler. Fakat ben duvarın altında beze sarılı 2 adet kitap buldum.

Elif: Hadi ya ne kitabı bakayım.

Serkan: Biraz tozlanmış kokuyor da buyurun dedi ve Elif hocaya kitapları uzattı.

Elif, kitaplara baktı ve kapaklarını inceledi. Kitaplar Osmanlıca idi kapağında ise Cerrahiyye'il İlmiye yazıyordu. Kitabı sayfalarına tek tek baktı ve içerisindeki çizimleri tek tek inceledi. Kitabın giriş bölümünde kitabın yazarının adı ve yazım tarihi vardı. Kitap Hicri 880 yılında yazılmıştı. Miladi ise 1475 yılında idi. Elif diğer kitaba baktı ve diğer kitap' ta ise birçok çiçek resmi ve otların resimleri olduğunu gördü.

Elif: Tamam Serkan teşekkür ederim. Ben biraz inceliyim bunları sen çıkabilirsin.

Serkan: Kolay gelsin hocam.

Elif darüşşifana Müdürü Ruhi beyi aradı ve çeviri yapmak için 2 adet kitabı eve götürmek istediğini söyledi. Ruhi bey durumdan habersizdi kitapların sıradan kütüphane kitapları olduğunu düşündü ve izin verdi. Elif 2 kitabı çantasına koydu ve okumak için eve götürdü. Kitapları okumak için can atıyordu. Çünkü bulduğu bu kitapta çizimler o kadar gerçekçiydi ki bir an önce kendini eve atmak istiyordu. Yolda giderken eşi Mustafa yı aradı.

Elif: Hayatım bu akşam yemek dışarıdan söylesek mi?

Mustafa: Olur hayatım ne canın çekti.

Elif: Canım bir şey çekmedi. İş yerinde bir kitap buldum. Onu okumam lazım. Pizza söyleyelim mi?

ZAMANDA YOLCULUK 1453Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin