2.2

25.6K 1.3K 112
                                    


Sabah uyandığımda yanımda Azat abim yoktu.

Açıkçası dün onun o güzel kalbini ve  bana ne kadar çok abi olmak istediğini görmüştüm.

Bu yüzden ona abi demeye karar verdim.

Yatağımdan çıktım ve hemen valizimden kıyafet seçerek giyindim ve banyoda rutin işlerimi halledip çıktım.

Yatağımdan çıktım ve hemen valizimden kıyafet seçerek giyindim ve banyoda rutin işlerimi halledip çıktım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Daha sonra silahımı belimde ki aparata taktım ve telefonumu elime alıp aşağı inmeye başladım.

Azat abiyle konuşmam gereken bir konu vardı.

Yaman'ı o gün karargahta gördüğü halde birşey söylememişti ve işin garibi Yaman'da birşey söylememişti.

Bunu öğrenmem gerekiyordu.

Aşağıya indiğimde sadece Maho amca ve Mirza amcanın çocuklarının burada olduklarını gördüm.

Bekir amcanın çocukları gitmişlerdi ama karısıyla birlikte o hala buradaydı.

annemler kahvaltı sofrasını kuruyorlardı.

Dedemler masanın yanındaki küçük oturma kısmında oturup sohbet ediyorlardı.

Barlas abim ve Çağlar hala yoktu ortada, uyuyorlardı sanırım.

Babaannemin mutfaktan elinde salatalık tabağıyla çıktığını görünce gidip elinden aldım ve gülümseyip masaya yerleştirdim.

"günaydın kızım." dedi babam geldiğimi görünce.

"günaydın baba." dediğimde resmen gözleri ışıldamıştı.

Babaannemin peşinden mutfağa girdiğimde annemin kahvaltılıkları hazırladığını gördüm.

"günaydın anne." dediğimde bana gülümseyerek baktı ve babam gibi gözleri ışıldadı.

"günaydın kızım." dediğinde ona tebessüm ettim ve tezgahtaki hazır şeyleri babaannem ile masaya taşıdık.

yaklaşık on dakika sonra sofra hazır olduğunda annem, bana Çağlar ile Barlas abimi uyandırmaya gitmemi söyledi.

Onu onayladım ve tarif ettikleri odalardan birine girdim.

Şansıma ilk Çağlar gelmişti.

Yatağa yüz üstü yatmış bir şekilde uyuyordu, ve oldukça dağınık yatıyordu.

Yanına gidip onu dürttüm ve sert sesimle konuştum.

Uykusu hafifti sanırım ki gözlerini hemen açtı. "hadi kalk, kahvaltı edeceğiz."

Gözlerime birkaç saniye baktıktan sonra beni onayladı.

Bende odadan çıktım ve tarif ettikleri diğer odaya girdim.

Çağlar'ın aksine gayet düzenli ve sırt üstü yatıyordu Barlas abi de.

Yanina ilerleyip onu dürttüğümde uyumadığını biliyordum.

Çok kötü rol yapıyordu, bir ara öğretmeliydim buna rol yapmayı.

"uyumadığını biliyorum, abi." dediğimde taktiğim işe yaradı ve hemen gözlerini açıp ışıldayan gözlerle bana baktı.

Hemen suratında bir gülümseme oluştu. "abinim, değil mi?"

Sırıttım. Bu halleri bana çok sevimli geliyordu ve keyif alıyordum.

"abimsin." dedim ve devam ettim.
"ama eğer iki dakika içinde aşağıda olmazsan seni abilikten reddederim." dediğimde hızla kalkıp banyoya gitmesini keyifle izledikten sonra odadan çıktım.

Çağlar ile odaları aynı katta olduğu için çıkınca odasından çıkan Çağlar ile göz göze geldik.

Aslında eskisine göre daha iyi davranıyordu ama hala bana bir sıcaklık ile bakmıyordu.

Ve o sıcaklıkta baksa bile bana abla demeden onunla iletişime geçmeyecektim.

Hiç konuşmadan beraber, yan yana aşağıya indik.

Ben sofradaki yerime geçerken o herkese günaydın dedikten sonra geçti

Arada iki saniye fark vardı ama çokta umurumda değildi.

İki saniye iki saniyedir.

Barlas abin nerede kaldı?

Heh, iyi insan lafının üstüne.

Hemen herkese günaydın dedi ve yerine geçti.

Dedemin 'afiyet olsun' demesiyle kahvaltımızı etmeye başladık.

Bittikten sonra annemlere sofrayı toplamalarında yardım ettim ve ardından Azat abinin yanına geldim.

Bana baktığında hafif bir tebessümle konuştum.

"abi, biraz konuşalım mı?" dediğimde şaşırmışlardı ama mutluda olmuşlardı.

Abim hemen beni onayladı ve beni takip etmeye başladı.

Avludaki çardağa geldiğimizde oturduk ve ilk söze giren ben oldum.

"abi, bana neden yamanı tanımıyormuş numarası yaptın? Yaman'da öyle yaptı." diye sorduğumda gülümsedi.

"sen kendin öğren istedim, daha bize doğru düzgün alışamamıştın. İlk bize alış istedim. Yaman'ı da tembihlemiştim. Ondan öyle yaptı." dediğinde haklılik verdim ona.

Demekki yamanda mimiklerini iyi kullanabiliyormuş çünkü hiç fark etmedim.

Gerçi selamlaşmışlardı ama... her neyse işte.

Aklıma dün gecenin gelmesi ile gülümsedim ve Azat abiye baktım.

O zaten bana bakıyordu.

" dün gece için, Teşe- yani sağ ol off eyvallah işte." dediğimde kıvranmam onu güldürmüştü.

"anladım ben, önemli değil. Sayende huzurlu bir uyku çektim. Her ne kadar belim ve boynum ağrısada." diyip ağız ucuyla güldü.

Bende güldüm.

"o kadarınada katlan artık yani." dediğimde tekrar güdük.

Tam o sırada avlunun ön tarafından bir el silah sesi duyuldu...




_______________🇹🇷🤍

Normalde kısa bir bölüm atmayacaktım ama sizi daha fazla meraklandirmak istemedim diyeceğimde sonu yüzünden daha fazla meraklandığınızı hissediyor gibiyim... Bölüm nasıldı? Aksiyon istediniz bende yazıyorum, Bir sonraki bölüm full askiyonnn.

Arden'in SillesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin