1.9

2.1K 62 25
                                    

"Geçmişin izleri"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Geçmişin izleri"

İki ay önce~

Her zaman ki boktan günlerden biriydi. Okuldan çıkmış eve doğru yürüyordum. Bu gün Tuna hasta olduğu için okula gelmemişti bu yüzden yalnızdım. Apartmanın önüne vardığımda içeri girdim ve babamla oturduğumuz dairenin olduğu kata çıktım. Babam işte olmalıydı bu yüzden kapıyı çalma gereksimi duymadan çantamdaki anahtarı çıkartıp kapıyı açtım.

İçeri girip ayakkabılarımı çıkartmaya başladığımda mutfaktan geren tıkırtıları duydum. Evde biri vardı. Arkamdan kapıyı kapattım ve mutfağa doğru yaklaştım. İçeri giridğimde babamı mutfak tezgahının önünde bir şeyler doğrarken gördüm.

Ona seslenmemiştim ama o geldiğimi duyduğu için arkasını dönmeden bana ithafen konuştu.

"Ah Irmak okuldan geldin mi? Bende sana yemek pişiriyordum"

Burnuma dolan mantar kokusu ile yüzümü ekşittim.

"işte olman gerekirdi"

Yüzünde anlamlandıramadığım bi gülümseme vardı.

"Bu gün özel bir gün. Ve oldukça önemli."

Onu hala anlamış değildim. Böyle gizemli konuşmaya devam ederse anlamayacaktımda.

Tezgahta doğradığı bir kaç mazemeyide ocağın üstünde pişmekte olan mantarın içine attı. Bir yandan benle konuşuyor bir yandan pür dikkat önündeki işi ile ilgileniyordu. Babamın daha önce mutfağa giridğini görmüşlüğüm pek yoktur. Cidden önemli bir şey olmalıydı.

Tencerenin içindeki mazemeleri karıştırıyor tuzu ve baharatını atıyordu.

"bu günü özel kılan şey neymiş?"

Gülümsemesi genişledi. Hiç samimi gelmiyor ama o öyle davranıyordu.

"Canım oğlum ile güzel bir akşam yemeği yiyeceğiz bundan güzel ve özel bir şey olabilir mi?"

Bu söylediğinin ironi olduğunu anladığımı biliyor gibi bakıyordu. Ama yüzünde hala aynı samimiyetsiz gülümsemesi vardı. İyi bi oyuncu değildi. Endişeli görünüyordu. İyice gerilmiştim.

" geç otursana"

O ana kadar hala kapının önünde dikildiğimi farketmemiştim. Babam ve babamın oldukça tuhaf hallerine fazla kapılmıştım. Kendime gelip mutfak masasından bir sandalye çekip oturdum.

"bak sana en sevdiğinden mantar sote yaptım."

Yüzüm kasıldı.

Ben mantardan nefret ederdim. Mantardan nefret ederim. Nefret. Nefret. Ve nefret ediyorum. Mantarı sevmiyorum. Sevmiyorum ki. Annem sevdi. Annem çok severdi. Mantarı çok severdi. Ben nefret ederdim.

kuytu / Gay +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin