3 ay sonra...
Defalarca tekme attığı kapıya tekrar vurdu. Belki kırılır veya biri sesi duyar diye umuyordu ama yorulmaya başlamıştı.
"D-dur artık... O kapı kırılmaz."
Genç adam güçlükle konuştu. Eli, karnına saplanmış bıçağın etrafına sarılıydı. Kan kaybetmemeye çalışıyordu. Ama pek başarılı değildi. Zaman geçiyor ve durumu kötüleşiyordu. Soğuk sanki yaradan içeri sızıyor ve içini titretirdu. Yaralı genç yarasına bastırdığı elini hissetmediğini farketti. Kanla kaplı el buz gibi yerde donmuştu.
Genç çocuk çaresizliğin verdiği öfkeyle bağırdı. Sevdiği adam bu haldeydi ve elinden hiç bir şey gelmiyordu. Yaralı gencin titrediğini farkedince hemen yanına çömeldi ve üstündeki ceketi çıkartıp omuzlarına örttü. Genç adam hissettiği yoğun acıyla kaşlarını çattı ve yine reddetti.
"S-sen üşicek-" genç adamın sözlerini ağzından öksürükle birlikte çıkan kanlar böldü.
Genç çocuk dehşetle açtı gözlerini. Elini yarasına attı ve tampon yapmak için sardığı bezi biraz daha bastırdı.
"İyi olucaksın. Çıkıcaz burdan. Hastaneye götürücem seni. Senin beni o gece götürdüğün gibi. İyi olucaksın, iyi olucaksın, bana bak, bana bak"
Genç çocuk ağladığını bile farketmemişti. Onun iyi olucağını söylüyor onu inandırmak istiyordu kendi de buna çok inanıyordu. İnanmak zorundaydı. Eli kolu bağlıydı. Birileri onları bulmasını umuyordu. Yanlızca o vakte kadar dayanmalı gözlerini açık tutmalıydı ama genç adam kaybettiği kan ve soğuğun mayıştırmasıyla gözlerinin açık tutamıyordu. Adamın boynu yavaşca yana doğru düşünce çocuk hemen iki eli ile yanaklarından tutup uyandırmaya çalıştı.
"Lütfen, lütfen, lütfen benimle kal, benimle kal."
Genç adam yüzünü buruşturdu. Ve gülümsemeye çalıştı.
"Seni ç-çok..."
Nefesini toparlamakta güçlük geçiyordu.
"Sevdim..."
Sıcak göz yaşları buz gibi yanağını ıslatıyordu.
"Bu sonumuzmuş gibi konuşma sakın."
"P-pişman değilim... Hiç olmadım."
Genç çocuğun göz yaşları şiddetlendi. Akan burnumu umursamadan çekti ve konuna sildi.
"Böyle konuşma lütfen."
Genç adamın gülümsemesi genşledi.
"Artık acımıyor."
Ellerini bir an olsun sevdiğinin yüzünden çekmemişti. Ucu soğuktan kızarmış baş parmağı ile yanağını ısıtmaya çalışıyordu.
"Hayır hayır hayır hayır..."
"Senin kollarında ölmek... Güzel."
Genç adamın gözleri kapandı.
O an çocuk için zaman durmuştu sanki. Oracıkta iki can yaşam mücadelesi veririken zaman akmıyordu.
