1.0

7.3K 170 27
                                    

günün ikinci bölümü. İyi okumalar.

 İyi okumalar

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Irmak<333

~

Kalbim göğüs kafesimden çıkıcak gibi atıyor, nefesimse ona ayak uyduruyordu.

'Hiç bir şey yok Irmak. Mutfakta kimse yok'

İç sesim bana telkin verirken bedenin aksi gibi onu dinlemiyor mütiş bir korkuyla sarsılıyordu. Yemek masasının üstündeki meyve bıçağı olarak kullandığım ama oldukça büyük olan bıçağı titrek elime aldım.

Mutfağa adımlarken telefonum çalmaya başladı. Dikkatim dağıldı ve göz ucuyla koltuğun üstünde duran telefonuma baktım. Rüzgar arıyordu. Şuan onunla uğraşamazdım. Çalmakta olan telefonu umursamadım.

Zihnim kaçıp gitmek için çırpınıyordu ama bedenim emin adımlarla mutfağa doğru ilerledi. Aralık olan mutfak kapısını tek elimle yavaşça ittim.

Bir kaç saniye ne kalbimin atışını ne de aldığım nefesi hissettim. Gözlerim açılmış bedemim kast kastı kesilmiş kapının önünde dikiliyordum. Gördüğüm manaza, babam mutfak tezgahının önünde dikilmiş et kesiyordu. Üstü boydan boya kan ellerinde eldiven, bana baktığı korkunç gülümseyen ifadesi. Kıyafetleri gibi tüm mutfak kanla kaplıydı.

"Ah Irmak okuldan geldin mi? Bende sana yemek pişiriyordum"

Gözüm saniyelik olarak mutfaktaki derin dondurucuya kaydı.

"Hayır bu bi rüya olmalı. Sen burda olamazsın. Şuan burda duruyor olamazsın. Beynim bana oyun oynuyor. Hayır, hayır, hayır, hayır,hayır..."

Elimdeki bıçak olsuğu yere düştü arkama bakmadan koridordan dış kapıya koştum. Peşimden koştu.

"Hayır. Gelme. Beni alamazsan."

Sırtım şiddetle dış kapıya çarptı. Dış kapıyı açtım kaçıp gitmek istiyordum. Kanlı ellerini boynuma doladı. Çok hızlıydı, çok güçlüydü. Karşı koyamıyrodum. Çırpınışlarım boşa gidiyordu. Yapabildiğim tek şey bağırmaktı.

"Bırak beni!"

"Hayır!"

"Yapma!"

"Benimle geliceksin"

Sıkılam boğazım yüzünden zar zor çıkıyordu kelimeler ağzımdan.

"Gelmicem. İstemiyorum. Beni bir daha oraya götüremezsin"

Korkunç bir kahkaha attı.

"Hayır oğlum. Oraya değil yanıma geliceksin."

Yanına gelmekte istemiyordum.

Boğazımı sıkan eller bir saniye ayrılmadı. Ne kadar zaman geçti bilmiyorum ama yaptığım tek şey bağırmak, titremek ve ağlamaktı.

Boğazımdaki ellerin yerini bedenimi sarmalayanlar aldı. Saçıma öpücükler konduruyor, sakin olmam gerektiği ile ilgili sözcükler söylüyordu. Uğultu gibi gelen ses yavaş yavaş netleşmeye başladığında farkettim ki bu Rüzgardı.

kuytu / Gay +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin