~1》Sana Bakıyordu!~

320 29 50
                                    

...

Sertçe sorumu yenilerken o hâlâ elindeki sigarasının dumanını izlemeye devam ediyordu. İrisleri bana dönünce alaycı tavrı yavaş yavaş göz bebeklerini ele geçirdi. Başını hafifçe sağ omzuna yatırdı ve yarım ağız güldü. Avuç içim öfkeyle masayı bulurken üzerindeki bardak sarsıldı ve içindeki kahve dosyaları ıslattı. Sabrım son demlerini yaşarken, sinirim basamakları daha hızlı çıkıyordu. 

Parmakları arasında tuttuğu sigarayı yavaş hareketlerle dudağının arasına koydu ve derince bir nefes çekti. Gözleri kapalıyken dumanını havaya üfledi ve odadaki kasveti artırdı. Bu hareketi bardağı taşıran son damlaydı artık.

Ciğerlerime dumanlı havayı çekip başımı farklı yöne çevirdim. Gömleğimin yakasını düzeltince gerilmiş boynumda oluşan damarlarımın belirginliğini ben bile hissedebilmiştim. Beyaz gömleğimin yenini katlatken sakinleşemeyeceğimi anlayınca ani bi' hareketle yerimden fırlayıp elime aldığım kahve bardağını sigarasına bastırdım. Sıcak kahve eline sıçramış olsa dahi kıpırdanmadı, hâlâ yüzündeki alaycı ifade yerini koruyordu. Bana bakmaya devam ederken dişlerimin arasından adeta tıslar gibi konuştum bu kez.

"Tamam! Bu son şansın Yoongi, cevap ver onu neden öldürdün!?"

Kaskatı kesilmiş yüzümün aksine onun yüz hatları oldukça rahattı. Sinirlenmiş halim onun hoşuna gidiyor gibi sırıttı ardından hâlâ bardağın altında olan elini çekip dudağının kenarında bir şey varmış gibi sildi.

"Sinirlenince seni daha çok istiyorum Park." dedi derin sesiyle.

Sorgu masasının üstündeki ışık yanıp sönerken bakışlarım öfkeyle daha bi' koyulaştı. Çenem sıkılaşırken dişlerimin gıcırdısını duymuş gibi sırıtışı büyüdü.

"Bilmek mı istiyorsun? Dinle o halde!" diye fısıldadı birden. Bir kaç saniyede gülen yüzü ortadan kaybolurken ellerini masaya dayamak istedi ama kelepçeli eli buna engel oldu. Bu kez o sinirlenirken sol elini kelepçeden kurtarmak için hızla çekti. Uyguladığı güç masayı sallarken bi anda benden taraf dönüp bana doğru eğildi. Göz bebekleri büyürken,

"Sana bakıyordu!" dedi çatallanmış sesiyle. Şimdi ise gözleri gözlerimi delercesine işgal ediyordu.

Şaşkın ve afallamış ifadem alnımın kırışmasına yol açarken mimiklerimi biraz da olsa kontrol altına alabilmeyi başardım ve beni böyle görmesini engelledim. Sonrasında bende aynı şekilde ellerimi masaya dayayıp zorlanmadan üzerine doğru yaklaştım.

Aramızda bir kaç santim vardı. Sarı ışık, sorgu odasında loş bi' görüntü oluşturuyordu. Sigaranın dumanı ise sisli bir görüntü vermişti. Gözleri, önüme gelen sarı saçlarımda gezinirken sağ elini kaldırdı. İnce bileğine takmış olduğu zincir bileklikler ses çıkardı ardından saçlarıma dokunur gibi uzaktan parmaklarını oynattı. Kaşlarımı çatıp, sinirli ifademi değiştirmemeye çalışarak biraz daha yaklaştım ona.

"Geçerli bir sebep değil! Bana düzgün bir sebep sun!" Verdiğim emir bakışlarını bu kez de dudaklarıma kaydırdı ve eli havada asılı kaldı. Yavaşça yutkundu ve adem elması aşağı yukarı hareket etti. Yukardaki elini indirirken göz bebeklerinde yer edinen yoğun duygu bir anda silindi ve yerini pusulu ve tehlikeli bakışlara bıraktı.

"Sana baktı? Bu onu öldürmem için yeterli bir sebepti Jimin!"

***

Bir editte karşıma çıkan küçük
bir kesiti fic yapmaya karar verdim...

Ama ilgiye göre kaldırabilirim ve ya yazmaya
devam ederim.

Peki o hâlde, size soruyorum yavrularım.

Devam etsin?

Devam etmesin?

Okuyan herkese teşekkür ederim...

Sizi seviyorum yavrucaklarım💕

DANGEROUS JEALOUS / Yoonmin✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin