~23. Bölüm ~

En başından başla
                                    

Gülhanım ise Yaaaa diye bir ses çıkarmış ve Yusuf Mirza'nın kucağında ona doğru dönmüş ve yüz yüze gelmişlerdi. Küçük ellerini kocasının yanağına koydu ve dudaklarına kapandı, bu hamilelik hormanları bazen onu zorluyordu sanki kocasından yılllarca ayrı kalmışta ona hasretmiş gibi sürekli onu istiyordu. İçindeki arzuya engel olamıyordu derken öpüşmeleri derinleşti. Ve Yusuf Mirza karısını masaya yaslamış canı yanmasın diye de araya kolunu koymuştu. Diğer eli ile de karısının elbisesini sıyırmış ve çıplak bacaklarını okşamaya başlamıştı. Nefeslenmek adına kendini çeken ilk Gülhanım olmuştu ve başını kocasının anlına dayamıştı... Küçük elleri kocasının sakalı  yanağını sevgi ile okşadı... Yusuf Mirza tekrar karısının dudaklarına yaklaşmıştı ki, kapı çaldı Gülhanım panikle kocasının kucağından kalktı ve hemen üzerini düzeltmeye başladı. Yusuf Mirza ağzının içinde bir küfür savurdu kimdi bu gelen densiz? Gür bir sesle Gel dedi içeri pişmiş kele gibi sırıtan Şahin girmişti. Bugün öyle neşeliydi ki, tüm sırıtmıştı.

- Yemek hazır onu haber edeyim demiştim." diye konuştu Gülhanım ise kafasını yerden kaldırmıyordu. Yanakları alev alev yanıyordu resmen!

- Çık dışarı geliyoruz!" diye tersledi kardeşini Yusuf Mirza, hayır ona mı kalmıştı çağırmak? Belki o karısını yiyecekti? Şahin anlamaz şekilde başını sağ sola sallamış ve odadan çıkmıştı hemen ardından kendileri de çıkmıştı. Sessiz geçen bir akşam yemeği olmuştu sefer, Şahan yoktu mesela masada Yağmur önünde ki yemekten hiç yememişti. Şahin mutluydu sevdiği kadından herşey hal oldu mesajı bekliyordu. Zelal kadın, torunu Şahan'ı düşünüyordu dün en ufak bir tartışmada kaçıp gitmek istemişti, Neden? diye sormaktan kendini alı koyamıyordu. Sessizce masadan kalktı ve bastonundan yardım alarak odasına gitmeye başladı bu yaşlı kalbi artık hiç birşey kaldıracak güçte değildi. Ayşe'den sonra birde Şahan'ın gitmesine dayanmazdı odasına geçti ve gelişi güzel başında ki şalını çıkarıp yatağın üzerine attı. Odasında ki tekli koltuğa oturdu ve oğlu Berzan'ın ve gelinin birlikte olduğu çerçeveli resmini aldı önce buruşuk elleri ile hasret kaldığı yüzünü okşadı daha sonra öptü. Gözünden akan yaşa aldırış etmeden yine öptü. Evlat acısı kadar büyük birşey yoktu. Anası ölene öksüz,babası ölene yetim, peki evladı ölene ne derlerdi? Üstelik Berzan'ın katili babasıydı eğer gidip Korkmaz aşiretinin ağası Hikmet ağayı vurmasa idi bu kan davası olmayacaktı. Kan kana demişler ve Hikmet Ağa'nın oğlu Hakan çiftlik evinde Berzan'ı vurmuştu üstelik oğlunun gözünün önünde...

Yusuf Mirza'nın doğum günü babasının ölüm yıl dönümü olmuştu....

  O günden sonra hiç bir zaman doğum günü kutlamamıştı torunu. Amcası Devran onu karşısına alıp "Sen artık ağa oldun! Bu konak ve aşiret artık sana emanet" demişti çocuk olmamıştı Yusuf Mirza, hep ailesi için çabalamış ve Mardin'de sevilen sayılan bir  ağa olmuştu.

-Yusuf Mirza yakında baba olacak... O huysuza baba olmak çok yakışacak biliyor musun?" demişti gözünden yaşlar akarken torunu hiç şüphesiz çok güzel baba olacaktı. Ona belki de en çok baba olmak yakışacaktı  tekrar öptü elinde ki resmi.

- Boyu,posu aynı sana benziyor Rabbim kaderini benzetmesin, o huysuz dedesinden de öfkesini ve kini almış, Ayşe'yi hiç bir zaman affetmeyecek sende kızıyor musun Ayşe'ye Berzan'ım ? Ben hiç kızmıyorum çünkü insan sevince gözü kör olur, Ayşe'min de gözü kör olmuştu..." sona doğru hıçkırarak ağladı Zelal kadın oğlunu çok özlemişti. En çok onu karşısına alıp konuşmayı, kokusunu... " Bir ana evladının sesini unutur mu? Ben senin sesini unuttum Berzan'ım çok zoruma gidiyor." Elindeki resmi bağrına bastı. Ve şu türküyü mırıldandı...

Derdan heland hinav û dil,
diaxivin kul û birîn.
Janê daye dilê bi kul,
ji ber daxan dikim qêrîn,
Dikim hawar , gazî dikim
li heval û cîranan.
Ji birînan min bi cok in,
ji çavên min çemên bi xwîn...

Türkçe çevirisisi 👇

Dertler tüketti bağrımı, yüreğimi,
dile geldi yara berelerim.
Sızı vurmuş yaralı yüreğime.
Dağlanmışım, acılardan haykırırım.
Feryad eder, çağırırım eşi dostu,
konu komşuyu.
Yaralardan yarılmıştır bedenim,
kanlı pınardır gözyaşlarım.





Gülü susuz sizi bölümsüz koymam.🌹🤍

Yâdem Yâdem sana ne yaşattılar .🥺

Umarım beğendiğiniz bir bölüm olmuştur.🌸

Instagram;  Maysa_58_

Instagram;  Maysa_58_

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
PAYEDÂR(TÖRE) /TAMAMLANDI\Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin