26🔥

2.4K 387 618
                                    

jungkook

Taehyung'la mesajlaştığımız geceden sonra gündüze kadar nasıl dayanmıştım bilmiyordum ama kalbim bir an bile yavaşlamamış, son mesajına bakıp durmuştu. Aynı aktiviteyi sonraki günler de tekrarlama alışkanlığı elde etmiştim.

Delirmiş olmalıydı. Ben de delirmiş olmalıydım.

Bu yaptığımız da neydi böyle?

Kalbimdeki sıcaklık ve onu düşündükçe hızlanması sağ olsun bendeki duygunun ne olduğunu anlıyordum artık. Bu neydi diye geçiştiremiyor, görmezden gelemiyordum.

Basbayağı hoşlanıyordum ondan.

Senelerdir kavga ettiğim, en büyük düşmanım dediğim, tüm küfürlerimi üzerinde geliştirdiğim kişiden hoşlanıyordum.

Ben bu çocuğa kızıl kancık diyordum yahu nasıl hoşlanırdım?

Bu deliliğimin akıl karışıklığı mı yoksa gerçek mi olduğunu anlamak için üzerimde kimsenin etkisi olmadan düşünmek istemiştim. Sekiz gündür Taehyung'la görüşmüyor olmamın, her gün sabahtan dersleri işimin olduğunu söyleyerek iptal etmemin sebebi de buydu.

Bu durum bir işe yaramış mıydı diye sorarsanız mahvolmuştum. Onu görmeden, sesini duymadan da düşünerek daha doğrusu bir an bile aklımdan çıkaramayarak yeterince ispatlamıştım hoşlantımı kendime.

Sekiz günde bir insan nasıl özlenirdi ki? "Bugünü onun sinir bozucu yüzünü görmeden geçireyim nolur"dan nasıl olmuştu da "bugün onu saniyelik olarak göreyim nolur"a geçiş yapmıştım?

Yüzünü, kızıl saçlarını düşününce içimi ateş basıyor, kızıl saçtan nefret eden zihnim onu artık dünyanın en güzel saç rengi olarak görüyordu. 

Bu süreçte arkadaşlarıma hiçbir şey diyememiş olmam işleri daha da kötü hale getiriyordu. Grupta ona küfretmeden bir gün bile geçiremiyordum, şimdi nasıl olurdu da kalp çarpıntımı anlatırdım?

Üstelik onunla görüşmeden geçirdiğimiz günlerin son beş gününde kafamı kuma gömmek isteyeceğim bir başka şey daha yapmış, tekrar buluştuğumuzda Taehyung'un ilgisini çekip gözüne girebilmek için ateş ulusundan birisi ile anlaşarak onunla akademinin spor salonunda pratik yapmaya başlamıştım. 

Okul tatil olduğundan bomboştu. Yurtta kalan öğrenci sayısı bir elin parmağını geçmiyordu ve spor salonunu sadece onlar kullanıyordu. Diğer öğrencilerin çalışacak fazlasıyla alanı olduğundan yaz tatillerinde okula gelmeyi tercih etmiyorlardı. Bu yüzden biraz rahattım.

Han So Hee yurtta kalan o nadir kişilerdendi. Çok fazla iletişimimiz yoktu ama bu işime geliyordu. İnsanların çoğu ya beni sevdiğinden ya da benden nefret ettiğinden ortada olan birini bulmak zordu. So Hee soğuk kişiliği, kimseyle iletişim kurmamasıyla beni rahatlatıyordu.

Ayrıca çok iyi bir ateş bükücüydü. Taehyung sağ olsun en iyi olma unvanını kimseye vermiyordu ama ikinci ve üçüncü sıraları boş bıraktığından So Hee'nin en iyiler listesine girmesini engellemiyordu. 

Ona ateş bükme konusunda bana yardım edip etmeyeceğini sorduğumda ondan sır çıkmayacağına emin olmuş ama aynı zamanda da ona borçlanmıştım. Birine karşılıksız yardım eden tek kişi Taehyung'tu sanırım. Şapşal ateşli kafa... her hareketiyle etkiliyordu beni. 

Beni çalıştırması için can yoldaşım Sana'ya da soramamıştım. Ona açıklamam gereken binlerce şey olacaktı çünkü. İkizinden hoşlanıyordum. Bununla on yıl dalga geçerdi minik şeytanım. Şu an buna hazır değildim. Ayrıca kardeşiydi sonuçta. Neden ateş bükmeyi bu kadar çok ciddiye aldığımı, Taehyung'u ateş bükerek etkilemeye çalıştığımı gün gelince Taehyung'a söylerse ne yapardım? Dost da olsa kimsenin eline böyle kozlar verilmemeliydi!

Jk: The Last LovebenderWhere stories live. Discover now