"Sana o kadar şey söylememize rağmen hâlâ bizi düşünüyorsun. Bizim kalbimiz taştan da seninkisi pamuktan mı?"

Burnunu çekip yüzümü avuçlarının arasına aldı. Yüzyüzeyken alnımdaki saçları geriye çekip konuşmaya başladı.

"Bana söylediğin için teşekkür ederim miniğim. Sen kafana takma abin halledecek."

Kafamı olumu anlamda salladığımda Vuslat ayağa kalktı. Tek elindeki telefonu gösterdi.

"Bir süre bende kalması lazım. Ben sana yeni bir hatla telefon alırım akşama."

"Çağın bana dün akşam yemeğinde vermişti zaten."
"Yeni hatta verdi mi?"
"Evet."

"Numaralarımızı?"
"Onları da kaydetmiş."
"İyi bari."
Kafasını onaylar şekilde salladı ve birkaç saniye düşünerek tekrar konuşmaya başladı.

"Kahvaltıya götüreyim mi seni?"

"Aslında uykum var, uyumak istiyorum."

"Yapma Liyuza. İkimiz de uyuyamayacağını biliyoruz."

O yatağa tekrar otururken ben gözlerimi kaçırdım.
"Liyuza yapma bunu. Kendini dış dünyaya kapatma."

Yüzüme gelen birkaç tel saçı arkaya atıp yüzümü avuçlamasıyla göz göze geldik.
"Kendini korumaya çalışıyorsun biliyorum ama ben yanındayken buna ihtiyacın yok."

"Kendimi koruduğum falan yok. Sadece yorgunum ve dinlenmek istiyorum." diyerek yüzümü ellerinden kurtardım ve sırtımı ona dönerek yatağıma yattım.

Derin bir iç çekme sesi geldi. Birkaç dakika sonra da kapanan kapının sesi yankılandı odada. Arkamı döndüm ve kontrol ettim. Gitmişti.

Gözlerimi kapatıp kendimi uykunun kollarına bıraktım. Uyursam geçer gibiydi.

🍂

Çakır: "Ohoo prenses hazretleri güzellik uykusundan uyanamamış anlaşılan."
Kıvanç: "Gerizekalı bağırma korkacak kız."
Çakır: "Mal sesimi duymadan nasıl uyanabilir. Hem bana abi diyeceksin demedim mi ben."

Dora: "Bence bırakalım uyusun, yorgun gözüküyor."
Çakır: "Aynen bırakalım da uyku düzeninin amına koyalım güzel kardeşim."
Dora: "Küfür etme abi. Liyuza uyanırsa duyar."
Çakır: "Dün söylediklerini duymadın heralde. Bizden daha geniş bir küfür ufku var."

Kulağıma doluşan konuşma sesleriyle huzursuzlandım. Zaten çok nadir uyuyabiliyordum, uykumda bile huzur yoktu. Mırıldanarak kafamı yastığa gömdüm.

Kıvanç: "Uyandı galiba."
Çakır: "Kafasını yastığa gömdüğüne göre siktirin gidin demek istiyor diye yorumladım."

Konuşma seslerinin susmamasıyla mırıldandım.
"Sabah sabah bi susmadınız."
Çakır: "Normal insanlar sabah konuşur zaten tatlım. Hadi güno müno kalk kahvaltıya."

Yüzümü yastıktan kaldırıp Çakır'a baktım ama odada yalnız değildik yanında Dora ve Kıvanç'ta vardı. Hepsi bana gülümseyerek bakıyorlardı.

"Ne sırıtıyorsunuz ya?" Kafamı tekrar yastığa gömüp konuşmaya devam ettim. "Benim uykum var siz gidin ben yatıcam."

"Olmaz öyle kardeşim gebeş kaplumbağa olmuş dedirmem kimseye."
"Abi millet sana kanalize mi olacak."

Kıvanç'ın konuşmasıyla Çakır'ın hafif gülüşü yankılandı odada.
"Aferin lan kapıyorsun abinden bir şeyler."

Asla susmuyorlardı ve kalan 1 gram uykumu da kaçırmışlardı. Öfleyerek doğrulmaya çalıştım. Korsem yine rahat hareket etmeme izin vermiyordu.

LİYUZAМесто, где живут истории. Откройте их для себя