2.0

5.5K 291 43
                                    

Evett! Yeni bölümle karşınızdayım.

Umarım beğenirsiniz. Lütfen oy verip yorum yazmayı unutmayın.

İyi okumalarrr!

***

Odamdan çıktım ve oda kartımla kapıyı kilitledim. Kapıyı tekrar kontrol ettim ve asansöre doğru yürümeye başladım.

Bugün Pınar Teyze'nin yanına gidecektim. Çok ısrar etmişti. Sevdiğim birisi olunca kıramıyordum insanları. Biraz hasret giderecektim onlarla. Sanırım İstanbul'da en çok onları özlemiştim. Bir de Oğuz'u!

Çok tatlı yanakları vardı. Isırasım geliyordu fakat mahallenin içine çok giremezdim sanırım. Daha fazla hakaret yemek istemezdim herhalde. Belki de beni tanıyan olmazdı.

Düşüncelerimi bir kenara bırakıp asansörün tuşuna bastım.

Dün Yiğit ile otele girdiğimiz zaman direkt odama geçip uyumuştuk fakat sabah onu görememiştim. Belki de beni uyandırmak istememişti. Bir sürü seçenek vardı.

Asansörü beklemeye başladım. Telefonumu çıkarttım ve mesajlarıma girdim. Kimse bit şey yazmamıştı. Aman be! Yazmazsalar yazmasınlar, ben kendim mutluyum.

Asansörün kapısı açılınca adımlarımı asansöre yönelttim. Asansörün aynasından bedenimi inceledim. Ellerimle saçlarımı düzelttim ve bakışlarımın yönünü aynadan çevirdim. Sebepsizce kalbim çok hızlı atıyordu. Tamam bu ilk değildi.

Hayır bu ilkti!

Derin bir nefes aldım. Elimle yüzümü ovaladım. Sürekli aklıma geliyordu. Hiç aklımdan çıkmıyordu!

Belki de fazla abartıyorsundur Asena?

Belki de...

Asansörün kapısı açılınca içinden çıktım. Fazla abartıyordum ya. Öleceğim sanırım bu gidişle. Düşünmeden edemiyordum!

Yiğitlerin yanına doğru yürüdüm. Her zaman ki gibi bir masada oturmuş, sohbet ediyorlardı.

"Günaydın"

Yiğit'in yanındaki sandalyeyi kendime doğru çektim ve oturdum. Yüzümü süzdü ve tebessüm etti. Kulağıma doğru yaklaştı ve fısıldadı.

"İyi uyuyabildin mi?"

Tebessümüne karşılık verdim ve başımı aşağı yukarı salladım. Yaptığım hareketimden memnun olmuş olacak ki tebessümü büyüdü. Bakışlarımın yönünü Fazıl ile Ethem'e çevirdim. Cemali yoktu.
Neredeydi acaba?

Öksürerek boğazımı temizledim. İkisinin de bakışlarının yönü beni buldu.

"Size de günaydın!"

"Pardon yenge. Kusura bakma, dalmışız"

"Sorun değil. Ee ne yapıyorsunuz bakalım?"

"Hiç, öyle konuşuyorduk"

Vardı bir şeyler. Şunun yüzüne bak, sirke satıyor mübarek!

FISILTI |Ara Verildi...|Место, где живут истории. Откройте их для себя