0.7

9.8K 520 113
                                    

7. bölümü yazıyorum. Biraz ilham gelse neler yazacağım fakat gelmiyor işte.

Lütfen oy verip yorum yazmayı unutmayın.

İyi okumalarr!

***

Revirin içine baktığımda Ali oturmuş, telefonuna bakıyordu. Cansu ise her zaman ki gibi telefonuyla ilgileniyordu.

"Günaydın!" diyerek içeriye girdim. Cansu ise bana bakmadan sırıtmaya başladı.

"Günaydın. Dün biraz sinirlenmiş gibiydin. Şimdi iyi misin?" diyerek soru yöneltti Cansu. Yeliz Abla'ya baktığımda anlamamış olsa gerek bana " Ne oldu?" dercesine baktı. Hafif bir tebessüm ederek imayla konuştum.

"İyiyim Cansucuğum sen beni kafana takma" diyerek çantamı çıkarttım ve sedyenin üzerine oturdum. Bugün inanıyordum. Hiçbir sorun çıkmayacaktı.

Önlüğümü giyindim ve saçlarımı arkama doğru savurdum. Cansu karşısındaki askerle sohbet ediyordu.

Ben hayatımda böyle kız görmedim. Bu nasıl cilve aa?

İç sesimi kınayarak telefonumu çıkarttım. Bilinmeyen bir numara 5 defa aramıştı. Kimdi acaba? Neden bu kadar fazla aramıştı beni? Geri ara tuşuna basarak telefonumu kulağıma dayadım.

"Alo?"

"Asena"

Duyduğum ses ile oflayarak telefonu kapattım. Bugün canımı hiç sıkmayacağım dedim o yüzden sıkmayacağım.

"Kız niye kapattın telefonu bir anda?"

Yeliz Abla'nın sesi ile bakışlarımın yönü ona kaydı. Ahmet Abi aramıştı. Zaten dün bir sürü kişi aramıştı bir de onunla uğraşamazdım.

"Önemsiz birisi Yeliz Abla"

"İyi madem"

Cansu hâlâ karşısındaki askerle sohbet ediyordu ya da sohbet etmiyor, cilve ediyordu. karşımdaki askere baktığımda yüzünde bir sırıtış ile Cansu'yu dinliyordu. Cansu ise onunla daha fazla vakit geçirmek ister gibi işlerini yavaş yavaş yapıyordu.

Tam sırası Asena. Dün sen utandın. Şimdi ise onu utandırmanın sırası!

İç sesimin beni yanlış yöne yönlendirdiğini bilsem de bunu yapacaktım. Evet!

"Eğer biraz daha flörtleşmeye devam ederseniz burada kusabilirim" dedim ve sırıttım. Cansu'nun ve karşısındaki askerin yüzüne baktım. İkisinde de utanç vardı.

Allah'ım benim adamda bir bozukluk mu var. Bak bu çocuk ne güzel utanıyor. Benimki neden 360 derece sırıtarak bakıyor?

Daldığım düşüncelerim ile hızla kendime geldim. Yeliz Abla' ya doğru yürüdüm.

"Yeliz Abla acaba bugün bana mı gelseniz Cansu ile beraber? Tabi Cansu'nun başkalarıyla bir işi yoksa" dedim imalı imalı. Sırıtarak döndüm Yeliz Abla'ya tekrar. Yeliz Abla anlamış olacak ki sırıttı fakat sebepsizce bu sırıtışı Cansu' ya değil de bana gibiydi.

"Tabi canım. Eğer senin evine birileri poşet bırakmaya gelmezse geliriz. Değil mi Cansu?"

Bunlar bana mı oynuyor anlamıyorum ki!

Cansu sırıtarak bana doğru döndü ve konuşmaya başladı. "Tabi Yeliz Abla, geliriz" dedi ve önüne döndü. Ayağa kalktım ve Cansulara doğru yürüdüm. Karşısındaki askerin önüne geçtim ve konuşmaya başladım.

"Senin adın ne bakalım?" dedim ve Cansu'nun yanına oturdum.

"Erdem doktor hanım"

Güzel bir ismi vardı. En azından Cemali gibi değildi. Umarım o da birilerini bulabilmiştir yoksa bu işin sonu yokuş olacak.

FISILTI |Ara Verildi...|Where stories live. Discover now