Part 4 (M)

5.2K 200 54
                                    

Chanyeol Jongin'i kapısında bulduğunda ona şu acıyan bakışlarından verdi, gözleri şişmişti ve yüzü kıpkırmızıydı. Kesinlikle kötü görünüyordu -Jongin şu ağlayınca çirkin olanlardandı- ama bu işine yaramıştı çünkü Chanyeol onu içeri almıştı ve sabah olmadan soru sormayacak kadar anlayışlıydı.

Jongin Sehun'un orada olmadığından emin olduktan sonra yurt odasına girdi ve bir çantaya kıyafetlerini doldurup yanına şampuanını, ders kitaplarını ve ödev kağıtlarını aldı. Kalbi kırık olsun ya da olmasın, sırf bu yüzden derslerinden kalmaya niyeti yoktu. Adeta Sehun'un orada olmasını ummuştu, her zamanki gibi sadece baksırıyla yatakta oturmuş, ve sürekli olarak onlarla oynamasından dolayı saçları dağınık, ısırıp durmasından dolayı dudakları kızarmış bir halde sınavına çalışırken bulmayı ummuştu onu.

Ama Sehun orada değildi ve son bir bakış attıktan sonra, Jongin de orayı terk etti. Not bırakmaya falan tenezzül etmemişti, Sehun olayları kavrayacak kadar akıllıydı.

Ve Jongin yine de hala Sehun'un yanında olup onu teselli eden, kalp kırıklarını iyileştirip yoluna devam etmesini sağlayan kişi olmak istiyordu. Jongin geceleri düzensizce Chanyeol'ün kanepesinde uyuyordu, bazı geceler Sehun'un uykusunda duvara doğru yürüyüp son anda horlayarak uyanmasını bekliyordu, ama Sehun orada değildi. Chanyeol'un mutfağındaki aptal saatin tik taklarını duyuyordu, hava soğuduğunda devreye giren ısıtıcının sesini duyuyordu, ama Sehun yoktu, hava soğuduğundan dolayı vücut sıcaklığını koruyamayıp üşüyen burnunu boynuna gömmek için gizlice yatağına giren bir Sehun yoktu.

Jongin Sehun'la ortak aldığı bir dersini asmıştı ve ne olur ne olmaz diye sınıfına giden başka yollar aramaya başlamıştı. Hala çok hassastı, henüz onunla yüzleşmek için çok erkendi. Yemekhaneye gitmeyip yiyecek bulmak için Chanyeol'ün dolaplarını karıştırıyordu, gecelerini onu neşelendirmeye çalışan Chanyeol'le geçiriyordu ve ona yalandan gülümseyerek Chanyeol'ü iyi hissettirmeye çalışıyordu.

Jongin bir hafta kadar dayanabildi, nihayetinde yıkılışını kabullendi.


~


Chanyeol'ün biraları acı ve suluydu, Jongin yine de onları içiyordu. Buzdolabındaki altılı paketi bitirmişti, boş paketi buzdolabına geri koymuştu böylece Chanyeol daha geç fark ederdi.

İçmek acısını geçirmiyordu. Kalbi acıyordu ve sadece bir kereliğine de olsa, kenara itilen kişi olmak istemiyordu. Jongin ağlayıp bir yandan da hıçkırırken hayatını simgeleyen karmaşaya bakıyordu; kullanılmış peçetelerle dolu peçete kutusu, kanepenin köşesine itilmiş katlanmamış bir battaniye ve yüzünün baskısıyla yamulmuş bir yastık. Arkadaşının koltuğunda aylak aylak uyuyarak yaşamını sürdürecek kadar düşmüştü, ve Jongin böyle biri değildi.

Jongin sendeleyerek Chanyeol'ün apartmanından çıktı ve kendini gecenin soğuğuna bıraktı. Parmakları ve burnu donuyordu, ama bunu umursamak için fazla sarhoştu. İçtiği bira onu ısıtmıştı ve ayakları zeminde kendi yolunu bulmuştu, istikrarsız adımlarla ilerliyordu. Birkaç blok ilerledikten sonra bir binaya yaslandı, yaşlar tekrar gözlerini doldurmaya başlamıştı çünkü çökmüş hissediyordu.

En yakın arkadaşını kaybetmişti. En çok değer verdiği insanı kaybetmişti ve pişman hissediyordu, hiç geçmeyecek bir acı hissediyordu. Tek düşünebildiği her şeyi düzeltmekti.

Parmakları neredeyse hissizleşmişti ve telefonunda beceriksizce birkaç tuşa bastıktan sonra arama butonuna bastı. İkinci çalıştan sonra açıldı.

"Alo?"

Jongin hiç düşünmeden kendini yere bıraktı, alnını dizine yaslamıştı. "Sehun, özür dilerim." Daha da şiddetli ağlıyordu, tişörtünün tam kalbinin üzerine denk gelen kumaş parçasını kavramıştı. "Çok özür dilerim. Seni hiçbir zaman üzmek istemedim, ama seni çok seviyorum. Beni geri sevmek zorunda değilsin. Seni korumak için yanında olmama izin ver sadece. Bunu yapmak istiyorum. Yapabilir miyim?"

Love Is Not A Choice [Çeviri] ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin