On

12.6K 1K 349
                                    

"Ya Erdem benim burda ne işim var ya.."

"Manitamı kesmeye geldik ya Şeyma, kaç kere anlatmam gerekiyor?" Onu bıkkınlıkla cevaplarken, binadan çıkanlara dikkat kesilmiştim.

Hala adını öğrenemediğim hayatımın kadını her an çıkabilirdi içeriden. Onu gözden kaçırmak istemiyordum çünkü ben görmezsem onun bana geleceği yoktu.

"Senin manitanı kesmeye ben neden geldim peki?"

"Abisinden korkuyorum çünkü, kardeşine bakarken yakalanırsam seninle takılıyormuş gibi yapacağım şüphelenmesin diye." Bence çok mantıklı bir plandı?

Şeyma arkamda oflarken, ben binadan çıkan gruba kilitlenmiştim. İşte sonunda çıkmıştı benim minik robotum.

Hala adını bilmediğim kızla çok kısa bir an göz göze geldik.

Çok kısa diyorum, çünkü hemen arkasında dikilen abisinin keskin bakışlarını üzerimde hissedince bakışlarımı mecburen çekmek zorunda kalmıştım.

Kızı uzaktan kesmeye bile iznim yoktu, galiba cidden bu sevdadan vazgeçmeliydim.

"Ee, daha daha nasılsın Şeyma?" Hiçbir şey olmamış gibi Şeyma'nın omzuna kolumu atarken, hala buraya bakıyor mu diye gözümün ucuyla o adama bakıyordum.

En kötüsü de ne biliyor musunuz? Gözlerini tek bir saniye bile çekmemişti üzerimden.

"Bu mu kızın abisi?" diye sordu, tuhaf bir ses tonuyla.

"Evet, babasını bıçaklayan herif işte." Kızın robot gibi konuşmasına şaşmamak gerek, katil bir abiyle anca bu kadar oluyordu demek ki.

"Kimi bıçakladığını bilmem de, bu bizim Deniz'in eski sevgilisi. Ordan tanıyorum."

Bizim Deniz derken? Benim tanımadığım bir Deniz mi tanıyordu Şeyma?

"Hangi Deniz?"

"Var ya şu benim sınıfımdaki." Kimden bahsettiğini algılayınca omzundaki kolumu indirip kocaman gözlerle baktım yüzüne.

"Bu hayvan gibi yakışıklı olan artist, gay miymiş şimdi?" Aslında gay olduğuna şaşırmam gereken kişi Deniz olmalıydı, niye bu adama daha çok şaşırmıştım bilmiyordum.

İnanamayarak tekrar bakışlarımı adama çevirdim, şükür ki şu an bana arkası dönüktü çünkü ona böyle baktığımı görseydi bana bıçağı saplayabilirdi.

Şeyma omuz silkti. "Öyleymiş valla, ben de çok şaşırdım."

Kaşlarımı çatıp adamı baştan aşağı alıcı gözüyle şöyle bir süzdüm. Uzun boyu, kumral saçları ve kalemle çizilmiş gibi tertemiz duran sakallarıyla herif adeta italyan mankenlerini andırıyordu. Üstelik benim gibi maviş gözlü olması ise tam bir artı puandı.

Gay olsam her halde ilkimi bu adama vermek için elimden geleni yapardım.

Tabi eğer katil olmasaydı.

"İsmi ne şimdi bu adamın?" diye sordum merakla.

Hiç çıkartmadığı güneş gözlüklerini ne hikmetse bugün takmamıştı. Sanki şu an tek derdim onun gözlükleriymiş gibi 'acaba neden takmadı' diye düşünürken buldum kendimi.

"Gizem'in abisinden mi bahsediyorsun?" Unuttuğum detayı bana hatırlatan Şeyma'ya döndüm hızla. Benim kızın ismi Gizem miymiş?

"Evet," dedim bozuntuya vermeden.

"Serkan," dediğinde gözüm çıkışa doğru yürüyen adama takıldı. "Serkan Saraç."

"Sağ ol Şeyma," dedim aceleyle. "Sen gidebilirsin, gerisini ben hallederim."

Gizem'i yalnız bulmuşken konuşmak istiyordum.

Şeyma bu iyiliğini unutmamam gerektiğini zırvalarken onu duymuyordum bile. Onu geçiştirip uğurladıktan sonra, merdivenlerin orada tek başına telefonuyla ilgilenen kıza doğru yürüdüm.

Mesajlaşırken ki gibi ters bir tepki verirse diye çekiniyordum aslında, ama korkunun ecele faydası yoktu.

Yanına yaklaştığımda boğazımı temizleyip, "Ne haber güzellik," dedim saçlarımı geriye doğru tarayıp.

Sesimi duyunca kafasını telefondan kaldırıp bana baktı. Nedense abisi gibi onun da gözlerini mavi görmeyi bekliyordum ama değildi.

Simsiyahtı.

Hatta görünüş olarak abisine kesinlikle hiç benzemiyordu.

Telefonunu kilitleyip cebine sokarken bütün dikkati üzerimdeydi. Beni baştan aşağı beğeniyle süzdükten hemen sonra sırıttı. "İyidir yakışıklı, senden ne haber?"

Beni asla terslemeyip, oyunuma ortak olan kadına afallayarak baktım.

Bu işte bir terslik vardı galiba?

Bozuntuya vermeden, "İyidir.." diye ağzımın içinde mırıldandığımda kaşlarını çattığını fark ettim.

Sanki niye burada olduğumu anlamaya çalışıyormuş gibi bakıyordu.

Kim olduğumu bilmiyormuş, beni daha önce hiç görmemiş gibi bakıyordu.

Bu kızla mesajlaştığıma emin miyiz?

"Bir şey mi istemiştin?" diye sordu benden uzun bir süre ses çıkmayınca. Böyle sorunca daha da emin oldum o olmadığına, eğer o olsaydı ne istediğimi bilirdi öyle değil mi?

Üstelik bu kız robota falan benzemiyordu amına koyayım.

Bu kız benim robotum değildi.

Yine de emin olmak için sormak istedim ona. Pat diye 'sen misin' diye sormayacaktım tabi, numarasını isteyecektim.

Eğer 'var ya zaten' diye atlarsa o olduğuna emin olurdum, eğer başka bir numara verirse de o olmadığına emin olurdum.

Ama ellerimin arasında tuttuğum telefonuma bildirim gelince buna gerek kalmadı.

Ondan mesaj gelmişti, ama ben geldiğimden beri Gizem telefonuna dokunmadığı için onun yazması imkansızdı.

Ben ne pis bir oyunun içine düşmüştüm böyle?

İddia : Az önceki çilliyle beni kıskandırmaya falan çalışmıyordun, değil mi? (15:09)

İddia : Eğer öyleyse kıskandırmaktan çok güldürmüş oldun, bil istedim.

İDDİA -BXBWhere stories live. Discover now