0.4

235 23 30
                                    

Merhabaa gecikme için özür dilerim iyi okumalar! 🌞🤍

Gelen tanıdık sesle arkamı döndüğümde Uygar'ı şu an görmek dünyada isteyeceğim en son şeydi.

Derin bir nefes alarak "Ne var Uygar" dedim. Evren öne atılacakken kolundan tuttum. Gözlerinin içine baktığımda biraz sakinleşmişe benziyordu ya da bana öyle yansıtıyordu.

Uygar bize doğru yaklaştı "Birisi yazmış sana?" dedi hesap sorarcasına. "Evet bundan sana ne?" dedim. Hemen kaşları çatıldı "Ne demek sana ne?" dedi dişlerini sıkarak. Benden önce Evren atladı "Uygar çek git seni çekemem" dedi.

Evren'in yaptığı bu hamle onu daha da sinirlendirmişti. "Şimdilik gidiyorum şimdilik." dedi ve kafasını sallaya sallaya gitti. Fark etmeden tuttuğum nefesimi serbest bıraktım. "Evren Allah için şu salakla uğraşma ya" dedim usanmış bir şekilde.

Evren kendini bana çevirerek "Alya sen benim en değerlimsin senin saçının teline zarar gelse benim canım yanar." dedi bir şey dememe izin vermeden alnımdan öpüp gitti.

Evren gittikten sonra sınıfa geçip telefonumu aldım. Dersimiz fizikti ve sınıftan aldığım duyumlardan ders boşmuş. Allahım dersi çok seviyordum ama hoca çok takıntılı. O kadın geleceğine dersin boş olmasını tercih ederim.

Bilinmeyenden mesaj vardı;

🌞

Bilinmeyen: Seni gördüm
Evrenle birlikte

Bilinmeyen: Uygarla konuşuyordunuz
bir problem mi var?

Siz: Her zaman ki Uygar işte

Siz: Sağolsun bütün işlerime yine
burnunu sokuyor.

Siz: Sanki ona umut verdim gelip
benden hesap soruyor

Bilinmeyen: Beni mi öğrenmiş?

Siz: Evet

Bilinmeyen: Şerefsiz

Siz: Hey sakin ol

Bilinmeyen: Doğum gününü
mahvettim özür dilerim.

Siz: Senle bir alakası yok

Siz: Yarın öbür gün sevgilim olsa
ne yapıcak

Siz: Bazı şeyleri aşması lazım

Siz: Sıkma sen de canını

🌞

Bilinmeyen mesajlarıma görüldü atmayı tercih etmişti. Zil sesiyle birlikte son dersten çantamı toparlayarak çıkışa yöneliyordum ki yanımda Evren belirdi.

Yine tabiri caizse üstüme atladı. Her zaman ki gibi. "Evren biraz daha üstümde asılı kalırsan bir daha üstüme atlayamayacaksın." dedim. Gülerek üstümden indi. Kaşlarımı çattım "Gülme" dedim ciddi bir ses tonuyla.

Kolunu omzuma attı "Eee ne yapıyoruz şimdi?" dedi. "Ne konuda?" dedim. "Hem bilinmeyen konusunda hem de doğum günün için." dedi. Bir şeyler yapmaya kesin kararlıydı her zaman ki gibi.

Evren çok eğlencelidir ama konu bana gelince dışardaki etkenlerden korumak için takıyordu bazı şeylere. Uygar sağolsun daha da artmıştı.

"Doğum günüm için bence bir şey yapmaya gerek yok, bilinmeyen konusunda da şu an gözlem yapmak dışında bir çaremiz yok." dedim. Derin bir nefes verdi. "Tamam o zaman bir yerlere götürüyorum ben seni doğum günün için, orada bilinmeyen meselesini konuşuyoruz." dedi. İtiraz etmeme izin vermeden beni kendiyle birlikte sürüklemeye başlamıştı bile.

Sonunda küçük ama hem tatlı hem de ferah bir cafeye gelmiştik. Burayı çok sevdiğimi bildiği için muhtemelen buraya getirmişti gerilmemi istemediği için. Evren benim 4 senelik yakın arkadaşım. Aslında her şeyim. Her şeyimi bilen tek kişi. Her zaman arkadaşlığımız farklı anlaşılsada hiç bir zaman daha farklı bir gözle bakmamıştık birbirimize. Biz hep kardeş gibiydik.

İki bardak kahve ve tatlı söylemiştik. Şimdi siparişlerimizin gelmesini bekliyorduk. "Şimdi anlat bakalım bu bilinmeyen işini konuşamadık pek fazla." dedi. "Anlatılıcak pek fazla bir şey yok ki işte dün gece yazdı konuştuk. Ama Uygar olmadığına kesin bir şekilde eminim. Zaten bugün ki tavırı kanıtlamış oldu ayrıca Uygar bu kadar güzel sevebilecek bir insan değil." dedim.

Evren başını salladı ve "Ne zamandır varmış bu durum?" diye sordu. Güldüm çünkü bu bana inanılmaz derece de güzel geliyordu. "2 yıl" dedim. Çok uzun bir süreydi birini bu kadar yıl kendini fark ettirmeden sevmek. Büyük beceriydi. "Ne? Nasıl? Bir dakika doğru duydun dimi tam tamına 2 yıl?" dedi inanmayarak. Kafamı salladım. "Sınıftan olduğunu düşünmüyorum. İlla fark ederdim. Her an yanımızda, çevremizde olan biri ama asla fark etmediğimiz biri." dedim.

Evren merakla "Peki sana zarar verebilme potansiyeli var mı?" dedi. O sırada siparişlerimiz geldi. Kahvemden bir yudum alarak cevapladım. Kafamı hayır anlamında salladım. "Bilmiyorum tanımıyorum ama öyle birine benzemiyor." dedim.

Evren kafasını sallayıp gülümsedi. Bu bana soru sormak istediğini ama beni germek istemediği için gülümsediğinin kanıtıydı. Gülerek "Sor hadi sor ne sorucaksan." dedim.

Ciddileşti "Alya bilmiyorum, birden ortaya  çıkışı garipsedim." dedi. Haklıydı ben de tanımıyordum bilinmeyeni. Sadece gözlemlememiz lazım. "Sıkma canını şu an yapabileceğimiz bir şey yok Evren. Gözlem yapacağız bir tek." dedim. Ortamı yumuşatmaya çalışıyordum.

Ben çok rahattım Evren'in aksine. Bana zarar verebileceğini düşünmüyorum çünkü bilinmeyenin.

Telefona baktığımda bilinmeyenden mesaj vardı.

🌞
bittiiii

Bana sövdüğünüzü hissedebiliyorum ama sövmeyin ya bana da yazık sıakapamspsmdlxk

Sizi seviyorum diğer bölümde
görüşürüz.🤍

İletişim ve yeni bölüm duyuruları için;
ayinngecesiiwatyy
instagram hesabından bana ulaşabilirsiniz. 🌞

GÜN IŞIĞIM || TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin