🥜4🥜

313 52 40
                                    

Hepsinin adını öğrenmiştim, şimdi ise mutfakta, Jimin'in kucağında şekerimi yerken kıkırdıyor, diğer 4 deliyi izliyordum.

Çok tatlılardı, tıpkı gerçek bir aile gibi...

"NAMJOON AMINA SOKUCAM ŞİMDİ O BIÇAĞI! HAVUÇ ÖYLE Mİ KESİLİR LAN!"
Seokjin hyung sinirle Namjoon hyung'tan bıçağı aldı, Namjoon hyung geri çekildi, çekilirken Taehyung hyung'a çarptı, Taehyung hyung'un elindeki çiğ yumurta kabı yere düştü, Jungkook hyung o sırada ayağını yanlışlıkla koyunca yere düştü ve onun elindeki baharatlar da onunla birlikte yeri boyladırlar.

Kapının önündeki Yoongi hyung umutsuzca kafasını iki yana salladı.
"Sipariş edeceğim...siktirin gidin şu mutfaktan"

Jimin saçlarımı okşarken bağırdı.
"Lan küfür etmeyin artık sikicem ebenizi ha!"

Kıkırdayarak ona daha çok sarıldım.

"Menajer bir bebeği eve almamıza ne tepki verecek acaba?"
Yoongi hyung homurdanırken Jungkook söylenerek sinirli sinirli mutfaktan çıkmış, Namjoon hyung, onun yüzünden olan dağınıklığı temizliyordu.

Taehyung hyung hakkında hiçbir fikrim yok, Seokjin hyung doğradıkları boşa gitmesin diye yiyor.

"Çok kızmaz bence ya"
Namjoon hyung bunu söylerken kendisi bile inanmamış gibiydi.

Benim sorunum değil, ben mi dedim onlara beni alın diye?

Yoongi telefonu kapatıp dizleri üzerinde oturarak bana baktı kaşlarını çatarak.

"Ya magazine bilgi satmak için gönderilmiş bir ajansa"
Sadece esnedim, bu adamın hayal gücü fazla yüksekti sanırım.

"Heee daha zar zor konusuyom bir de acancılık oynicam"
Esneyerek Jimin'in kucağına daha da yerleştim, Jimin ise kıkırdayarak saçlarımı okşamaya başladı.

Lanet olsun 3 yaş! Uykum geliyor!

Yoongi bana göz devirirken gözlerim kapandı...

*
Kıkırdayarak kendimi kızıl bedenin yanına atıyorum.

"Yoruldum~"

"Aman tanrım! Sen yorulabiliyor muydun ya?"

Gülsüm buna, saçlarımı okşadı kızıl olan.
"Bugün yayın açma istersen, uyu direkt"

Omuz silktim.
"Yooo açıcam"
Göz devirdi bana.

Ağzı oynamaya başladı ama sadece bağırış sesi duyuyordum şimdi

"JEON JEONGGUK VE KİM SEOKJİN! ÇOCUK MU ÇALDINIZ!"
"ÇALMADIK! KAYKAY GETİRDİ!"

Gözlerimi yavaşça araladım.
Lan niye araya reklam girmiş gibi hissediyorum.

Daha önce görmediğim uzun adam göz devirip elini saçlarına geçirdi.

"Çok mantıklı bir açıklamaydı sağ ol ya! Army lere nasıl açıklayacaksınız? Ailesine götürün şunu"

Bu adam niye bu kadar çok bağırarak konuşuyor?
Ağlama Hoseok... Ağlama-
BEBEĞİM LAN BEN AĞLICAM

"DEV ADAMĞM"
Bağırarak ağlamamla bütün gözler bana döndü, Jimin koşarak bedenimi kucaklayıp bir sağa bir sola sallamaya başlarken kafamı onun omzuna gömüp dudaklarımı büzerek sinirli adama bakmaya başladım.

Mahçupça elini ensesine attı.
"Fazla bağırdım sanırım"

Jimin hışımla ona döndü bir anda.
"BİR DAHA BAĞIRARAK OĞLUMU KORKUTURSAN KOVDURURUM SENİ! YIKIL KARŞIMDAN! BU BEBEK BENİMLE KALACAK! BENİM OĞLUM O!"

LÜTFEN BENİ SAHİPLENMEYİ BIRAKIR MISINIZ? KİMSENİN OĞLU DEĞİLİM BEN!

Neyse laf etmeyeceğin bu şeker adam çok güzel kokuyor.

Gözlerimi odada gezdirince Namjoon'un da gururlanıp gözlerinin dolduğunu, Jin ve Jungkook'un ararsan kurtuldukları için rahat bir nefes verdiklerini, Taehyung'un kıkır kıkır güldüğünü, Yoongi'nin alnına masaj yaparak sabır dilediğini gördüm.

Çok komik bunlar ya!

Kocaman adam odadan çıkınca Jimin kollarımdan tutup havaya kaldırdı bedenimi.
Bende korkuyla kuyruğumu en yakınımdaki şeye, arkamdaki Yoongi'nin suratına doladım.

Ve ondan bir hayıflanış duyuldu.
"TANRIM BENİM SUÇUM NE!"

Ya bende hep bu adama bulaşıyorum ya...

Sincap çocuk ‖Sope/YoonseokOnde histórias criam vida. Descubra agora