☆2

1.2K 90 107
                                    

İkinci bölümü atmadan olmazdı .d

*görsel: Ego manyağı






    Hiçbir şey söylemeden bende diğer çocuklar gibi giriş kapısından geçtim. İleride herkese bir kağıt verdiler. İçerisinde oda numarası yazıyordu.

Bende kalacağım oda diye düşünüp aramaya başladım.

Az gittim uz gittim dere tepe düz gittim, sonunda buldum.

Yapacağınız işi.. demeden de edemiyordum içimden.

Odaya girdim ama girmez olaydım. Benle birlikte sanırım 12 kişiydik. İçeriye girer girmez herkes mantıken bana bakmaya başladı.

"Neye bakıyorsunuz? Ayı mı oynuyor burada kardeşim?" dedim sesimi kalınlaştırarak ki? Benim kız olduğum anlaşılmasın.

İçlerinden birisi,

"Hayır,sadece sende neden bu formadan yok onu merak ettik."

Eyvah! Şimdi hapı yuttum.

"Eee,şeyyy. Ben forma falan görmedim valla."

Bana biraz daha bakıp kendi aralarında konuşmaya başladılar. En azından şimdi rahattım.

TV'den Ego denen manyak yine konuşmaya başlamıştı.

"Hoşgeldiniz işlenmemiş elmaslar! Burada ki kişiler artık sizin takım arkadaşınız."

Ne demek arkadaş ya? Yanlış anlaşılma olsaydı şimdiye söylerlerdi herhalde diyip konuşmaya başladım.

"Pardon da? Bir yanlışlık fark ettiniz mi? Mesela davetiyeyi yanlış gönderdiğiniz ya da ismini yanlış yazdığınız birisi var mı?"

Adam bir süre bekledi,düşünüyordu sanırım.

"Öyle bir şey olmasının ihtimali dahi yok. Kimseye yanlışlık olmaz. Ben kendi kriterlerimce seçtim buradaki elmasları" dedi.

Ne demek yanlışlık yok?! Yani ben...

Takımdaki çocuklarda meraklanmıştı. Onların da merakını gidermek için şapkamı gözlüğümü çukarttım.

Bana şimdi bön bön bakıyorlardı.

"Sen kız mısın?" diye sordu pembe saçlı çocuk.

"Yok erkeğim alla alla. Kızım işte. Bana da o kağıttan geldi. Bakmak içinde geldim. Ne var ne yok diye. Yanlışlık olduğunu düşünmüştüm ilk başta ama yokmuş sanırım."

Karşımızdaki adam gözleri parıldayarak bana bakıyordu.

"Sen Sakura mıydın?"

Evet anlamında kafamı salladım.

"Seni en iyi forvet yapmak için değilde kendini geliştirmen için buraya davet ettik. Çünkü içinde harika bir güç var." dedi bana bakarak.

"Yok abim yok. Ben geri gideyim. İşinizden alıkoymamayım sizi. Hadi bana eyvallah." diyip arkamı döndüm.

"Gidemezsin ki? Buradan kimse gidemez çünkü isimleriniz belgelendi yani burada olmanız gerekiyor. Aileleriniz bile imzaladı."

"Benim ailem mi imzaladı? İmkanı yok. Böyle bir şeyin olma olasılığı hiç yok. Eğer geçmişimi biliyors- "

"Tamam,yeter bu kadar konuşmak. Gitmeyeceksin. Kendini geliştireceksin. Diğer çocuklarda senin nasıl oynadığını görünce eminim çok şaşıracaklar zaten."

Aynen aynen, aç kapıyı kardeşim aras kargo.

"Asıl konumuz şimdiki oynayacağınız oyun. 2 dakika süreniz var ve top en son kime dokunmuşsa o kişi elenecek! Yani yallah olacak! Oyun başlasın."

Ekran kararmıştı. Tavandan bir top atılmıştı. Top çok haraketli ve beyaz saçlı bir çocuğa çarpmıştı. Çocuk da bana sinsi sinsi bakarak,

"Kızlar kim? Futbol kim?" dedi.

"Futbol kim bilemem ama senden iyi oynadığım kesin. Boş yapma. " dedim soğuk sesimle.

Sinirlenerek topu bana çekti. Kaçabilirdim ama kaçmadım. Zaten gitmek istiyordum işime gelirdi.

Çocuk top bana değince,

"Ne dedim ben? Kızlar futbol oynamasın yaa." dedi sırıtarak.

Bu ne demek şimdi? Kızları küçük düşürmesi de saçmaydı. Bok kafalı. Sinirlenmiştim abi bir anda. Burada kalıp böyle düşünen ezikleri birer birer elerdim. Tamam lan! Burada kalacağım. Beni sinir etmeyeceklerdi.

Zaman azalıyordu. Bense öyle bekliyordum. Neden? Çünkü o çok bilmiş çocuğu eleyecektim. Son saniye yapacaktım ki? Bir şey yapmaya fırsat bulamasın.

Kafamda bir plan kurdum.

Son 10 saniye kala ise topu çektim. Tam da istediğim yere gitmişti.

Çocuk topun duvara doğru gittiğini görünce,

"Hahahahahaha! Daha doğru dürüst topa vuramıyor bu!" diyerek gülmeye başladı.

Top duvarlardan sekerek çocuğun kafasına çarptı ve o sırada da zaman dolmuştu.

Herkes suspus olmuştu. Nasıl olurdu falan diye geçiriyorlardır içlerinden.

"Ne oldu lan? Konuşuyordun. Elendin çık! Game over kardeşim. " dedim sinirle.

"Sen sen... Nasıl böyle bir şey yapabildin? Beni eleyen sen olmamalıydın hayır hayır..."

"Seni eleyenin ben olduğum için gurur duymalısın bence. "

Çocuk sinirle kapıdan çıkıp gitti.

"Ne boş çar ya?" dedim arkasından.

Diğer çocuklarda etrafıma gelip hayranlıkla bana bakıyordu. Yerde uyuyan çocuk bile kalkmıştı. Harbi ne ara kalktı bu?

"İsmin Sakuraydı değil mi? Ben İsagi. Memnun oldum."

"Ben de Bachira. Az önce yaptığın şey manyaktı. Boom!!!"

"Saolun arkadaşlar. Daha konuşacak çok vaktimiz var." dedim gülümseyerek.

Bunların hepsi bana neden aşık olmuş gibi bakıyordu?

















Bölümün sonuna geldik. Umarım beğenirsiniz😜. 600'ü aşkın kelime oldu bu arada kcjdkcjsk

Vote ve yorumlarınızı bekliyorumm

Sakura's -Blue Lock☆Where stories live. Discover now