"Jungkook gitmem lazım artık hadi" dedi yumuşak bir sesle taehyung. İkili dakikalardır jungkook'un evinin kapısının önünde sarılıyordu.

Kolları arasında ki beden çocukça oflayıp kafasını kaldırdı ve çenesini alfasının göğsüne dayayarak gözlerini onunkilere dikti ve masumca mırıldandı. "Keşke gitmesen, senden uzak kalmak istemiyorum"

İstemiyordu, artık ondan ne uzak kalmak, ne de onsuz bir gün geçirmek istemiyordu.

Taehyung kafasını eğip ona bakarken ellerini omeganın küçük suratına koydu ve yumuşak, pürüssüz yanaklarını okşamaya başladı. Jungkook kendisine irice açtığı gözleriyle, ve öpüşmekten yara olan dudaklarıyla bakıyordu.

Geçirdikleri bir gün boyunca sürekli kucak kucağa olup öpüştüklerinden dolayı ikisininde dudakları yara olmuş vaziyetteydi.

"Bir yüzbaşı olarak işten kaytarmamam lazım bebeğim biliyorsun" demişti taehyung sakince.
Jungkook'un bu tatlı halleri onu farkında olmadan sakinleştiriyordu ve ona karşı sert bir tavır takınamıyordu.

Jungkook da onun gibiydi. Alfanın her dediğini yapacak hale gelmişti ve bundan en ufak bir şikayeti yoktu.

Bu dedikleriyle jungkook üzüntüyle dudak büzmüş ve kafasını sallamıştı tatlı bir şekilde.
"Haklısın komutanım"

Taehyung gözleri sertleşmiş şekilde ona doğru eğildi. "Ne dedin sen?"

Jungkook onun etkilendiğini anladığından hafifçe sırıtmış ve yeniden, "komutanım" demişti.

Susmalıydı çünkü alfanın içinden o tatlı suratını yiyip bitirmek geçiyordu.

"Elimde kalacaksın jungkook, bu yüzden kollarımdan çık yoksa yanakların gazabıma maruz kalacak" demişti sert bir sesle Keskin gözleri omeganın kızarık yanaklarında dolanıyor, diğer yandan ağzının içini dişliyordu.

Jungkook oflayarak geri çekildi "ama-" itiraz edeceği sırada sırada felix gelmişti yanlarına elleri belinde.

"Oynaşmanız bittiyse gidebilir miyiz artık? Hayır sonra hyunjin kıskanıyor da."

Omegası hamilelikten dolayı her şeyi ister olmuştu çünkü. Şimdi bunları da görüp neden beni sevmiyorsun diye trip atmasını istemiyordu.

Taehyung kısa bir an ona döndü. "Tamam git geliyorum" felix onların bu haline bir şey demeyip alfanın dediğini yaparak geri dönmüş ve onları rahat bırakmıştı.

Jungkook tıpış tıpış önüne gelmişti bu sırada.

"Öp de öyle git bari"

Jungkook yeniden dibine girip dudaklarını öpmesi için ona doğru uzatırken taehyung yüzünü elleriyle sertçe kavrayarak ona eğilmiş, ve orantısız bir güçle bastırmıştı dudaklarını onunkilere. Saniyeler ardından sesli şekilde geriye çekilirken jungkook sersemlemiş şekilde bakıyordu ona.

Dudakları ağrıyordu çünkü.

"Hadi gir içeri" demişti taehyung otoriter bir sesle.

Jungkook ise kedi gibi mırıldanmıştı uysallıkla. "Tamam aşkım"

Ona karşı nedense hep böyle konuşası geliyordu ve elinde değildi bu.

Artık onu işinden alıkoymaması gerektiğinin farkında olarak geri çekilirken taehyung'un da elleri yüzünden çekilmişti.

"Görüşürüz aşkımmm"

Jungkook son kez tatlı şekilde konuşurken artık içeri girmesi gerektiğinin bilincine geçerek ona sırt dönüp kapıya doğru ilerliyordu.

Yes to heaven~taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin