Yes to heaven~taekook

17

Selammm

Bölümü bilerek kısa tuttum, hoşunuza gideceğini umuyorum. yine satır aralarını yorumlarınızla doldurursanız diğer bölümü jet hızıyla atacağım ve düz yazı olacak söz

Keyifli okumalar.

.....

"Salatalık az geldi kim yiyor bunları?"

"Hyunjin senin şu küçük bamyan yiyor olabilir mi?"

Evde kargaşa ortamı sahipti.

Birbirine karışan oturma odası, lavanta, vanilya, ve daha pek çok kremin karışmış kokusuyla garip bir ortama sahipken hyunjin bir yandan elinde tuttuğu salatalığı yiyor, diğer yandan koltuğa uzanmış yüzünde ki dilim dilim salatalıklarla bakım yapıyordu kendine.

"Bebeğime laf edenin kafasını patlatırım" dedi hyunjin momo'ya karşı. sinirli bir görünüm vermeye çalışıyordu ama buna tezat olarak şiş karnı ve hamilelikten dolayı tatlılaşan yüzüyle mümkün değildi bu.

"Kil maskesi yaptım ama hala kurumadı of" diye salona girmişti o sırada jisoo. yüzünde ki krem maske saçına bulaşmasın diye saçlarını at kuyruğu yapmıştı.

Hızla yürüyüp kendini gri tekli koltuğa attı. ona ilk cevap veren kişiyse rose olmuştu. "iyi de kurumadan yıkanması lazım diye biliyorum ben" demişti yüzünde ki kağıt maskesi yüzünden zar zor konuşarak.

"Aramızda bir kişi eksik yalnız" demişti jimin yüzüne krem sürerken. maskesini çoktan yıkamış son rütüşleri yapıyordu.

Lakin o an cevap vermelerine gerek kalmadan içeriye nemli saçlarıyla jungkook girmişti. dalgın bir şekilde jisoo'nun yanında ki tekli koltuğa ilerleyip oraya atmıştı kendini.

Bu halini farkeden kişi ilk jisoo olurken merakla sormuştu ona. "ne oldu bebeğim hasta mısın?" demişti bir anne edasıyla.

Lakin jungkook'un bu durgunluğu hastalık durumundan oldukça uzaktı.

Yine rüyasında yüzbaşıyla seviştiği anları görerek uyanmıştı ve kendini ne kadar rahatlatmaya çalıssa da başaramamıştı bunu. bu yüzden ateşini dindirmek amacıyla soğuk suya girip etkili bir duş almıştı.

Lakin hala daha güçlü bir şekilde rahatlamaya ihtiyacı yok değildi.

"İyiyim ya sorun yok" demişti gevşekçe jisoo'ya doğru. ama momo bu cevaptan tatmin olmamışcasına imalı şekilde bakmıştı ona.

"Bu günler de her sabah duş alıyorsun jungkook"

Jungkook ise anlamazca çatmıştı kaşlarını. "yani?"

"Sen sabahları yıkanmaktan nefret edersin"

Momo'nun anında cevabı ağzına tıkmasıyla dudaklarını birbirine bastırırken umursamazca omuz silkmişti. "insanlar değişebilir" bu konunun kapanması adına içten içe dua ederken duası çok çabuk kabul olmuştu.

Zira gördüğü ahlaksız rüyaları onların bilmesini istemiyordu çünkü rezil olurdu.

"Birazdan hazırlanıp karargaha gideceğim çocuklar o omegayı merak ediyorum" demişti hyunjin heyecanlı bir sesle. gerçekten de kıpır kıpırdı. parmakları sürekli karnında hareket ediyor, aceleci şekilde davranıyordu alfasını göreceği için.

Felixi neredeyse her gün görse de ilk günkü hisleri hala tazeydi.

"Gör bize de haber verirsin" dedi buna karşılık jimin. hepsi ama hepsi merak ediyordu yeni gelen omegayı.

Jungkook ilgisiz görünse de merakla onları dinlerken hyunjin'in dediği şeyle koltukta olabildiğince küçülmüştü.

"Biriniz benimle gelsin"