30

39.4K 3K 3.6K
                                    

Selamm.

Artık kaos yazanın .... Anladınız siz. Bu bölüm barışıyorlar işte o kadar. Yeter amk hikaye bok yoluna gidecek yoksa ( gitmişte olabilir bilmiyorum )

Ve bi smut bölümü daha var yazmam gereken. Kırbaç, hard falan karışık. Spoi;
Jungkook yüzbaşının üniformasını ortadan ikiye ayıracak.

Sonra hamiş bir kook göreceğiz. Biliyorum hepiniz istiyorunuz bunu.

E bol bol yorum yaparsınız artık. (Bol bol yorum gelirse yazarınız diğer bölümü hızlı atacakmış)

Keyifli okumalar.

....

"Film izlemek ister misin?"

Jungkook kısa ve öz şekilde reddetti hyunjin'i. "Hayır." Dedi ve devam etti ardından.
"Saçlarımı okşar mısın hyunjin?"

Bir kaç saniye ardından saç tutamlarının arasından içeriye giren ince parmakları hissederken yanağının dayalı olduğu şiş karında hareketlenme hissetmişti. Bu ona öyle kötü hissettirdi ki zorlukla yutkunabildi. Yine de belli etmemeye çalıştı ona.

"Bebişim seni seviyor bak tepki veriyor sana" hyunjin'in yumuşakça konuşmasının ardından saçında ki ellerin hareketlendiğini, ve saçlarını sevdiğini hissetti. Gözleri kapalıydı. Koltukta oturan hamile bedenin kucağına uzanmıştı bir anda ve dakikalardır aynı pozisyondaydı.

Tam üç haftadır taehyung'u göremiyordu.

Özlemini anlatacak bir kelime bulamıyordu bile. Kendini madde bağımlılığı olan kişilerin kriz anında ki gibi hissediyordu onsuz. Telefondan resimlerine bakmak yetmiyordu, yetmeyecekti. Artık odasında duran paltoda ki kokusu gitmişti zamanla ve yine de ona sarılıp kendini avutmaya çalışıyordu.

Deli gibi görmek istiyordu onu.

Sıkı sıkıya sarılmak, doyasıya öpmek koklamak istiyordu. Hasret kalmıştı yüzünü görmeye,
Ondan ayrı olmak zaten olan acısını öyle bir şiddetlendiriyordu ki olduğu yere sığmıyordu sanki. Gün içinde zar zor uyuyabiliyordu ve saatler sürüyordu artık uykuya dalması. Uyuması bile fayda etmiyor, ancak bir kaç saat uyuyup yine devam ediyordu acı çekmeye.

Üç hafta bir insanı ne kadar değiştirebilmişse o kadar değişmişti.

Göz altları ağlamaktan ve uykusuzluktan şişmiş, bakışlarında ki canlılık gitmişti. Zayıflamıştı, arkadaşlarının zoruyla ne kadar yemek yese de bu çok bir miktar değildi ve işe yaramıyordu bu yüzden. Yaşayan ruh gibiydi  Öylesine sönük bakıyordu ki başka biri onu görse katil sanabilirdi bakışlarının soğukluğundan dolayı.

Şu son günlerde mantıklı düşünebiliyordu artık.

Yaptığının yanlış olduğunun başından beri farkındaydı ama o zamanlar hissettiği suçluluk duygusuyla taehyung'un yüzüne bakamayacağını hissettiği için ayrılmıştı. Ve şimdiyse o yanlış yüzüne öyle bir acı şekilde vuruyordu ki toparlanamıyordu.

Ona gitmek istiyordu, gidip sıkıca sarılmak, onu üzdüğü için binlerce kez özür dilemek istiyordu. O an ki psikolojiyle ondan ayrılması şimdi onu öyle bir çıkmaza sokmuştu ki ne yapacağını bilmiyordu. İkiside dibe çöktüğü anda, en birbirlerine muhtaç oldukları anda ondan ayrılmıştı ve şimdi ona gidip bakmaya utanıyordu.

Taehyung'un tepkisini de bilmiyordu. Onu reddedebilirdi.

"Biraz dışarı da dolaşalım mı? Temiz hava iyi gelir"

Yes to heaven~taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin