26.Bölüm: BEYAZ ALEV

Start from the beginning
                                    

Hüzün kaplamış kalbini duymazdan gelmek istedi ama derin bir soluk aldığında nefesinin titrediğini fark etti. Başını kaldırıp etrafına bakındı, kimse yoktu. Hâlâ Keybos Krallığı'nın kuzeyindeki Unutulmuş Kapı'nın oradaydı. Kızıl Köy halkının mutlu günlerinden geriye tek bir iz dahi kalmamıştı, bu topraklar kurak ve ıssızdı... Birkaç kez gelme şansı olduğu bu köyde duyduğu cıvıltılar kulaklarında tekrar şakırken yüreği sızladı.

Çocuk sesleri...

Köy halkının neşesi...

Burada kurulan pazar yerlerindeki meyvelerin ne denli taze olduğunu hatırlayınca buruk bir tebessüm ilişti dudaklarının kenarına. Kâbus Sarayı mutfağına giren meyveler hep Kızıl Köy'den gelirdi.

Kuş sesleri hâlâ kulaklarında çınlıyordu. İlk geldiği günkü gibi...

Hayır, bir dakika...

Kanat sesleri yükseliyordu kızıl semada. Efendisi olduğu karanlığın boğucu etkisi üzerinden kalkarken sanki Kızıl Köy'e yüzyıllar sonra güneş yeniden doğuyordu.

Kanat sesleri yaklaştıkça yaklaşıyordu.

Beyaz bir ışık topu gibi kendisine yanaşan güvercine dehşete düşmüş bir ifadeyle bakarken ne ara oturduğu yerden kalktığını fark etmedi bile.

"Yaklaş bize Yozlaşmış Harabeler'in lordu." Güvercin, küçük bir kız çocuğu gibi şakıdığında kasıldı Aryen.

"Sen de kimsin?" Aryen'in kibirli ifadesi ve hoyrat sesine bakan kimse onun burada tutsak edildiğini söyleyemezdi. Aksine buranın efendisiymiş gibi görünüyordu.

Her şeyin sahibi ve her şeyin anahtarı... Kibir en büyük yaraları.

"Sana bir bilmecem var."

Aryen'in neşeden yoksun şaşkın kahkahası kuzgun sürüsüne diz çöktürecek türden bir tizlikte yankılanınca güvercin kanat çırptı.

"Beni benim taktiğimle vurmak..." Aryen'in gülüşü lafını kesti. Hayretle başını sallarken kollarını iki yana açıp, "Gönder gelsin bakalım, neymiş şu bilmece?" dedi.

Güvercin biraz daha alçalıp Aryen'in yüzüyle aynı hizaya geldi. Çocuksu kıkırtısıyla Aryen'in ifadesi gerilse de sessizce bilmeceyi bekledi.

"Kadimdir benim varlığım,

Yıkım getirir yokluğum.

Yükselirim her bedende,

Yansırım ruhun derinlerinde."

Aryen gözlerini kısmış bir yırtıcı edasıyla güvercini süzüyordu. Bilmeceye odaklanırken karşısındaki kılık değiştirmiş ayna ruhunun kanat sesleri hiç yardımcı olmuyordu.

Bilmecenin cevabını bulduğunda haylaz bir ışıltı gözlerine yansıdı. Hemen cevap vermeyecekti elbette. Bilmecelerin güçlü tılsımlar olduğunu ve temkinli olması gerektiğini gayet iyi biliyordu. Bir bilmeceyle Rena'nın yansımasını çalmıştı, kim bilir bu sinsi ayna ruhları neyin peşindeydi.

"Söyle bakalım Kâbus Lordu, ben neyim?"

Düzenbaz piçin teki.

"Söyle bakalım küçük kuş, neyin peşindesin?" Sahte bir tebessümle öne çıktı. Yüzündeki ifade düşmanının yüreğine korku salacak kadar ürkütücüydü. Ölüm sakinliği çökmüştü yüz hatlarına.

"Bilmeceye cevap vermelisin."

Bembeyaz tüyleri, ışığını güneşten alıyordu sanki. Göz alıcı bir güzelliği vardı güvercinin ama Aryen kargaları severdi. Etkilenmedi karşısındaki ışıltılı yaratıktan. Aksine kendisine bilmece sormaya cüret ettiği için boynunu koparmak istedi.

YOZLAŞMIŞ HARABELERWhere stories live. Discover now