6.Bölüm "Ruh-u Revanım"

Start from the beginning
                                    

"Ne yazık ki benden ondan yok" dedim, ince parmaklarını çenesinin altına koydu, gözüme çarpan yüzüğü ilgimi çekmişti. "Yanılıyorsun" dedi, bir kaşımı kaldırarak "Bu kadar emin olmayın derim" düşünmeden konuşuyordum, çoğu zaman yapmadığım şekilde.

"Ayakta kalma" yanındaki boş sandalyeye geçip, oturdum. "Kalem bile getirmemişsin" omuzlarımı silkip "Kusura bakmayın, bu aralar dalgınım" gözlerini üzerime dikip "Dalgınlığından kurtulsan iyi edersin" derin nefes alıp, verdim "Tamam, kurtuldum" dedim. Masanın üzerindeki kol çantasına uzandı. İçinden temel matamtik testi ve kalemlik çıkardı. "Bakalım nelerin eksik" dedi.

"Alaz, odaklan" hafif dürtülmemle kendime geldim "Tamam" dedim. Elindeki yüzüğü çıkarıp, uzatı "Bir türlü gözlerini alamadın, bak istersen" dikkatle elinden alıp inceledim. Yüzüğün etrafında incelikle işlenmiş desenler vardı, tam ortasında ise yeşil bir taş.

"Çok güzel" dedim "Aile yadigarı. Büyük dedem mücevher ustasıydı" merakla "Kendisi mi yaptı?" diye sordum, saçlarımı karıştırarak "Evet, onun izinden bende gitmeye çalışıyorum" dedi.

"Nasıl yani sizde mi bu işle uğraşıyorsunuz" diye sordum "Evet vakit buldukça tasarımlar yapıyorum" dedi. Hayretle yüzüne baktım. Ne yalan söyleyeyim kıskandım.

"İmrendim doğrusu" dedim "Söylemesi kolay" kafamı salladım "Ben bunu yapmaya çalışsam, kör olurum galiba" dedim, gülümseyerek.

"Yeterli bu kadar muhabbet, fazlasıyla dersten kaçtın" anında kafamı sağa, sola salladım "Hayır ya" dedim. Bir kaşını kaldırarak "Hayır mı?" oflayıp "Hiç halim yok" dedim, "Pekala" dedi, üstlenmeyerek. Elini çenesinin altına koyup konuşmaya başladı.

"Var mı bir hedefin?" anlamayarak "Ne hedefi?" dedim, tuhaf bakışına kaşlarımı çattım "Alaz mezun oluyorsun ya hani?" dediğine elimi sallayıp "Ha, sen onu diyorsun" omuzlarımı silkip anlattım.

"Ne zamandır düşlerim, ressam olmayı. Böyle küçük bir atölyem olsun, çeşit çeşit fırçalarım, tuvallerim..." gözlerimi kapattıp devam ettim "İçeri girdiğimde birbirine karışmış boya kokularını,"

Sanki oradaymışım gibi derin nefes aldım "İçime çekmek isterdim" gözlerimi aralayıp, yüzümdeki aptal gülüşü sildim. O güzel hayallimden sıyrılırken, aklıma annemin sözleri geldi 'Boş hayaller, Alaz'

"Boş hayaller" dedim kafamdaki sesi tekrarlayarak "Boş olan hayallerin değil, bunu sana düşündürenler" Oğuzun dediğine, kafamı salladım "Bir türlü gitmiyor işte, ne yaparsın? Dönüp duruyor zihnimde söylenenler"

Masanın üzerindeki parmaklarımla oynarken, ellerimin üstüne, ellerini koymasıyla afalladım. Soğuk ellerimin aksine onun elleri sıcacıktı.

"Gerçekleştirmeye bak sen hayalerini. Boş ver onun, bunun dediğini" sözcüklerine adam akıllı odaklanamasam da kafamı salladım. Ellerini çekmesiyle, boşluk hissettim tenimde.

Sonunda zil çalınca yalandan esnedim "Çok test, uyku yapıyor" dedim "Alt tarafı dört işlem. Bu kadar aylıp, bayılmana gerek yoktu, ki zaten çözemedin" gözlerimi büyüterek "Öyle mi?" dedim "Öyle" dedi, ayağa kalkarak "O zaman, gidiyorum ben" arkamdan el sallayarak "Hoşçakal" dedi, ona gülerek sınıfa çıktım.

~~~

Okul çıkışı toplanıp sahile gelmiştik. Mihran, her birimize aldığı içeceklerini dağıtıp, oturdu "Ne gündü be?" dedi "Niye, noldu?" Murat' ın sorusuna "Bunun haberi yok mu lan?" dedi Arda, "Ya yine ne kaçırdım" dedi dizine vurup.

Göktuğ "Kardeşim, Elif ile Hüseyin hoca arkada-" Murat, konuşmasını bölüp "Ben bunun devamını dinleyemeyeceğim" dedi, yüzünü ekşitip. "Bide yetmez miş gibi itiraf sayfasına atılmış" dedim.

Ruh-u Revan |bxb|Where stories live. Discover now