Erkekler tuvaletine girdiklerinde hala çırpınmaya devam ediyordu "BIRAK!"

En sonunda onu sertçe yere fırlattıklarında dirseği soyuldu. Kafasını kaldırıp kendisine tepeden bakan çocuğa baktı.

"Senin gibilere ne olduğunu arada hatırlatmak gerekiyor, baksana hala utanmadan gözlerime bakabiliyorsun"

Ayağa kalkmaya çalışırken "ben utanılacak bir şey yapmadım!" Dedi, karnına yeni bir tekme yediğinde yeniden yere kapaklandı.

Bu sırada arkada sınıftan getirdikleri çöp poşetinin içine su dolduran ikili. Ellerindeki siyah poşetin içindeki pis suyu doğrudan Atlas'ın üzerine boşalttı.

****

Artık iyice paronayak olmuştu. Defalarca yıkasada üzerindeki koku çıkmamış gibi hissediyordu.

Bu gün olan şeyden hiç bir öğretmenin haberi yoktu. Atlas gidip söylese bile kimsenin o çocuğu satacağını sanmıyordu. Öğretmenin söyleyeceği bir kaç nasihatle konu kapanıp gidecekti. Bunu biliyordu çünkü daha öncede yaşamıştı.

Okulun girişinde bekleyen nöbetçi öğretmenin yanına gidip "ailemi aramak istiyorum" dediğinde hocanın telefonuyla direkt annesini aradı.

Bir süre bekledikten sonra açılan telefonala hemen "anne benim Atlas" dedi, boğazını temizleyip "şu an çalışıyorsun büyük ihtimalle ama babamla konuştunmu onu merak ediyorum. Artık buraya katlanamıyorum anne. Burayla ilgili herşeyden nefret ediyorum. Nolur eve geleyim bir daha hiç sözünüzden çıkmicam yemin ederim" dedi.

Bir süre sessizlik oldu ardından tanıdık bir erkek sesi "Atlas.." dediğinde irkildi. Titreyen bir sesle "baba?.." dedi

"Baba ya, anlaşıldı annenin neden son zamanlarda bu kadar kafa ütülediği"

"Baba ben-"

"Kes, ben seni oraya ceza olarak mı gönderdim sanıyorsun? Pek çok arkadaşımın çocuğu orda okuyor. Kenar mahalledeki saçma bir okuldan çok daha iyi. Sana böyle bir imkan verdiğim için mutlu olacağına söyleniyorsun"

"Öyle değil-"

"Öğretmenlerinle konuştum. Derslere neden çalışmıyorsun sen? İlle başındamı durmamız lazım. Hiç bir boka yaramayacak mısın sen? Tek yaptığın sorun yaratmak. Dua et uzaktasın yanımda değilsin yoksa ben sana yapacağımı bilirdim"

Bir süre sustu babasının sakinleşmek için aldığı nefesleri dinledi gözleri dolmaya başlamıştı. Ağlamak üzereydi. Her ağladığında kıp kırmızı olurdu o halinden nefret ediyordu.

"bana bak bir daha anneni arayıp böyle duygu sömürüsü falan yapmaya kalkma yoksa gebertirim seni. Anladın mı?"

Sessizce kafasını salladığında babasının onu göremeyeciğini unutmuştu taki kulağının dibinde gürleyen öfkeli sese kadar "Anladın mı!?"

Telefon az daha elinden düşüyordu "a-anladım!" Dedi.

Telefon yüzüne kapandı. Islak gözlerini gizlemeye çalışarak nöbetçi öğretmenin yanına gidip telefonu verdi. Yatak odasına gitmek yerine erkekler tuvaletine gitti.

Lavobo tezgahına oturmuş sigara içen tanımadığı çocuğa göz ucuyla bakıp direkt musluğa yönelip soğuk suyu yanan gözlerine ve yanaklarına vurup kızarıklığı dindirmeye çalıştı.

Burnu çekip çenesinden tezgaha yaslayan su damlalarının sesni dinledikten sonra yanındaki çocuğa göz ucuyla bakıp "deneyebilir miyim?" Dedi.

Çocuk dönüp ona baktı. Giydiği siyah geniş kapşonlunun şapkasını kafasına geçirip koyu kumral saçlarını gizlemişti. Hafifçe sırıtıp "sen içmeyi biliyor musun ki?" Dedi.

Atlas omuz silkti "deneyeceğim sadece" dedi, çocuk cebinden pakedini çıkarıp içinden bir dalı Atlas'a doğru uzatıp çakmakla ucunu yaktı.

Atlas zehirli dumanı içine çeker çekmez öksürmeye başladı.

****

Bölüm yazmadığımda ne yapıyorum

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


Bölüm yazmadığımda ne yapıyorum...

Hatırla Beni [gay]Where stories live. Discover now