donut bahane

109 16 0
                                    

Minho

Hyunjin yine uyumuştu, Jisung'un da yorgun olduğunu biliyordum ama bir türlü uyumak istemiyordu. Jeongin'in başında uyanık beklemek istiyordu, Jeongin ve Jisung küçüklükten beri arkadaş oldukları için birbirlerini sürekli koruyorlardı. "Hey Jisung. Uyuman gerek." dedim.

"Uykum yok Lee. Lütfen biraz daha uyanık kalayım." dedi ve başını eğdi. "Bana bakar mısın?" dedim ve başını kaldırdı, gözlerine baktım ve çok yorgun olduğu belli oluyordu. Hala uyumamak için diretmesi beni üzüyordu.

"Gözlerinden belli uykun olduğu, lütfen beni üzme. Hem ben hepinizin başındayım merak etme." dedim ve ona gülümsedim. Aynı şekilde bana gülümsedi ve başını salladı Jisung'un başını omzuma koydum ve belini sardım. Uyumasını bekledim ve yavaşça kendini uykuya bıraktı. Onu izliyordum, uyurken bile güzeldi.

Jungkook

Taehyung ile beraber yemeklerimizi bitirdik ve restoranttan ayrıldık. Beraber yürüyorduk, hava esiyordu ve ikimizin saçları uçuyordu, birden Taehyung'a baktım ve onu izlemeye başladım. Çok güzeldi ama fazla güzeldi, bu yaşanan şeylerin hiçbirini haketmemişti. Onu tanıdığım günden beri onun çok iyi biri olduğunu biliyordum, bunu bilerek onunla iletişim kurdum ve kurmaya devam ettim. Sonunda beraber sevgili olduk.

İnanmayacaksınız ama Taehyung çok anlayışlı biri, insanları anlayıp onlara ne pahasına olursa olsun yardım ediyor. Bunu biliyorum çünkü onu izliyorum. "Jungkook nereye daldın?" diye seslendiğinde kendime geldim ve Taehyung'a gülümsedim. "Güzelliğine daldım." dediğimde Taehyung gülümsedi ve eliyle yüzünü kapattı.

Daha sonrasında bir banka oturduk ve gökyüzüne bakmaya başladık. "Hadi şu oyunu oynayalım." dedi Taehyung. Başımı salladım ve gökyüzüne baktım. "İkimiz evleniyoruz ve çok güzel sessiz sakin bir yere taşınıyoruz. Jeongin de geliyor yanımıza. Ben sabah size kahvaltı hazırlıyorum, sende gelip beni öpüyorsun." dediğimde Taehyung yine gülmeye başladı.

"Tamam tamam ben devam edeyim mi?" başımı salladım ve Taehyung'u öptüm. "Evet sıra senindir." dedim ve gülümsedim. "İkimiz evlendik, işlerimizi aldık ve beraber yaşamaya başladık. Sabahları sürekli sarılarak uyanıyor ve birbirimizi öpücüklere boğuyoruz. İkimiz beraber kahvaltı hazırlıyoruz ve arkadaşlarımızı çağırıyoruz. Hepsi de geliyor mutlu bir şekilde kahvaltımızı yapıyoruz ve eğleniyoruz." dedi ve gülümsedi.

"Bunlar bir gün gerçek olacak biliyorsun değil mi Taehyung, çünkü ben seninle evleneceğim." dedim ve ona bakarak gülümsedim. "Evet gerçek olacak Jungkook. Bundan yüzde yüz eminim!" dedi ve gülümsedi hava daha çok esmeye başladığı için ikimiz de hastaneye doğru yürümeye başladık.

"Üşüyor musun Taehyung?" dedim ve üstümdeki ceketi ona verdim, ilk başta kabul etmese bile sonradan aldı. Hastaneye geldiğimizde kafeteryaya gidip diğerlerine bir şeyler alacağımı söyledim, Taehyung ise direkt odaya gitti.

"Başka bir şey ister miydin Jungkook?" dediğinde çalışana bakmıştım. Kim olduğunu anlamayıp tek kaşımı kaldırdım ve adama baktım. "Anlamadım? Kimsiniz." dedim ve parayı uzattım.

"Tanımayacağını biliyordum zaten, beni unutmuşsun. Halbuki ben seninle geçirdiğim günlerin hiçbirini unutmadım." dediğinde sinirim tepeme atmıştı. "Kimsin yarrak kafa."

"Orospu çocuğu. Küfürlerimi de çalmışsın?" dediğinde az da olsa tanıdık gelmeye başlamıştı. "Yoongi Hyung?" dediğimde bana bakıp gülümsedi. "Yoongi Hyung tabi yarrak kafalı." elimi enseme götürdüm ve gülümsedim.

baş belası - hyunin [minsung]Where stories live. Discover now