31. BÖLÜM / BİR DEĞİL BİN ÖMÜR FEDA

559 70 21
                                    

Yıllar sonra bölüm atıyormuş gibi hissettim bir an için. Yeni kitap hazırlıkları devam ettiği için uzun bir ara vermiş oldum. Yeni kitabım "Gölgedeki Aşk" Memphis Yayınları etiketiyle sizlerle buluşmak için gün sayıyor, dün itibariyle ön siparişe girdi ve ilk 100 tanesini sizler için imzaladım. Lafı fazla uzatmadan bölümle baş başa bırakıyorum sizi :)))

Keyifli okumalar :)

***

Hayata geri dönenlerin hep bir sebebi olurdu. Göreceği günü, çekeceği çilesi, bu liste uzayıp ne kadar giderdi bilinmez. Yadsınamaz bir gerçek varsa o da hayata sıkı sıkıya tutunanların çoğunda altta yatan neden hep sevginin gücüdür. Kimi yaşamayı sever, kimi evlatlarını, kimi de sevgiliyi...

Sana bir şans daha verildi insanoğlu onu iyi değerlendir...

Gözünü üzerinden ayırmadığı kocasını seyrederken tam olarak böyle düşünüyordu Diyar. Hayata sıkı sıkıya bağlanmasının tek nedeni yanında yatan adamdı. Hastaneden çıkalı on gün olmuştu neredeyse. Bu on gün içinde hastaneyi de sayacak olursa bir saniye olsun ne onun yanından ayırmıştı ne de uyumak için gözünü yummuştu. Zira gözünü kapattığı anda unutmaya çalıştığı ne kadar habis düşünce varsa aklına akın ediyordu.

Yemek mi yiyecek sırtına yastık koyuyor, oturmak mı istedi hemen yatağı dikleştiriyordu. Bedeni mi temizlenecek, hasta bakıcılara bırakmadan sıcak su ve sabunu bezi alıyor eline başlıyordu kocasının canını yakmadan temizlemeye. Sende hastasın dinlenmen gerek diyenleri duymuyor, her söze kulak tıkıyordu. Onun önceliği hep olduğu gibi Savaş'tı.

Hastaneden çıkıp da evlerine geldiklerinde odalarına girdiğinde yüreğine aniden ince bir sızı yayılıvermişti. Savaş'a düşman Diyar'ken girdiği gibi değildi âşık Diyar'ın kendi elleriyle dekore ettiği odasına girişi. Çokça özlem vardı eski ve eksik kalan günlere.

Şimdiyse yatağın sol tarafına çökmüş, başı dizleri üzerinde iki büklüm bir halde sağında yatan kocasını izliyordu. Uyursam da hareket eder, eder de canı yanar diye tetikteydi. Onun bedenini silerken birçok defa gördüğü derin pençe izlerini gözleriyle yokluyordu. Dövmeyle kapatılmış izler iyileşmiş bile olsa Diyar'ın kalbine katlanması zor bir acı veriyordu. Görmeye dayanamadığı yaranın acısını çeken adam tam yanındaydı. Dizlerinin etrafına sardığı kolunun birini çözerek karnına götürdü.

Varlığını hiçbir zaman tam manasıyla hissedemediği yavrusunun ondan nasıl alındığını bile hatırlamıyordu. Ama biliyordu, bir zamanlar bebeği elinin olduğu yerdeydi. Aceleci davranmamış olsaydı eğer şimdi her şey çok farklı olabilirdi. Tüm bunlar yaşanmamış bile olabilirdi.

"Seni koruyamadım." diyen ses düşünceler arasından sıyrılıp ana dönmesini sağlarken kocasının eline baktı. Eli karnına sardığı elinin üzerindeydi. "Seni ve onu koruyabilseydim, bebeğimizden vazgeçmemiş olacaktın..." Elini usulca Savaş'ın elinin baskısından kurtarıp bu kez kendisi onun elinin üzerine elini bıraktı. Tenine temas eden parmaklar usul usul olduğu bölgeyi okşamaya başladı.

"Hatalı olan sen değildin. Bilemezdin. Bugün olsa bugün de aynı kararı verirdim senin için. Benim önceliğim her zaman sendin. Tek kızgınlığım kendime. Senden habersiz attığım adım ikimizin mutsuzluğuna ve bebeğimize mal oldu. Sadece sürpriz yapmak istemiştim oysa."

İçinden geçenleri seslendirirken sesi oldukça kısıktı. Bir yerde doğruydu söyledikleri, bugün olsa bugün de tereddüt etmezdi. Söz konusu kocasıysa gerisinin bir önemi yoktu. Yine de bir burukluk yaşamıyor değildi.

"Gel buraya güzelim." Kolunu kaldıran kocasına durgunca bakarak kollarının arasına girdi. Başını göğsüne yaslayıp iyice sokuldu ve derince bir nefes alarak kokusunu içine çekti.

Has llegado al final de las partes publicadas.

⏰ Última actualización: Jan 14, 2023 ⏰

¡Añade esta historia a tu biblioteca para recibir notificaciones sobre nuevas partes!

KARANLIKLAR İÇİNDEDonde viven las historias. Descúbrelo ahora