- Yâde! Yâde! Senin yüzünden topal kalacağım." Dedi Şahan dişlerinin arasında, ela gözlerini kısmış ve Yâde'sine bakıyordu. Bacağı öyle bir acıyordu ki, sanki baston ile değil demir ile vurmuştu Yâdesi! Elide ağırdı zaten vurdu mu iz bırakırdı Zelal kadın.

- Sus Şahan ağa! Soruma cevap ver senin Yağmur'un odasında ne işin vardı?" Kaşlarını çattı ve anlının ortasındaki dövmenin daha belirgin olmasını sağladı. Genç adamdı Şahan, sonuçta ya ecnebi dizilerindeki gibi arzusuna yenik düştü ise? Şahan derin bir nefes aldı. Anlaşıldı, Yâdesi olayı çok farklı anlamıştı ve bu hiç iyi olmamıştı. Çünkü Yâdesi, gece gündüz hint dizisi izlediği için kim bilir aklından neler geçiyordu.

- Yağmur'un bugün sınavı vardı Yâde, kapısını çaldım çaldım açmadı. Merak ettim içeri girdim uyandırdım. Merak etme yemedim Yağmur'u!"dedi sinirle Zelal kadın, rahat bir nefes aldı. Korktuğu başına gelmemişti.  Yüzünde imalı bir gülüşle torunu baştan aşağı süzdü.

- Yiyeceğin günlerde gelir, evladım merak etme." Dedi Yâde Zelal, elindeki bastonu yere vurarak arkasını dönüp yürümeye başlamıştı Şahan ise sinirden kıpkırmızı olmuştu..

- Tövbe Yarabbim! Yaşından utan be kadın! Söylediğin cümleye bak."

~~~

Herkes sessizce kahvaltısını yapıyordu. Sofrada sadece çatal ve bıçak sesleri çıkıyordu. Ara sıra, Şahan ve Şahin birbirlerine laf söylüyorlarlardı. Yâde Zelal, ise önündeki bal dolu kaseye bakıyordu. Resmen ağızının suyu akıyordu o bala! Şimdi Yusuf Mirza olmayacaktı ki, kaşık kaşık yiyecekti sertçe yutkundu. O baldan yemesi lazımdı! Yoksa Mazallah akşama kalmaz ölürdü! Yusuf Mirza, bıyık altından bal kasesine aşık aşık, bakan Yâde'sine gülüyordu. Şu kadının şeker aşkı yok muydu? Çikolata ve tatlılar için yapmayacağı şey yoktu. Bir yandanda üzülüyordu Yâde'sine, ama yapacak birşey yoktu sağlığı için yememesi en doğru karardı...

- Ağabey Yağmur'un sınavı var. Ben bugün şirkete gelmeyeceğim." Şahan'ın sesini duymasıyla başını olumlu anlamada salladı Yusuf Mirza, gözleri Yağmur'u değince belli belirsiz bir tebessüm etti. İlk günlere göre daha iydi Yağmur. Hem karısı ile de çok iyi anlaşıyorlardı. Yağmur'un bu eve gelin gelmesi şimdiye kadar verilmiş en iyi karardı.

- Tamam aslanım, hem bende gitmeyeceğim bugün Şahin halleder şirketi." Dedi Yusuf Mirza, demli çayından bir yudum alarak.

Şahin, ise duyduğu cümle ile ağızına götüreceği ekmek parçasını tabağına geri bıraktı. Tüm iştahı tek bir cümle yok olmuştu.

- Bende şirkete gitmiyorum! Gitmiyorum ha! İnsanlar neden bu kadar zalim! Ulan hayatt!"diye isyan etti Şahin, ne yapacaktı akşama kadar koskoca şirkete? Ona buna emir verip oturacaktı. Hiç sevmiyordu şirket işlerini.Hayır birde evlenenler, evden çıkmamaya başlamıştı en başta tabiki ağabeyi Yusuf Mirza! Asla evde kalmazdı sabah erkenden şirkete giderdi ama adam evlendikten sonra huy değiştirmişti. Aklına koydu Şahin, en kısa zamanda kendiside Melek ile evlenecek ve tüm gün evde  olacaktı. Çünkü bir adamın yanı karısının yanıyıdı! Asık bir suratla Sofrada onun bu haline gülenlere baktı.

-Günaydın! Günaydın bugün ne kadar güzel,birgün değil mi?" Ayşe'nin neşeli sesinin duyulmasıyla konu dağıldı.Önce yadesi'nin daha sonra da ağabeyi Yusuf Mirza'nın yanağına kocaman bir öpücük kondurdu. Tüm aile üyelerini de tek tek öpüp ve iyi dileklerini aldıktan sonra masada ki yerini aldı. Normal de asla kahvaltıya bu kadar geç kalmazdı ama doğum günü kızı olduğu için ailesi bu saate kadar uymasına izin vermişlerdi. Ezma hanım kızına mutlukla baktı.Tam on sekiz yıl önce bugün kucağına almıştı. Kız çocuğu annesi olmak çok farklı bir duyguydu hele üç oğlandan sonra Ayşe ona ilaç gibi gelmişti. Güzel geçen kahvaltıdan sonra Şahan , Yağmur'u alp çıkmıştı konaktan. Şahin şirkete Yusuf ağada çalışma odasına geçmişti. Ayşe ise arkadaşlarmla doğum gününü kutlaycağım diyip çıkmıştı. Bu duruma ise Zelal kadının hiç gönlü olmamamıştı. Ayşe'nin son zamanlarda ki hal ve hareketleri hele! Hiç normal değildi... Elinde sürekli telefonu ve pişmiş kelle gibi gezen suratı ile iyi şeylerin olacağını göstermiyor ve Yusuf Mirza'nın öfkesiden korkuyordu. Ayşe'nin başına birşey gelirse Mardin'de taş üstünde taş kalmazdı.Ya da Ayşe onun başına bir bela açarsa olacakları düşünmek bile istemiyordu. Derin bir nefes aldı ve gelini Gülhanım'ın yapmış olduğu kahveden bir yudum aldı. Gelini çok güzel kahve yapıyordu ara sıra beğenmemiş gibi yapıyordu. Çünkü Gülhanım'ın asılan suratı hoşuna gidiyordu.

PAYEDÂR(TÖRE) /TAMAMLANDI\Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin