21.Bölüm: KARANLIĞIN FISILTISI

En başından başla
                                    

"Dışarı çıkın." Liya ardından gelen perileri başından defetti. Perilerin aceleyle kanat çırpışları ve telaşla kapıyı arkalarından örtüşlerini işittim. Liya'nın neye carladığını bilmiyordum ama üstüme gelmeye kalkarsa onu paralayacağıma şüphe yoktu.

"Bu hâlin ne?" Liya'nın adım sesleriyle birlikte sesi de yükseldi. "Ben seni yola sokmaya çalıştıkça..." Yollar bana giriyor Liya, canımı sıkma.

Diyara geldiğimden beri ağzım bile bozulmuştu. Bir kibrit çakıp diyarı yok etmek mümkün olsaydı, şimdi ormanın derinlerinde kuru dallar topluyor olurdum.

"Sen iflah olmaz bir leydisin."

"Liya."

"Kraliçe Maysa senin en iyi şekilde saray adabını kavraman için beni görevlendirdi. Büyükbabanıza duyduğu saygıdan eğitimini üstlendi ama sen..." Liya kendini annem sanıyor olabilir mi?

"Liya."

"Ama sen nezaketi öğrenmek şöyle dursun her gün başına buyruk hâllerinle batağa batıyorsun."

"Liya..."

"Keybos topraklarından uzak dur, o bağnaz lorddan da onun yozlaşmış hanesinden de uzak dur dedikçe ayağın oradan eksilmez oldu. Bu saygısızlık, büyük saygısızlık... Ben bilmiyor-"

"Bir sus yahu! Kafa bu, kafa... Yeter." En nihayetinde, sabrımı tüketmişti. "Beni rahat bırak." Donup kalmış Liya'nın yanından geçip köşedeki boy aynasının karşısına geçtim.

"Onunla görüşmeniz çok tehlikeli." Bu peri kızı kafayı yemiş gibi bir sen bir siz deyip duruyordu. Bu diyarda benim ayarlarımla oynayan en baş belası kişi Liya olabilirdi.

"Niyeymiş?" diyerek omuz silkerken aynadaki yansımama baktım. En azından yansımamın bir gelip bir gitmesi iyiydi ama bir gün hiç olmadık yerde yakalanırsam ne yapacağımı bilmiyordum.

"Çünkü o..."

"Çünkü o tehlikeli, kötü, zalim... Sus artık Liya." Aynadan gözlerimi üzerine dikip bakışlarımla ona saldırdım. "Lord Aryen'in diyara dönüşünü kraliçen bile kabul etmişken sana ne oluyor acaba?"

"Kraliçemin emirleri her şeyden üstündür Rena," diyerek bir adım attı bana doğru. "Lakin senin güvenliğin de benim için önemli."

"Aa..." Elimi ağzıma siper ettim. "Benden hoşlanmadığını sanıyordum."

"Aptal bir insan kızısın," diyerek beni küçümsediğinde ona bu kez omzumun üstünden baktım. "Ama yine de kalbin çok temiz." Kalbimle ilgili tek kelime dahi duymak istemediğimi alnıma mı yazmam gerekiyor?

"Leydim olduğun için seviniyorum Rena."

"Var bunda bir bit yeniği," diyerek önüme döndüm. "Dur bakalım çıkar kokusu. Kolayına beni sevmiyorsun sen, bir haltlar döndüğü belli."

Bir kısmı omuzlarımda toplanmış, bir kısmı gömleğin içinde kalmış dağınık saçlarımı düzeltmek için ellerimi enseme atıp geriye savurdum. Kürek kemiklerimin üzerine kadar uzanan koyu kumral saçlarımın hepsi sırtımda toplanınca Aryen'in gömleğiyle baş başa kaldım.

Aryen'in gözleri gibi... insanın huzurunu kaçıran simsiyah, gece koyusu kumaş... Aryen kokan gömlek ruhumu sarmalıyordu.

Onu özlememeliydim ama kahretsin ki onu özlüyor, yanımda istiyor ve günden güne bağlanıyordum.

Kendi gözlerime dalıp gittiğimde bile gözlerimin ardında Aryen ve onun cezbedici güzelliği vardı. Kulaklarımda onun ilahi sesi ve vücudumun her yerinde onun sıcaklığı...

YOZLAŞMIŞ HARABELERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin