#3

3.6K 380 44
                                    

"Günaydın Han hazretleri." Dedi kapıyı kapatıp sandalyeye otururken.

"Hmm. Günaydın." Gözlerimi boş tavandan çekmeden mırıldandım. Bir süre odada sessizlik sürdü. Bundan sıkılıp göz ucu ile ona baktım. Dönen sandalyede çocuk gibi daire çiziyordu. Hafifçe gülümsedim bu hâline.

"Bu saatte odamda napıyorsun Lee?" Dedim tek kaşımı kaldırarak. Elini masaya koyup sandalyeyi durdurdu ve bana döndü. "Bana Minho diyebilirsin."

Başımı sallayıp yatakta doğruldum hafifçe. "Peki, bu saatte odamda napıyorsun Minho?" Dişlerini göstererek güldü ve sandalyeden kalkıp yanıma adımladı. Ben ise gülüşünü ve kısılan gözlerini izlemekle meşguldüm.

"Sabah canım çok sıkılıyordu." Dedi dudaklarını hafifçe büzerek. Yatağıma sırt üstü yattığında iyice duruşumu dikleştirip ona döndüm.

"Sonra şu maskeli tuhaf tipler dışarı çıkıp bir sonra ki görev için kıyafet bakmamız gerektiğini söyledi." Bunun yalan olduğunu biliyordum. Kıyafetleri onlar bizim için hazırlıyordu. Kaşlarımı kaldırıp başımı hafifçe sağa eğdim.

"Öyle mi?" Dedim gülerek. Başını kaldırmadan bana baktı. Bir süre yüzümü inceledikten sonra tekrar önüne döndü. Hafifçe yutkunduğunu görmüştüm.

"Tamam belki ben gitmek için ısrar etmişimdir."

"Neden?"

"Sıkılıyorum çünkü burada. Çok bayıcı bir havası var." Dedi ayağa kalkarken. Kapıya ilerlediğinde gözlerimle onu takip ediyordum.

"Hazırlan hadi. Kapıda bekliyorum. On dakikan var, gelmezsen seni burada bu manyaklarla tek bırakıp kendim giderim." Kapının kapanma sesi odada yankılanırken genişce gülümsedim. Yalan söylemekte berbattı. Ya da iyi bir oyuncuydu.

...

"Sonunda!" Telefonundan kafasını kaldırıp bana döndüğünde gözlerimi devirdim. Kapıyı yaslanarak kapattım ve ona döndüm.

"On dakika da hiç bir insan hazırlanamaz Minho. Matematiğin berbat." Beni süzmeyi bırakıp her zaman ki sırıtışıyla yüzüme baktı.

"Ben hazırlanıyorum ama Han?" Yaslandığımdan yerden ayrılıp ona adımladım. "Sende bir sorun var o zaman." Gülüp koridorda yürümeye başladı. Bende peşinden geliyordum.

"Alakası yok. Sen uyuşuksun."

"Hayır, sen bozuksun!"

"Uyuşuksun."

"Bozuksun." Birden durduğunda bende durdum. Kaşlarını çatıp bana döndü. "Tamam Han en bozuk benim. Yürü hadi." Tekrar yürümeye başladığında gülüp ona yetişmek için hızlı adımlarla peşinden gittim.

"Kural bir: Han'la inatlaşma."

"Kural iki: gevezelik edeceğine yürü." Dedi beni taklit ederek. Gülüp yanına geçtim ve onunla beraber yürümeye başladım. Koridoru arkamızda bırakıp binadan çıktığımız da ona döndüm. "Nereye gidiyoruz?"

"Alışveriş merkezine. Takım elbise alacağız." Anladığımı belli ederek başımı salladım ve önüme döndüm.

Yol boyunca onu her ne kadar konuşup sinir etmek istesemde, vazgeçip yapmadım.

...

"Bu nasıl?" Dedi bir takım elbisenin önünde durup. Siyahtı ve içinde içinde beyaz gömleği vardı. Diğer gözlemlerden farklı olarak, kıravat yerine beyaz fular vardı. Beğeniyle takım elbiseyi süzüp ona döndüm.

"Güzelmiş."

"O zaman git ve dene." Dedi takım elbiseyi alıp elime tutuştururken.

"Sana takım elbise seçmedik ama." Gitmeyeceğimi anladığında omuzlarımdan tutup kabinlere çevirdi. "Git hadi. Sen denerken seçerim. Sonra beraber bakarız." Başımı çevirip ona baktığımda fikrini değiştirmeyeceğini anlamıştım. Başımı hafifçe sallayıp kabinlere ilerledim.

Boş bir tane bulup takım elbiseyi astım ve kapıyı kapatıp kitledim. Kendi kıyafetlerimi çıkarıp takım elbiseyi giydim. Aynanın karşısında nasıl durduğuna baktıktan sonra kapının kilidini açıp dışarı çıktım.

"Minho." Seslendiğimde başını  kaldırıp bana döndü. Yanına ilerledim. "Nasıl olmuş?"

Eliyle dönmemi işaret ettiğinde göz devirip yavaşça etrafımda döndüm.

"Güzel, bunu alıyoruz." Dedi gülümserek. Onu orada bırakıp takım elbiseyi çıkarmak için kabine girdim.

...

"Ben acıktım." Dedim ona dönerek. Durup gözlerini devirdi.

"Nedense hiç şaşırmadım." Dedi ve yürümeye devam etti. Arkasından dil çıkarıp koşar adımlarla ona yetişip yanında durdum.

"Normal insanlar gibi acıkabiliyorum Minho. Yemek yiyelim mi?" Yüzüme bir süre bakıp önüne döndü.

"Birazdan yurda gideceğiz. Ne istiyorsan paket yaptırıp orada yeriz." Çocuk gibi sevinçle başımı sallayıp önüme döndüm. Bana gülümseyerek baktığını göz ucuyla görmüştüm.












































4. Bölümü yazicam allah bilir ne zaman atarım bunu KDKADKANDOANDOSNDOKSD

Partner // MinsungWhere stories live. Discover now