Bölüm-6

3 1 0
                                    

Emir yardım edebileceği düşüncesiyle yanıma geldi. Elleri hafifçe titriyordu. Buna rağmen yardım etmek istemesi çok hoş bir şeydi.

"Emir, benim için bir şey yapabilir misin?" diye sordum dolaptan gerekli şeyleri çıkarırken.

Belli belirsiz kafasını salladığını gördüm göz ucuyla. Hafifçe gülümsedim.

"Askerler sana gereken teçhizatları getirdiğinde seni Marco ile göndermem gerekecek. Bana bir söz vermelisin." dedim ve bir anlığına durup ona baktım.

Kafası karışmış gibi bana bakıyordu. Muhtemelen neden onunla gitmeyeceğimi düşünüyor olmalıydı. Cevabı bulmuş olacakki kaşları çatıldı hızla.

"Asena, hayır! Seni bırakıp bilmediğim biriyle bilmediğim bir yere kaçamam. Aklından çıkar bunu." dedi hafif sinirli birazda yalvarır bir tonda.

Eninde sonunda benim dediğimi yapacağını ikimizde biliyorduk çünkü.

Birkaç adımda yanına varıp yüzünü avuçladım. Baş parmağımla yanağını okşarken gözlerimi gözlerinden ayırmıyordum.

"Beni dinle Emir. Ben bir prenses olduğum kadar bu kalenin komutanıyım da. Askerlerim belkide  canlarını verirken ben kaçamam burdan. Ama seni tehlikeye atamam. Durumu anlamalısın. Eğer seni alırlarsa benden çok daha kötü şeyler olur. Hem güçlerimi kilitleyebilirler hem de sana zarar verip beni kullanabilirler. Bu dünyadaki tek zaafımın sen olduğunu çok iyi biliyorlar." dedim tek nefeste.

Gözleri endişe ve öfkeyle bi büyüyüp bir küçülüyordu. Nefes alış verişleri hızlanmış, kafası karışmıştı. Ne yapacağını bilemiyor gibiydi. Ama söylediklerimde haklı olduğumu çok iyi biliyordu.

"Sana yük mü oluyorum?" diye sorunca aniden hazırlıksız yakalandım.

Yük mü?

Dalga geçiyor sanırım seninle :D

İç sesime hak vererek kaşlarımı çattım. Saçmalıyordu.

"Yük falan olmuyorsun Emir. Senin için endişelendiğimi göremiyor musun? Seni alırlarsa beni kolayca kontrol edebilirler. Seni kurtaramam. Dahası insanlarınızıda kurtaramam. İnsanlarınızın kaderi, halkımın kaderi ve daha bir çok halkın kaderi sadece sana bağlı. Anlamalısın ki seni alırlarsa her şey biter." dedim kelimelerin üstüne basa basa.
Anlamalıydı. Onu tehlikeye atamayacağımı anlamalıydı. İçimdeki beni, ona karşı savaşımı, onu korumak istediğimi anlamalıydı. Beni anlaması gerekiyordu.

Bir an görüşüm bulanıklaşınca afalladım. Yüzümde çeneme doğru doğru uzanan bir ıslaklık hissedince elimi yüzüme attım.

Yine mi...

Bir insan için ağlıyordum?

Bana noluyordu böyle?

Emir'in elini yüzümdeki elimin üzerinde hissedince ona baktım. Gözlerindeki ifadeyi anlamlandıramıyordum. Sadece... Çok güzel bakıyordu bana.

"Seni zor durumda bırakmak istemiyorum. Eğer söylediğin gibi halkların kaderi benim kaçmama bağlıysa gideceğim. Ama bana söz ver." diyip bir süreliğine durdu. Gözlerimin en derinine baktı dikkatlice.

"Ne olursa olsun yaşa Asena. Bana geri dön."

Dudaklarım söylediği ile birlikte kıvrıldı iki yana doğru. Cevap olarak dudaklarına minik bir buse kondurdum.

"Söz veriyorum aridim. Ne olursa olsun sana döneceğim."

&&&

Varisin Arid'iOù les histoires vivent. Découvrez maintenant