-2.4-

16.4K 1.2K 404
                                    

"Ay benim canım oğlum, babasının minik kimchi'si, ne çok özlemişim seni ben."

Kapıdan girer girmez babam üzerime atlayıp bana sıkıca sarıldığında kıkırdayıp ben de aynı şekilde sardım kollarımı ona.  Boynumu ve omzumu öpücüklere boğup kolları arasında biraz daha sıktığında annem de Jeongguk'u çekmişti kucağına. 

"Özledik sizi çocuklar, eğlendiniz mi bakalım?"

"Eğlendik anneciğim, aslında Taehyung'u bir de sakura mevsiminde götürmek istiyorum oraya. Türdaşlarının nasıl nefes kesici göründüğünü görsün."

Nefesimi tutup boncuk boncuk ona baktığımda babam ensesinden tutup kendisine çektiğinde saçlarını da okşamaya başlamıştı.

"Hergeleye de bakın siz. Benim minik güneşimi nasıl da utandırıyor bizim yanımızda. Ağzın iyi laf yapıyor Jeon, bebeğimizi utandırman da hoşuma gidiyor."

Jeongguk hafifçe gülümseyip bana baktığında ona nasıl bakıyordum bilmiyordum ama derin bir nefes verip yanıma gelmişti. Koluna yanağımı yasladığımda babam bize bakıp gülümsemişti.

"Bal kabağım nasıl da buldu eşini."

İçimi kaplayan heyecan ile nefesimi tuttum, Jeongguk'un bakışları üzerimde geziniyordu. Ferk edebiliyordum bunu. 

Evimdi, sevgilimdi, beni hayatta tutan şeydi ama eşim de olduğunu düşünmek beni garip duygularının içine sokmuştu. Karnıma garip bir ağrı girmişti ve hafif bir sarhoşluk vermişti bana. 

Hoşuma gitmişti onu eşim olarak düşünmek. 

Jeongguk'umun koluna girip içeri çekiştirdiğimde hep beraber oturduk babam tatilde neler yaptığımızı sorup saçlarımı okşuyordu. Belli ediyordu, gerçekten özlemişti beni. İlk kez bu kadar uzun süreli bir ayrılık yaşamıştık. 

"İyi bakmış Jeongguk sana, onu tehdit ettiğim gibi."

Hafifçe kıkırdayıp elini koltuğun koçağına yaslayarak beni izleyen sevgilime döndüm, çok tatlı ve huzurlu görünüyordu.

"Uzun yoldan geldiniz çocuklar. Sungho, bırak da dinlensinler hayatım."

Annemin tatlı tatlı çıkan sesiyle kafamı sallayıp ayağa kalktım ve ona sarılıp yüzümü boynuna gömdüm.

"Jeongguk uyuyacak gibiydi, mahçup olmasın diye gönderiyorum sizi, hadi bebeğim, güzelce dinlenin, akşam yemeğine kadar babanın yanına gelip sizi uyandırmasına izin vermem ben."

Annemin söyledikleriyle hafifçe tebessüm ettim ve dolgun yanağına kocaman bir öpücük bırakıp içi geçen sevgilimin elinden tuttum. Hemen kafasını kaldırıp bana baktığında bir şey demeden çekiştirdim onu ve odama götürdüm.

"Neden kalktık, baban seni çok özlemiş."

"Uykun var bir tanem, bugün buradayız zaten, babamı her daim görebilirim ben. Birazcık dinlenelim, ineriz yeniden aşağı."

Kafasını sallayıp üzerindeki kazağı çıkarıp berjerin üzerine koydu, pantolonunu da çıkarıp odamda kalan kıyafetlerinin arasından eşofmanını bulup giydiği gibi kendisini yatağa attı. Gerçekten yorulmuş olmalıydı. 

"Yanıma gel."

Cılız çıkan mırıltısıyla yumuşak pijamalarımla sarmalanıp yatağa girdim, hemen bana dönüp yanağını göğsüme yasladı ve sıkıca sarıldı. Saçlarıyla yavaş yavaş oynayıp uykunun biraz daha bastırmasına yardımcı oldum, nefes sesleri tekdüzeleşmeye başladığında saçlarından son kez öpüp ben de gözlerimi kapadım ve son duyduğum şey, tabii ki de babamın sesiydi.

Dream Glow×Taekook ✓Where stories live. Discover now