Bölüm 0,0''Başlangıç'

549 59 49
                                    

...BÖYLE BAŞLADI...

--

"Kim? Kim dedin?"

-"üzgünüm, izuku midoriya adında birini tanımıyorum."

Herşeye sahipti... Tek bir şey hariç...

"Beni bekle kacchan!"

Ve sahip olmadığı o tek şey...

"Woow! Özgünlüğün harika kacchan!"

Ondan herşeyini aldı...

"üzgünüm...sen bir kahraman olamazsın. Ama neden bir polis olmuyorsun? Kahramanlar kadar olmasa da, onlar da saygı duyulan insanlar."

İdolü onu kırdığında,

Annesi onunla ilgilenemediğinde,

Okulda dışlandığında,

Artık yaşamının bir değeri yoktu gözünde.

______

-**-

~Green light~

-**-

______

O gün, gökdelenin tepesinde, çatıda çizim yapıyordu. Karşısındaki gökyüzü görüntüsünü, kağıda noktasına kadar aynı aktarıyordu.

Bir süre sonra sıkılmış, ayaklanarak çatının ucuna gelmişti. Kollarını iki yana açtı ve derin bir nefes aldı. Konuśmaya başladı;

-"Hey hayat, neden bu kadar acımasızsın?"

-" Ah, yine cevap yok..."

Çatının ucuna daha da yaklaştı. Her adımının onu ölüme götürdüğünü biliyordu. Ama yine de, durmadı. Tam ucuna geldiğinde ise, kilometrelerce aşağısını seyretti.

-" Aman ya. Millet gül gibi yaşasın biz.."

Kafasını sağ tarafına çevirdi, ama bunu yapmasıyla pis dumanın içinde kaldı. Eskiden olsa, hemen korkar ve uzaklaşırdı ama şimdi ölümden korkmuyordu. Aksine, ölümün Kendisi için gelmesini, ve onu büyük bir acıyla boğarak ruhunu esir almasını istiyordu.

Merak ediyordu, neden bu haldeydi? Herşey All might'ın onun başaramayacağını söylemesiyle başlamıştı. Oysa o günden bugüne sadece 6 ay geçmişti. 6 ayda bu kadar çok değişmek..

Annesi fazlasıyla meşguldü, bu nedenle genellikle ona vakit ayıramazdı.

En yakın arkadaşı aynı zamanda zorbasıydı.

Bir özgünlüğü yoktu.

Evet, mükemmel bir hayatı vardı. Hatta öyle mükemmel ki, her gün defalarca kez yara alıyordu. Ama fiziksel olarak değil...

Kafasını iki yana sallayarak bu düşüncelerden kurtulmaya çalışmış, ve başarmıştı. 4 aydır hiç uğramadığı mahallesine uğramak istedi. Bedenini bilmiyordu ama birşey onu oraya itiyordu.

O şeyin sesini dinledi ve mahallesine gitti. Evinin kapısını çaldı. Bir kez. İki kez. Üç kez.. defalarca bıkmaksızın. En sonunda pes etti. Evde kimsenin olmadığını anlamıştı.

Tekrar gidecekken, katsuki'nin evinde gülüşme sesleri duydu. Kapıyı çalmak yerine cama tırmandı ve içeriyi izledi. Annesi, katsuki'nin annesi, katsuki'nin babası ve katsuki. Birkaç kişi daha vardı. Ama onlarla ilgilenmiyordu. Muhtemelen sadece dedikodu için gelmişlerdi.

Yavaşça duvara yaslandı ve görünmemeye dikkat ederek içeriyi dinlemeye başladı.

Katsuki'nin annesi kahkalar eşliğinde konuşuyordu;

-"Ahah! Tabiikide oğlum en iyisi! O UA'ye girmeye hak kazandı! O bir kahraman olacak!"

Düşündü, 'demek kacchan UA'ye gidecek...'  hafifçe kıkırdadı. Bu 6 aydan sonra ilk defa gülümsedi. Ama sadece birkaç salise sürdü..

Umrunda değildi ama annesinin orada olma nedenini merak etmişti. Henüz kendi oğluna biraz olsun vakit ayıramayan bir kadın, neden komşusununkine ayırsın ki?

Ama düşüncelere bölündü, bu defa konuşan annesiydi.

-"Tebrikler bakugou! Seninle gurur duyuyorum!"

İşte orada... Orada kalbinin son parçalarının da yok olduğunu hissetti. Annesi ona sadece 7 yaşındayken seninle gurur duyuyorum demişti.

Annesine kahramanlık hayallerini anlattığında, sadece kafasını sallayarak dinliyormuş gibi yapardı. Ama bildiği tek şey işti. Annesi için önemli olan tek şey işti.

Ne diye katsuki'nin partsine vakit ayırmıştı?

Boş muydu? Hayır. Programı doluydu.

Peki o, annesiyle 4 aydır hiç karşılaşmamış, hiç konuşmamıştı. Ama annesi bunu unutmuş, onu unutmuş gibiydi.

Katsuki, ön plandaki kahraman olacaktı.

Ya o?

Bir kahraman olamazdı. Özgünlüğü yoktu.

Peki ne olabilirdi?

Polis?

Memur?

Mimar?

Doktor?

Hayır. Hiçbiri ilgisini çekmemişti. O, heyecan, adrianalin, tecrübe ve insanları kurtarmak istiyordu. Aklına gelen en iyi meslek ise kahramanlıktı.

Ama şimdi, hem idolü hem katsuki. İkisi de hayattan iki katı soğumasını sağlamıştı. Daha fazla beklemedi ve sessiz adımlarla ara sokaklardan birine girdi.

Oturdu, dizlerini kendine çekti.

Ağlamayacaktı hayır, sadece yorulmuştu. Onca şeyden...

Kahramanlar, kötüler olmadan kahraman olamazdı. Üstelik çoğunun amacı paraydı. Coğu insan sevgisine sahip değildi.

Kötüler ve iyiler, ying Yang gibiydi. Kahramanlar beyaz, kötüler siyahtı. Ying kahramanlar, Yang kötülerdi.

Ama ikiside gerkliydi. Şimdi düşündüde..

All might, ying'in sembolüydü.

Bu kadar şeyden sonra kahraman olamazdı... Ama kahraman olamazdı.

Neden yang'ın sembolü olmasın ki?

Aklına gelenle sırıtmaya başladı.

-" İyi olarak olmazsa..kötü olarak dünya adımı bilecek."

^^












"Green light" /^/ Villain deku /^/Where stories live. Discover now